Yaşamında öteki kişilere ulaşabildiğin anlar, bir ormandaki kuş ötüşleri gibi olacak... uzaklardan gelip geçerken, kısacık bir süre yapraklarda yankılanacaklar o kadar. orman bütün sessizliğiyle yine yalnız duracak orada... ı.kant
turgaykurtulus
turgaykurtulus
VİP ÜYE

Yitik Tadın Peşinde

Yorum

Yitik Tadın Peşinde

( 3 kişi )

2

Yorum

5

Beğeni

5,0

Puan

96

Okunma

Yitik Tadın Peşinde

Yitik Tadın Peşinde

Yıllar sonra yine İzmir’deydi. Çocukken geldiği, gençliğinin bir baharında birkaç gün kalıp gittiği bu şehir, hâlâ rüzgârı tuz kokan, akşamları gökyüzü mora çalan o eski İzmir miydi? Sokakları dolaşırken, hatıralar arasında bir gölge gibi süzüldü. Ayakları onu nereye götürdü bilmezdi, ama işte kapının önündeydi.

Kapıyı çaldığında açan yaşlı bir kadındı. Önce gözlerini kıstı, sonra yüzü aydınlandı.

— Aman Allah! Sen misin? Yıllar oldu be oğul! Gel hele, geç içeri.

Kadın, halasıydı. Eskiden bu evde, yaz günlerinde kalır, sabahları avludaki incir ağacının gölgesinde kahvaltı ederdi. O eski taş avlu, şimdi biraz yıpranmıştı ama hâlâ eskisi gibi serindi.

İçeri girdi, oturdu. Halası çay koydu, yanında da bir tabak dolusu meyve getirdi. Sohbet koyulaştıkça, o eski tat düştü aklına. Çocukluğunun İzmir’inde bir şey yemişti. Adını bilmiyordu ama tadı hâlâ damağındaydı.

— Hala, dedi, ben burada bir şey yemiştim, yıllar geçti unutamadım.

Kadın kaşlarını kaldırdı.

— Ne yedin ki?

— Bilmiyorum… Mor kabuklu, içi süt beyazı… Tatlı ama öyle şeker gibi değil, hafif bir serinliği vardı sanki.

Hala düşündü, sonra mutfağa gitti. Az sonra elinde kocaman bir patlıcanla geldi.

— Al bakalım, belki budur.

Gülümseyerek aldı, parmaklarıyla mor kabuğunu okşadı. Bir lokma ısırdı. Ama daha çiğner çiğnemez başını iki yana salladı.

— Hem bunun boyunu uzatmışsınız, hem de tadını kaçırmışsınız.

Hala kahkahayı bastı.

— Ne bekliyordun? Her şey değişti be oğul, İzmir bile eski İzmir değil.

Adam gülümsedi ama içinde bir sızı vardı. Bazı tatlar unutulmuyordu ama bulunamıyordu da. İnsan ne kadar arasa da, bazı şeyler geçmişte kalıyordu. Ve belki de en güzeli, onların orada, hafızada bir hatıra olarak kalmasıydı.

O gün, orada herkes fark etti ki bazen en güzel şey, kısa ve öz olanmış. Ne bir kelimeyi gereğinden fazla uzatmalı ne de hayatı gereksiz yere sündürmeliymiş insan…


Turgay Kurtuluş

Paylaş:
5 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 

Topluluk Puanları (3)

5.0

100% (3)

Yitik tadın peşinde Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Yitik tadın peşinde yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Yitik Tadın Peşinde yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Mavilikler
Mavilikler, @mavilikler
17.3.2025 16:51:56
5 puan verdi
Keşke geçmişteki güzel her şey zihnimizde var olduğu hâliyle kalabilse… Ama maalesef bu mümkün değil… Ama bizim için değerli olan, yaşamımızda bir iz bırakmış şeylerin önemini kaybetmesi anlamına gelmiyor bu. Gerçekte değişseler, hatta artık olmasalar da; bize bir şekilde dokundukları o zamanlardaki hâlleriyle zihnimizde ve kalbimizde var olmaya devam ediyorlar. Bizi biz yapan şeyler arasında olmaları hayatımızın bir parçası yapmaya yetiyor onları.

İçi hafif sızlatsa da; çok güzel, sıcacık bir duygu bırakan bir yazıydı. Kaleminize sağlık…

Nurefşan.
Nurefşan., @nurefsan-
17.3.2025 15:21:57
5 puan verdi
Her şey yitip gidiyor tek yitip gitmeyen anılarımız. Onlar acaba bavulunu ne zaman toplayacaklar...

Zamanla her şey değişebiliyor ancak yıllar sonra gidilen bir yerde bile o değişimden önce gözlerinin ardında ayrı şeyler görürsün bu sokak böyle değildi bu binalar böyle değildi aaa kaldırım taşları da değişmiş ve en önemlisi kokusunu özlersin eskiden kalma bilindik o kokuyu...

İzmir bilmem ama benim de gençliğim de diyeyim yaş ortaya çıkmasın sevdiğim ve her gittiğimde bir parça daha anılarımda ki ile kıyasladığım kayıplarımın tetiklendiği şehir.

Bu hikayende ne güzel bir nostalji var "büyüklere masallar" bazı yazıların için ben böyle genel bir başlıkla yaklaşıyorum. Hoş bu masal değil ama tadı aynı öyle anlatım ve ifadeler okurken sorgulatmaması mı gerekirdi bilmiyorum ama sorguladım hatta kıyasladım kendi anılarımla.

Geçmiş olmadık bir anda sis perdesinin içinden çıkıp geliyor o tat o ne güzel bir tat diye düşündüğü çocukluğunun unutulmazı büyüyüp tekrar döndüğünde patlıcan olarak çıkıbiliyor karşısına :)) Bunda ben mi bir ironi sezdim yani çocuk yüreği saf... orda ki görülen şimdiki görülenle bir değil mi dedin içerde bir yerlerde sanki...

İzmir'de eskileri arayarak bugünlerde farklılaştığını fark etmek ...

Yazılarını sevsem de benim favori serim değişmiyor değişmiyor işte :))

Kalemine rehberin sevgi olsun.

© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ