2
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
131
Okunma
Hazreti Ali bir gün camiye gidiyordu. Ogün günlerden cuma ve acele etmesi gerekiyordu. Fakat yaşlı bir adam Hz. Ali’nin önünde yolda ağır ağır yürüyordu. Hazreti Ali de yaşlı adama hürmet va saygıdan dolayı arkasından ağır ağır yürüdü.
Peygamber Efendimiz diğer zamanlarda vakit namazlarını kıldırmakta acele etmesine rağmen o gün çok ağırdan alıyordu. Cemaat olup bitene bir anlam verememiş ve sessizce beklemişlerdi. Belirli bir süre daha bekleyince, Ya Resulallah bunun sebebi nedir. Hikmeti nedir diye sorular sordular. Peygamber Efendimiz Hz.Ali’yi işaret ederek Ali’ye sorarsınız dedi. Bir vakitten sonra Hz Ali geldi. Sebebini sorduklarında yaşlı bir adamın önünde yürüdüğünü ona, karşı saygısızlık olmasın diye arkasından yürüdüğünü ve onun için de geç kaldığını söyledi.
Namaz kılıp camiden çıkmışlar. O yaşlı adam o güne kadar gayri Müslim olarak yaşamış. Hazreti Ali’nin saygısını duyunca İslam dininin güzel ahlaka önem verdiğini duyduktan sonra müslüman olmaya karar vermiş.
Evet değerli dostlar derdimiz hikaye anlatmak değil belki ama o saygı ve hoşgörüyü temsil eden insanların hikayelerini anlatarak kanayan yüreklerimizi bir nebze dindirmek istiyoruz vesselam. Toplumda bozulma, yozlaşma hat safhada hiç kimse hoşgörülü değil. Ashaplar bozuk saygı ve sevgi uzaklarda yolculuklarda. Kanaatsiz, güvensiz insanlar. İnsanların bir toplum şeklinde değilde bireysel olarak ayrıştığı biz bir zamanda yaşıyoruz. Tahammül sınırımız ipek böceği ipliğine bağlı ha koptu ha kopacak.
Trafik ışıklarında ışığın yanmasını beklerken. Yeşil ışık daha yeni yanıyor. Arkadan bam bam kornaya basanlar. Haydi kardeşim yürü be diyenler. Afedersiniz ama ahlaksızca küfür edenler had safhada. Oysa tabakhane yolunda değiliz. Biraz sabır biraz hoşgörü her şeyi halledeceğini biliyoruz.
Ama içimizde bir trafik canavarı türüyor.
Farz edelim ki önümüzdeki şoför ehliyetini yeni almış.
Farz edelim ki hastalanmış hastaneye gidiyor.
Farz edelim ki panik atak kornaya basınca panik oluyor ve kaza yapma riski artıyor.
Yani bundan dolayı memnun mu olacağız ya ya da yüreğimiz mi soğuyacak.
Bir düşünmek lazım. Oysa birazcık sevgi ve saygı hayati güzelleştirmeye ve yaşanır bir hale getirmeye yetiyor. Empati kuralım mesela dar bir sokaktan geri geri araba ile çıkıyorsunuz. Çıkmaya çalışırken arkadan ve yandan gelen bir arabanın sizin çıkmanıza fırsat vermemesi kadar çirkin bir durum yoktur.
Böyle bir insan nezaketsiz, hoşgörüsüz ve benim kanaatimce görgüsüzdür. Bir gün yolda yürürken apartman komşumuz yaşlı bir amca ile karşılaştım. Yürüye yürüye evin yanına gelmiştik. Evin önünde başka bir komşumuz ile karşılaştık. O da başka bir taraftan geliyordu. Selam sabahı hoş beşi geçtik de. Bizim bir iki adım önümüzde apartmana girmesi ile arkasından kapıyı yüzümüze kapatması bir oldu. Bizi gördüğü halde asansöre bindi ve yukarıya çıktı. Yani iki dakikalığına bekleme nezaketinde bulunmamış oldu. Oysa ikisi de aynı katta oturuyorlardı. Ben beklerdim ki O, yaşlı amcayı iki dakikalığına beklesin ve asansöre binsinler yukarı çıksınlar. Biz toplum olarak her zaman mı böyle nezaketsiz ve nezaket kurallarına aykırı idik. Yoksa sonradan mı böyle olduk.
Üstad Arif Nihat Asya’nın sözleri aklıma geldi.
"Bize bir nazar oldu
Cumamız pazar oldu
Ne olduysa bizlere.
Hep azar azar oldu."
Nezaketli, saygılı, hoşgörülü yaşamak dileğiyle sevgiyle kalın hoşça kalın.
18.02.2025 Muammer KARS
5.0
100% (2)