Başarıyı hedef alın mükemmel olmayı değil. yanlış yapma hakkınızdan vazgeçmeyin; vazgeçerseniz yeni şeyler öğrenme ve gelişme olanağınızı kaybedersiniz. unutmayın; mükemmeliyetçiliğin arkasında korku yatar. insan olduğunuzu hatırlayarak korkularınızı göğü
Tu
Turan Yalçın

Yeni Kitap (öykü)

Yorum

Yeni Kitap (öykü)

0

Yorum

1

Beğeni

0,0

Puan

229

Okunma

Yeni Kitap (öykü)

YENİ KİTAP
Genç yazar, hem yemek yemek, hem de dertleşmek ve sohbet etmek için, arkadaşı ile şehrin kenar mahallelerinde kalan ve nehrin hemen kenarındaki pideciye gitmişti. Sessiz sakin oturmak konuşmak, temiz hava almak için.
Kentin meşhur çökelikli pidesini sipariş edip de, gelmesini beklerken derleşmeye da başladılar bile. Genç yazar çok doluydu. Kendisinden daha tecrübeli ve bilgili olan ve “ağabey” dediği arkadaşına başladı dert yanmaya.
“ Yeni kitabımızın kapağını internette paylaştığımızdan bu yana karşılaştığım herkes “ aman benim kitabımı imzalayarak bir kenara ayır, yanıma gelirken getirirsin” diyorlar. Hem imzalı hem hediye hem de ayağına bekliyor. Herif sanki kitabı okuyacak tanıtacak da millet “ooo Ahmey bey kitabı okumuş biz de alalım” diyeceklerde kitap 100 bin basacak. Bizim kitap için söylediğini sigara alırken bakkal Osman’ a söylese, Osman değneği aldığı gibi dangadanak beline yapıltırır insanın. “
Bunu söylerken genç yazar, Ağabey Ahmet beye, “Ağlanacak halimize gülüyoruz” diyerek gülmeye başladı.
Gerçekten de anlatırken yüz ifadesi komik daha doğrusu trajikomik bir hal alıyordu genç yazarın...
“işte böyle Kardeşim İsmet bey, bir yazar gece gündüz, emek harcayarak onlarca kitap tarayarak bir kitap yaza,r aylarca yayınevlerinin kapısını aşındırır. Ya sponsor bulur, ya da .çocuklarının rızkından artırarak kitabı para ile bastırır. Sorumsuz, bilinçsiz cahil insanlarda , kitabı bedeva bekler. Kitabı okumazlar. Okuyor görünmeyi severler. Yazar ile bu alay etmek,” senin emeğin beş para etmez, sadece bedava verirsen alırız okuruz “der ama okumazlar. Sonra da çocukların kitap okumadığından şikayet eder, sigaraya genç yaşta başladıklarından ahkam keserler. Sen çocuğunun karşısında para vererek aldığın sigarayı içer, bedava kitabı yalvar yakar imzalatarak alır, okumayara yazarla bir kere daha alay edersen, çocuğun kitaba okumaya heves eder mi ? Sigaraya saygılar sunar, ne kadar pahalı olsa da alırsan , ama kitabı bedava almaya layık görürsen çocuğpunda okumayı değil sigara içmeyi tercih eder. Çünkü sigaraya para vererek alırsın , çocuk onu değerli görür. Kitaba para vermediğinden kitabı değersiz görür.Kitabı satın aldığında sen okuyacaksın ki, çocuğunda okusun. ”
Bu sırada neredeyse dumanı tüterek sıcak çökelikli pideler geldi. Biraz susarak sıcak sıcak çökelikli pidelerden birer tane yediler.Ne güzel oluyırdu buranın çökelikli pidesi...
Genç yazar Ahmet İsmet ağabeye , anlatmaya devam etti.
Tecrübeli bir yazar da olan İsmet bey ise burada genç yazar Ahmeti dinlerken nerede ise gençliğine gitmişti ama o böyle tavırlara alışmış ve “cimri” ye çıkan adına rağmen kimseye kitap hediye etmemeye başlamıştı. Zaten çevresi de bıkmıştı istemekten. O ise başka şehirlerde konferanslara giderek kitaplarını imzalayarak yazmanın ve ilgi görmenin sevincini yaşıyordu. Olgunluk döneminde.
Genç Yazar Ahmet ise anlatmaya devam ediyordu. İsmet bey böyle düşünürken.
“Dostun diye geçinenlere çay ısmarlarsın, pide ısmarlarsın, yenına gelince deftet kalem verirsin. Adam şakalaşıyoruz diye senle alay eder, “aman benim kitabı unutma”der okumaz. Okusa da anlamaz, kimseye vermez oku diye ama sorsan seni çok seviyordur. Kitap üzerine yalanlar söylersen soruyorum sana yeğen mi okur çocuğun mu ?”
İsmet bey bunları bildiği halde sesini çıkarmadan dinliyordu. İçinden Ahmet’e , çok saygı duyduğunu Ahmet kardeşini canla başla dinliyordu. Ne kadar da güzel gözlem yapıyor, ne kadar da gerçekçi konuşuyordu.
Genç yazar Ahmet ise anlattıkça anlatıyordu.
“Üstelik “benim payımı ayır unutma” diyenler iki maaşı olan, eşi maaş alan, öğretmen, imam gibi insanlar. Emekle yazılan kitapları küçümseyerek para verip almak istemiyorlardı da ondan alıp, buna satan çok emek vermeden para kazanan bakkal, manav, gibi insanları çok övüyorlar “aman mağdur olmasınlar “diyerek parasını da tam ödüyorlardı. Sorduğunda “parasını tam verelim de haram yemeyelim diyorlardı. Ama günlerce emek verip kitap yazanı, binbir emekle yayınlayan insanın hakkını zevkle yiyor sonra da dost geçiniyorlardı. içinden “sevsinler sizin gibi dostu” dedi,
İsmet bey, belki de Ahmet’in yaşadıklarını ilk kitabını çıkardığı , otuz sene öncesini fazlası ile yaşamıştı. Hatta kitabı “satın alacağız” diye toptan alıp da, “sonradan öderiz” diyenler ödememiş, hiç tanımadığı bir insan “ben baskı maliyetiini karşılarım” demiş ve bastırmıştı kitabını. O günden snra dostuna dikkat etmiş verilen söze değil tutulan sözlere bakmıştı İsmet bey. Ahmet kardeşini dinlerken bunlar aklına geldi. Adeta genç Ahmet’ta otuz sene öncesinin İsmet’ini görüyordu.
Ahmet anlattıkça anlatmış, yorulmuştu. Ahmet anlatırken ismet bey pidesini yemiş ve gelen çayı içerken :
“Ahmet, anlattın içini döktün rahatladın. Pideni yiyemedin. Ben yedim. Şimdi de ben anlatayım sen pideni ye.”
Ahmet önlerindeki tabaklara bakınca durumu fark etti. Başladı İzmet bey konuşmaya:
“ Kardeşim sen bir azimle yola çıkmışsın. “Oku” emrinin zevkini tatmayan, yazanın o kitabı ortaya çıkarırken yaşadığın cefanın, sabrın da kıymetini bilemez. Kitap çıkarırken hem zorluğunu bilmemiz lazım. Hem de kitap ile alay edenlere karşı sabrı ve mücadeleyi de bilmemiz lazım. Bu sabrı gösteremezsek kitap çıkarmanın da anlamı kalmaz. Biz mücadeleye devam edelim. Kimi alay eder, kimi yardım. Herkes kendine yakışanı yapar.Kimi şaka yapar kimi motive eder. Kitabı çıkarıp ortaya koyalım. Hediye eymek istersek hediye ederiz. kime hediye edeceğimizi yazar biz seçeriz, “Kitap dilencisi” değil. Zamanında kitap hediye ettiklerimiz yeni kitabımıza destek olmaz.“İlla da hediye bekler. Kırılsalarda üzülselerde Kitap isteyene “Hayır” demesini bileceğiz. Gerçekten okumak isteyen satın alır imzalatır. Hatta gerçekten kitaptan faydalanan satın alarak çevresine de hediye eder. Bunun hem sevap olduğunu hem de çok motive edici şey olduğuna inanır çünkü. Buna inanmayana da biz bir şey yapamayız. Yazarken nasıl sabredersek , satış olurken de sabrederiz. Yayınevi hediye edilen kitaba bakmaz biliyorsun. Satışa bakar. İnternet çağındayız. İsteyen alarak çevresine hediye eder. Bunu da onlara anlatacağız. Anlamayana da “İşine gelirse “ diyeceğiz.
Bunu söylerken baktı Ahmet’te pidesini yemiş ve kendisini dikkatle dinlemişti. İsmet bey gülümsedi :
“ Sen bana pide ısmarladın, bende sana künefe ısmarlayayaımn. Tatlı yiyelim tatlı konuşalım.”
Bunu söylerken cebinden bir miktar para çıkararak masaya koydu:
“Bak ben gerçek dostunum. Ben sana liste vereyim. Yeğenlerin ve torunların listesi. Bir sayfasını ben öteki sayfasını sen imzalarsın. Ben yeğenlere torunlara hediye ederim .isteyen çöpe atar, isteyen de dedem bana hediye etti, ben de sana diyerek tırununa miras bırakır. Seni de beni de anar. Başkalarını bırakalım da gelen künefeyi tatlı yiyelim tatlı izler bırakalım. Tatlı anılarla tatlı ve güzel günler yaşayalım” dedi.

Paylaş:
1 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Yeni kitap (öykü) Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Yeni kitap (öykü) yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Yeni Kitap (öykü) yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ