1
Yorum
4
Beğeni
0,0
Puan
159
Okunma
Türkiye, yıllardır söylenen ve bir nevide beklenen büyük deprem’in korkusuyla yaşıyor. Ancak bu korkuyu yaşatan, aslında zamanında alınmayan önlemler, görmezden gelinen gerçekler ve sorumluluklarını yerine getirmeyen her kademedeki yöneticiler…
Emlak Barışları ve Denetimsizlikler
Yakın geçmişte yapılan emlak barışları adı altında bir çok eski ve yeni hatta kaçak yapılar affedildi bu eylem gerçekleştirilirken affa tabi tutulanlar kontrol dahi edilmeden hepsinin yerle bir olacaklarını elbette bilemezlerdi en azından öngörülebilir ve önlem alınabilirdi.
Tabi bu aynı zamanda inşaat sektörü için daha hızlı ve ucuz yollarını açarken, aynı şekilde halkın güvenliğini birileri göz göre,göre göz ardı ettiler. Yeterli koşulların oluşmadığı zayıf binaları, kalitesiz malzemelerle, yetersiz mühendislik hesaplarıyla yapılan o yapılar, depremin o etkisiyle meydana gelen görüntü onların neredeyse tamamına yakını içinde yaşayanlara birer mezar haline geldi. Gerekçeleri her ne olursa olsun gerek Hükmet ve gerekse yerel yönetimlerin sorumluluklarını yerine getirmemesi ile doğrudan ilgilidir ve bahse konu binaların sağlamlığına dair denetimlerin eksikliği ise felaketi hazırlayan en büyük nedenlerinde aynı zamanda en önemlisiydi.
Deprem Vergileri
99’da meydana gelen o büyük facianın yaşattıkları hala hafızalardaki yerini korumakta o zamanlar çıkartılan ve sonra deprem vergisi adı altında toplanan bu vergilerin sadece halkın can ve mal güvenliği için kullanılacağı sözü verilmişti. Ancak yıllar geçti, o günden bu güne kadar toplanan bu vergilerin ne olduğu nereye gittiği ve nasıl harcandığına dair net bir açıklama gelmedi bir kaç cılız sesle kimi yol dedi, kimi o dedi bu dedi ama bugün hala gerçeği bilen yok çünkü net bir açıklama yok,ne yazık ki insanlar, verdiği bu vergilerin karşılığında güvenli yapılar, güçlendirilmiş altyapılar görmedi bu gün hala üzerinden geçen iki yıla rağmen sorunların büyük bir çoğunluğu ortada dururken maalesef bu durum ve yaşananlar halkın merkezi ve yerel yöneticilere olan güvenini oldukça sarstı, çünkü artık çok iyi biliyorlardı güvenin yerini ise belirsizlik hakimdi halk kırgındı, kızgındı ve karşısında beklediği o Develet şefkatini asla göremediler.
Zaman Geçtikçe Unutulan Sorumluluklar
Yaşanan onca acının yanı sıra yeniden olabilecek deprem olasılığı, her geçen yıl biraz daha büyüdü günlerce konuşuldu tartışıldı ve hala konuşuluyor, Ancak bugüne kadar sadece konuşuluyor olmanın ötesinde ne yazık ki hala atılmayan adımlar, alınmayan önlemler ve yapılmayan yatırımlar, bugünde bizleri acı bir gerçekle karşı karşıya bırakıyor. Birçok yetkili, "geliyorum" diyen deprem için gerekli hazırlıkları yapmadı yada yapamadı eski hatalar ise tekrarlamaktan hiç kaçınılmadı. Oysa bu toplum sorumlulardan geçmişteki hatalardan ders almalarını ve insanlara daha güvenli yaşam alanları sağlamaları gerektiğini hak ettiklerinin karşılığını bekliyordu.
Gelecek için değişen yok
Bugün hala “geliyorum diyen depremler” için ne yazık ki hazırlıklı değiliz. Yapılar güçlendirilmedi, denetimler yetersiz kaldı, devlet ve özel sektör el birliğiyle sorumluluklarını yerine getirmedi yada getiremedi. Geçmişin hataları, bugünün bedelini daha da ağırlaştırdı. Gerçek şu ki, bu felaketlerin önlenebilir olduğu çok açıkken, hiçbir adım atılmaması trajik bir zafiyetin göstergesidir.
"Bir toplumun gerçek gücü, en zor anlarında birbirine sarılabilme sindedir."
*
Mehmet Demir
6225