3
Yorum
7
Beğeni
3,7
Puan
108
Okunma
DENİZLİ YAZ-AR-BİR DERNEĞİNİN ŞİİR VE DİNAR’LI AŞIK ALİ TAŞ’I ANMA ETKİNLİĞİ (3)
Caddeler tenha ve serin. Saatin yelkovanı ile akrebi bir türlü ilerlemiyor. ’’Keyfimce yol alırım’’ dercesine aheste aheste gidiyor. Ben de ona ayak uydurmak zorunda kalarak bu durumu değerlendirmeye, fırsata çevirmeye çalışıyorum. Telefonumun kamerasını açarak yürüdüğüm geniş caddedeki tarihi binaları, parkları, caddeye dikilmiş sanat eserlerini, asker anıtını fotoğraflamaya çalışıyorum. Bu cadde özel bir cadde olduğu üzerindeki değerli eserlerinden belli.
İlk fotoğrafladığım tarihi bir bina. Osmanlı döneminin son yıllarında yapıldığını tahmin ettiğim bu bina görülmeye değer. Asıl özelliği sade yapısı, abartısız güzelliği. Kim bilir nicelerine hizmet vermiş, anılarla dopdolu bir eserin korunarak bugünlere gelmesi takdire değer. Gururla bakıyorum binaya. Biraz ileri gidiyorum yeni yapılardan çifte minareli cami. Hüzün düşmüş ağaçların dalları arasından objektifime misafir ettim mabedimizi. Bu camide de nice hocalar, müftüler cemaate ilahi dinimizi anlattılar vaazlarında, hutbelerde. Dualarla afsunlanmış caminden yükselen ilahi seslerin Allah’a ulaştığını, duaların kabul edildiğine inanarak yürüyorum cadde de. O an istiklâl marşımızın yazarı Mehmet Akif Ersoy üstadımızın şu dörtlüğü çınlıyor kulaklarımda. (Ruhu şad, mekanı cennet olsun)
Ruhumun senden, ilahi, şudur ancak emeli:
Değmesin mabedimin göğsüne namahrem eli.
Bu ezanlar-ki şahadetleri dinin temeli,
Ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli.
Sakin ve mutlu adımlarla ilerlerken karşıma iki kümbetli tarihi eser gözüme çarpıyor. Bayıldım mimarisine. Devasa binaların arasında ’’ yıkılmadım, ayaktayım’’ dercesine zamana ve aymazlıklara direniyor. Kültür bakanlığımızın restorasyondan geçirildiği izlenimi veriyor. Tarihi eserin avlu duvarına iliştirilmiş İngilizce yazan bir paçavra tarihimize gölge düşürmüş. Beni rahatsız etti ama Denizli’ler acaba rahatsız olmuyor mu bu çirkin reklam bezinin oraya asılmasından?
Türk Cumhuriyetine yakışır biçimde yapılmış Denizli Hükümet Konağı bu caddeye çok sık düşmüş. Modern mühendislik örneği devasa büyüklükte. Hükümet konağında kimler konuk edildi ki? Devletin en yetkili kişiler bu binadan istifa etmesi hoş ama halkında o binada konuk edilmesi de halkımızı da mutlu eder, diye düşündüm binayı izlerken. Binanın en yüksek yerine Denizli’nin simgesi Horoz ritüeli konması çok anlamlı olmuş. Bu binayı yapanlara Denizli halkı adına teşekkür ederek diğer eserleri görmek için ağır adımlalar sağa sola bakınarak yürüyorum. Kurtuluş savaşını anımsatan karşıma çıkıyor. Mustafa Kemal Atatürk’ün sözü yazılmış mermere. ’’ Memleketimizi dünyanın en mamur, medeni devletler seviyesine çıkaracağız!’’ Sözün altına M. K. Atatürk yazılmış Atatürk imzası ile. Bir Türk olarak büyük devlet adamımız, baş komutanımızın sözleri karşısında saygı ile eğiliyorum, duygu sarmalına giriyorum. Kurtuluş savaşında ülkesi için şanlı direniş gösteren dedelerimiz, kahraman askerlerimiz geliyor gözlerimin önüne. Allahsız kitapsızların, ülkemizde bir eli balda, bir eli manda yoğurdunda olanların ihanetleri, başta Mustafa Kemal Atatürk’ümüze, ecdadımıza hayasızca saldıran soysuzların, soyu şaibeli olanların yaptıklarını aklıma düşürüyor.
Osmanlı Türk imparatorluğunu paramparça eden son üç yüz yılın ecnebi avratların aşığı padişahların enkaz halinde bıraktığı ikinci Ergenekon dediğim Anadolu topraklarını İngiliz’e, Fransa’ya, İtalya’ya Rusya’ya işgal ettirmesine bir avuç vatanseverle Türk Kurtuluş Direniş Hareketini kuran Mustafa Kemal, evliyalar, ermişler yurdunu ayrık otlarından ve düşmanlardan temizledikten sonra muasır bir devlet kurmak adına büyük hamleler yaparak Uçak fabrikaları, Dokuma fabrikaları ve nice tarım aletleri üreten fabrikalar, şeker fabrikaları kurarak ileri, aydınlık Türkiye Cumhuriyetini kurmuştu. Mustafa Kemal’i dinsiz, imansız diyerek ihanet edenlerin onu yeterince bilmediklerini, iki kitap okumadıklarını, Ali Kemal dedikleri İngiliz ajanlarının iftiralarına Türk dediklerimizin inanmaları ne acı değil mi? Mustafa Kemal’e mason diyen Eblehlerin bilmiyorlar mı Mustafa Kemal’in masonların ihanetini gördüğü an localarını kapattığını ve onların yanında gizlice görevlendirdiği 33 dereceden mason olan Dr. Mim kemal Öke’nin azar azar zehir şırınga ederek onu öldürmüş olduklarını neden görmezlikten gelirler? Bazı insanların fıtratında ihanet varsa, ne kadar gerçek varsa gözlerine sokalım, inanmazlar! Daha çok şeyler yazılır bu cahillere de; Denizli’nin şeref abidesinin önünden ’’ Ne mutlu Türk’üm diyene’’ diyerek ayrılıyorum tarihin en şerefli askerlerinin huzurundan.
Adımlarım ilerledikçe ne çok güzelliklere tanık oluyorum. Caddeye münhasır göz alıcı eserlerin konumlandırılması isabetli olmuş Denizli’nin açısından. Denizli doğa açısından da çok zengin bir yer. Yer altı sularının sıcaklığı, dünyaca önemi büyük olan pamuk gibi görünümlü Pamukkale’si, doğasının zenginliği her şehre nasip olmayan değerlerle Tanrı donatmış orayı ve çevresini. Sıcacık yer altı suları derken aklıma sıcak sularının sadece kaplıca olarak değil de evleri ısıtmak için kullanılsa doğal gaza ihtiyaç kalmaz. Sebze seraları da üretimlerini ucuza mal edebilirler sıcak suları ile. Avrupa’da böyle bir nimet olsa çoktaaaannnn değerlendirmişlerdi. Bizde nedense böyle güzelliklerden pek faydalanılmıyor. Oldukça üzücü! Umarım belediye yönetimi düşüncemi gerçekleştirir.
Yahşi düşünceler sarmalında ilerlerken karşıma Nihat Kömürcüoğlu Kültür Sanat Vakfı heykelleri çıkıyor. Nasıl bir deha örneği Nihat beyin yaptığı heykeller. Önemli noktalara konulmuş heykeller biri birinden güzel. Dikildiği alanda anlamlı. ATATÜRK PARKI. Atasına bu denli aşık bir şehir. Gururla dolaşırken tüm heykellerin fotoğraflarını çekiyorum. Bakılmaya doyulmuyor. Saatlerce dur, izle. Horoz heykelinden tutunda, sevgi ve aşk heykeline kadar yapılmış. Gerçekten heykel traş sanatçılığı sadece Avrupa’ya ait olmadığının ispatıdır. Ne değerli sanatçılarımız var yurdumuzun her şehrinde ama maalesef kıymetleri pek bilinmiyor; bu da üzücü yanımız. Orta Asya’da diki Orhun Göktürk abidelerini, Bilge Kağan heykellerini taşlara kazıyan bizim atalarımızın deha heykel traşları değil miydi? Demek ki, bizim sanat tarihimiz Avrupa’lılara bin çeker. Gerçek törenin, sanatın, medeniyetin kitabını biz Türkler yazmışız da farkına varamamışız!
Devam edecek
Zafer Direniş
..
5.0
67% (2)
1.0
33% (1)