0
Yorum
8
Beğeni
0,0
Puan
113
Okunma
Karanlık ve ürkütücü bir laboratuvarda, Dr. Viktor Ivanov, gözlerinde çılgın bir ışıkla mikroskoptan ayrılmıyordu. Yıllarca süren gizli çalışmalarının meyvelerini toplamak üzereydi. Dünya, onun yaratığı olan virüsü asla unutmayacaktı.
Viktor, gençliğinden beri hastalıkların, insanlığın zayıflığının üstesinden gelmek için bir fırsat olduğunu düşünüyordu. Kendi eliyle yaratacağı bir virüsle dünyayı yeniden şekillendirecekti. Laboratuvarının derinliklerinde, genetik kodları manipüle ederek, ölümcül bir virüs yaratmıştı.
"Sonunda," diye mırıldandı, gözleri gururla parlıyordu. "Dünya benim irademe boyun eğecek."
Virüs, dünyaya hızla yayıldı. İlk başta önemsiz görünen bir hastalık, kısa sürede kontrolden çıktı. Panik, kaos ve ölüm her yere yayıldı. Viktor, yaratığının gücünden korkuyordu. Onu kontrol edebileceğine inanmıştı, ancak yaratığı kendi hayatını da tehdit ediyordu.
Viktor, dünyanın sonunu getirmiş olmanın ağırlığını taşıyordu. Yaratığıyla gurur duyuyordu ama aynı zamanda korkuyordu. Kendi yaratığı tarafından yok olma ihtimali, onu derin bir yalnızlığa sürüklemişti.
Virüsün yayılmasını durdurmak için çabalayan bilim insanlarının, Viktor’un laboratuvarına ulaştığını hissetti. Yakalanmak üzereydi. Yaratığı, onu özgür bırakan bir silah değil, bir lanet olarak gördü.
Sonunda, Viktor, dünyanın sonunu getirmektense, onu kurtarmak için çabalayan bilim insanlarına yardım etmeye karar verdi. Virüsü durdurmak için çabalarına katıldı, ancak bu sefer yaratıcısı değil, yok edicisi olarak.
Hikayenin sonu, Viktor’un pişmanlığı ve dünyanın geleceği için umudun bir karışımıydı. Virüs, insanlığın zayıflığını göstermişti, ancak aynı zamanda dayanıklılığını da ortaya çıkarmıştı. Viktor’un yaratığı, dünya için bir lanet değil, bir ders olmuştu.
~dünyada halen var olan adı konamamış deneysel olarak devam eden ,kimyasal silahların ve bunu amaç edinen korku karanlığına karşı susan ülkelerin ,ve onlara yardım eden küresel üst aklın kendi amaçlarında yok olusu~
"insanları yardım etmek yerine nüfus azaltma adı altında gizlenen oyunları görmemek akıl tutulması olurdu."
dsö en karanlık kurumlardan biri,hikayede yardım yerine korkuyu büyütür. ve korku aydınlığı örter.!