0
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
189
Okunma
Aşkın Yolculuğu: Sonsuz Arayış
Aşk, bir başlangıç değil, sonsuzluğa uzanan bir arayışın adıdır. İnsan her adımda, her dönemeçte, bulduğunu sandığı anlarda bile aslında eksik kalan bir parçayı tamamlamaya çalışır. Arayış hiç bitmez; çünkü aşk, insanın kendi sonsuzluğunu keşfetme çabasıdır.
Her gelişte başka bir sûrette gelir; her yeni yüz, her yeni hikâye, bir öncekinin yarım bıraktığını tamamlamaya çağırır. Ama eksik kalan parça asla dışarıda değildir. Aşk, dışarıda bulmaya çalıştığın bir güzelliğin, aslında özünde saklı olduğunu fark ettiren bir aynadır.
Bu yolculuk insanı yedi kat arşa taşır; arayışın her katında başka bir hakikatle karşılaşır. Bir sureti bulduğunda, onun ardındaki gerçeği görürsün. Bu, tam da tanrısal bir güzelliği temaşa etmek gibidir. Bulduğunu sandığın her an, sana ilahi bir varlığın eşsizliğini hatırlatır. Ama bu eşsizlik, seni durdurmaz. Çünkü hakikat, bir varış değil, ebedi bir devinimdir.
İnsan her aşkında, her arayışında aslında kendi özüne daha çok yaklaşır. Aşk, dışarıdaki bir güzelliği bulup ona sahip olmak değil, o güzelliği sende yankılanan ilahi bir suretle hissetmektir. Bu yüzden, aşkın her anı, bir mabedin kapısından içeri girmek gibidir; ama mabedin içindeki sonsuzluğa varmak için, yolculuğun hiç bitmemesi gerekir.
Belki de gerçek aşk, yarım kalanları tamamlamaktan çok, her tamamlanışta yeni bir başlangıcın doğduğunu fark etmektir. Çünkü aşk, ilahi bir varlığa duyulan sevgi gibi, hiçbir zaman sona ermeyen, her seferinde seni daha derine çağıran bir sonsuzluktur.
İlker mavi