2
Yorum
6
Beğeni
0,0
Puan
231
Okunma

Her gün gözünüzü ilk açtığınızda karşınıza neler çıkıyor neler. Haber kanallarında , sosyal medyada, siyasetçilerin konuşmalarında, reklamlar dahi. Hepsi kendince bir şeyler anlatıyor ama gerçekte ne kadarını anlatıyorlar biliyoruz mu tabi ki hayır ama tahmin ediyoruz. Oysa bugün biz bilgi çağında yaşıyoruz ama esas mesele, doğru olan bilgiye ulaşmak.
Bilgi mi, manipülasyon mu derseniz bu kişiye göre değişir. Televizyonu izliyorsun, gazeteyi okuyorsun, sosyal medyada gezinirken aklınıza gelemeyecek türden haberler yağmur gibi üzerinize yağıyor aynı haber birbirinin nasıl bu kadar zıddına olur anlamak mümkün değil. Haberler baktıkça şaşırıyorsun ne kadar tarafsız? Bir olay nasıl olur da farklı mecralarda birden farklı durumda anlatılır bu olanları görmek neden hiç şaşırtıcı değil acaba. Bir bilgiye hemen inanmak yerine, biraz düşünerek hareket etmemiz gerek. Kaynağın ne olduğu, Kim yada kimler söylüyor, neden ne için söylüyor bunları sorgulamadan sonuca varmak mümkün mü tabi ki değil. Onun için bilgiye ulaşabilmek her zaman için önce sorgulamaktan geçer.
Söylenenler ve saklananlar, Siyasetçiler her fırsatta bolca vaat verir, sık sık "en iyisini biz yaparız, yapıyoruz" derler. Ama geriye dönüp hayatımıza baktığımızda, bu sözlerin ne kadarı gerçek ne kadarı aykırı olduğu görünüyor. Seçim dönemlerinde genellikle art arda parlayan vaatler nedense birden sonrasında unutuluyor. Olup bitenleri anlamak için sadece söylenenleri değil, söylenmeyenleri de görmek gerekiyor. Siyasetçilerin neleri anlattığı kadar, neleri anlatmadığına çok daha dikkat etmek gerekir.
Bilgi mi, ezber mi diye sorduğunuz da aklınıza ilk eğitim gelir çünkü eğitim bireyin gelişmesi için en güçlü araçlardan biridir. Ama bunlara rağmen insanlara ezberletilen devamlılığı olmayan bilgilerle yetinmek zorunda kalıyorsak ki bu çok fazlasıyla yaşanmakta dır. Eğer bizler çocuklarımıza "sorgulamayı" öğretmek yerine bunu böyle öğren diyorsak onları sadece ezberciliğe yönlendirirken aynı zamanda gerçekleri öğrenmelerini de çok engelliyoruz demektir. Oysa hepimiz çok iyi biliriz ki, Eğitimin amacı, sadece diploma almak değil, gerçekten bilgiyi alıp, onunla hayatı çözmek olmalı.
Rakamların ardındaki gerçekler vardır ya hani hep ekonomik veriler açıklandığında genellikle insanların bir çoğunun anlamadığı o büyüme küçülme gibi terimler bunu yanında yok efendim verilerin yükselişinden geleceğinden bahsedilir. Ama çarşıya, pazara çıkınca işler öyle mi? İnsanlar geçim sıkıntısı çekerken, ekonomi büyüyor demek ne kadar anlamlı? Rakamlarla oynayarak sürekli bir algı yaratmaktan asla geri durmazlar ama esas olan gerçek ise halkın cebinde olandır çünkü bu gerçek asla değişmez. Önemli olan insanların neler hissettikleri dir istatistiklerin onlar için hiç bir değeri yoktur.
Her nerede olursak olalım bütün gerçekleri aramak zorundayız,
yaşadığımız zaman dilimini de göz önünde bulundurursak bilgiye ulaşmak hiç bu kadar kolay olmamıştı ama doğru bilgiye ulaşmak da hiç bu kadar zor olmamıştı. Yalan ve yanıltıcı haberlere, süslü yalan kokulu sözlere, iyice hesaplanmış ve kurgulanmış algılara kapılmadan önce sorgulamak gerekiyor. Bilinmelidir ki yanlış bilgiyle beslenen bir toplum, kendi geleceğini asla inşa edemez.
O yüzden her duyduğumuza hemen inanmayalım, gerçeği sonuna kadar arayalım, soru sormaktan asla çekinmeyelim.
Bize anlatılanlarla yetinmek yerine, aklı doğru kullanarak hakikati aramak onu bulmak için çalışmak ve tüm gerçekleri bilmek, hepimizin hakkıdır.
*
Mehmet Demir
4225