Her ayrılış, ölümün önceden alınan bir tadı gibidir, tekrar bir araya geliş de yeniden dünyaya gelişin önceden alınan bir tadı gibidir.-- schopenhauer
TİLHABEŞLİ FİLOZOF
TİLHABEŞLİ FİLOZOF
@tilhabeslifilozof

Çamurdan Yapılmış Evlerin Hatırası

13 Mart 2025 Perşembe
Yorum

Çamurdan Yapılmış Evlerin Hatırası

( 1 kişi )

1

Yorum

2

Beğeni

5,0

Puan

251

Okunma

Çamurdan Yapılmış Evlerin Hatırası

Çamurdan Yapılmış Evlerin Hatırası

Çocukluk anılarının en kıymetlisi, kerpiçten yapılmış o küçük evdi. Güneşin ilk ışıkları, pencereden süzüldüğünde içeriyi sıcacık aydınlatırdı. Çatının arasına yuva yapan serçelerin cıvıltısı, sabahın en güzel melodisiydi. Burası, Halil’in büyüdüğü yerdi. Çamurdan yapılmış ama sevgiyle yoğrulmuş bir ev… Her çatlağında bir anı saklıydı. Yoksulluk içinde bile zengin hissedilen bir yuva…

Halil’in annesi, sabahın erken saatlerinde tandırı yakar, ekmeğin kokusu evi sarardı. Babası, her gün bahçede çalışır ve ağaçları sular, “Bu toprak bize emanet, evlat. Toprakla dost ol ki o da seni unutmasın,” derdi. O zamanlar Halil, babasının sözlerini pek anlamazdı. Ama hayat, insana anlamadığı şeyleri bir gün mutlaka öğretirdi…

Altın kapların Soğukluğu

Yıllar geçti. Halil büyüdü, okudu, büyük şehirde iş buldu. Artık camları gökyüzüne bakan yüksek binalarda yaşıyordu. Evleri ışıltılı, koltukları pahalıydı ama içi hep bir şeylerin eksikliğini hissediyordu. Lüks restoranlarda yediği yemekler doyuruyordu belki ama annesinin tandır ekmeği kadar ruhunu beslemiyordu. Büyük şirketlerde çalışıyor, çok kazanıyordu ama yüzlerce insanın arasında yapayalnızdı.

Bir gün, Halil’in çocukluk arkadaşı Mehmet aradı. “Halil, köye gel. Babaların evi yıkılmak üzere…” dedi. O an kalbi yerinden söküldü sanki. Yıllardır dönmeyi düşünmediği o topraklar bir çağrı gibi yankılandı içinde.

Hemen yola çıktı. Şehirden ayrıldıkça içindeki huzursuzluk azaldı. O eski toprak yollara vardığında, çocukken çıplak ayakla koştuğu patikalar gözlerinin önüne geldi. Köye girince gördüğü manzara ise yüreğini burktu. Bir zamanlar hayat dolu olan köy, şimdi sessiz ve hüzünlüydü. Çocuk kahkahalarının yerini, boş evlerin rüzgâra karışan iniltileri almıştı.

Babalarının evi, gerçekten de yıkılmaya yüz tutmuştu. Taşları yer yer dökülmüş, kapısı eğrilmişti. Ama Halil’in gözü duvarlardaki çatlaklarda değil, o çatlakların içinde saklı hatıralardaydı.

Ruhsuzluk ve kaybedilen Değerler

Halil’in dikkatini çeken bir şey daha oldu. Köydeki eski dostlarının çoğu, kasabaya göç etmişti. Kalanlar ise değişmişti. Gözlerinde yorgunluk, yüzlerinde kaygı vardı. Geçmişin sıcaklığı yok olmuş, yerini güvensizlik almıştı. Artık insanlar birbirine kapılarını açmıyor, sohbetler kısa ve yüzeyseldi. Herkesin evi daha güzel olmuştu ama içindeki insanlar daha yalnızdı.

Mehmet, Halil’e döndü ve derin bir iç çekerek, “Eskiden çamurdan yapılmış evlerde altın kalpli insanlar yaşardı. Şimdi ise altın kaplı evlerde çamurlaşmış insanlar yaşıyor, Halil…” dedi.

Bu söz, Halil’in zihnine mıh gibi çakıldı. O an, yıllardır içinde hissettiği boşluğun sebebini anladı. Maddi olarak yükselmişti ama insan olarak küçülmüştü. Çocukken paylaştığı bir lokmanın tadı, şimdi yediği en pahalı yemekten daha değerliydi.

O gece, Halil kararını verdi. Sabah olunca babasının evini onarmaya başlayacaktı. Fakat bunu sadece bir bina olarak değil, bir hatırayı, bir ruhu yeniden inşa etmek için yapacaktı.

Köklerine Dönüş

Günlerce çalıştı. Kerpiçleri yeniden ördü, eski çatı yerine sağlam ahşap koydu. Ama en önemlisi, köyde kalan insanlarla yeniden bağ kurdu. Onlara selam verdi, sohbet etti. Paylaşmanın, dostluğun, insan olmanın değerini hatırlattı.

Bir gün, komşu köyden yaşlı bir adam geldi ve Halil’e bakıp gülümsedi. “Evladım, sen yalnızca bir evi değil, bir geleneği de onarıyorsun,” dedi.

Halil, yaşlı adamın sözlerini düşündü. Gerçekten de öyleydi. O artık sadece kendi geçmişini değil, kaybolmaya yüz tutmuş bir ruhu da canlandırıyordu.

Aylar sonra, eski ev yeniden ayağa kalktı. Ama Halil’in kazandığı en büyük şey, lüks apartmanlarda bulamadığı huzurdu.

Ve bir sabah, tandırdan yükselen sıcak ekmek kokusu, o eski günleri yeniden hatırlattığında, Halil gözlerini kapatıp iç çekti.

Artık biliyordu: Asıl zenginlik, altın kaplı evlerde değil, insanın yüreğinde saklıydı.

Erol Kekeç/19.01.2025/Sancaktepe/İST

Paylaş
Beğenenler
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 

Topluluk Puanları (1)

5.0

100% (1)

Çamurdan yapılmış evlerin hatırası Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Çamurdan yapılmış evlerin hatırası yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Çamurdan Yapılmış Evlerin Hatırası yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Etkili Yorum
iinsaf
iinsaf, @iinsaf
13.3.2025 02:05:30
5 puan verdi
Hepimizin içinden geçenleri kaleme almışsınız okurken o eski günlerimin huzurunu yeniden yaşar gibi hissettim. Gerçekten her şey altından olsa da hep bir boşluk var içimizde... yalnızlaşan, sessizleşen bir hayatın içindeyiz... Kalabalığın içinde yalnızlığı yaşayan bireyler olduk. Kurulmuş bir makinenin dişlileri gibi dönüyoruz... Ve yalnızlaştıkça hayvanların sıcaklığına sığınıyoruz belki de... Gece gece gerçekten duygulandım ve çocukluğumu, sıcacık ailemi, kardeşlerimi özledim. Yaşamayı özledim vesselam...
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ