Amansız bir aşkın acı bir umutsuzluk içinde kıvrandırdığı kimseler gider, gözlerden uzak bulunan ağaçlıklı yollarda saklanırlar... vergilius
Erdoğan Ateşin
Erdoğan Ateşin
@erdoganatesin

ZITLARIN BİRLİĞİ VE MÜCADELESİ BAĞLAMINDA KAOS, ENTROPİ VE TOPLUMSAL DEĞİŞİMLER

22 Ocak 2025 Çarşamba
Yorum Yaz

ZITLARIN BİRLİĞİ VE MÜCADELESİ BAĞLAMINDA KAOS, ENTROPİ VE TOPLUMSAL DEĞİŞİMLER

0

Yorum

3

Beğeni

0,0

Puan

227

Okunma

ZITLARIN BİRLİĞİ VE MÜCADELESİ BAĞLAMINDA KAOS, ENTROPİ VE TOPLUMSAL DEĞİŞİMLER

"Zıtların birliği ve mücadelesi" diyalektik materyalizmin temel ilkelerinden biri olarak Hegelci ve Marksist felsefede önemli bir yer tutar. Bu ilkeye göre, her şeyin içinde barındırdığı zıtlıklar, varlığın hareket ve değişim dinamiklerini oluşturur. Zıtlıklar sürekli bir mücadele içindedir, bu mücadele bir dengeye ulaştığında ise yeni bir sentez, yani yeni bir düzen ortaya çıkar.

Toplumsal kaos ve entropi kavramları, bu diyalektik süreci daha geniş bir toplumsal bağlama oturtur. Kaos, toplumdaki belirsizlik ve düzensizlik durumunu ifade ederken, entropi ise bir sistemin zamanla düzensizliğe doğru eğilim göstermesini anlatır (termodinamikten alınan bir kavramdır).

Bu bağlamda,
Toplumda farklı sınıflar, ideolojiler ve çıkarlar arasındaki mücadele, zıtlıkların bir arada var olmasından kaynaklanır. Bu zıtlıklar sürekli bir mücadele içinde olup, toplumsal değişim ve dönüşümün motor gücüdür. Örneğin, işçi sınıfı ve sermaye sahipleri arasındaki mücadele, koşulları oluştuğunda toplumsal yapının dönüşmesine yol açabilir.

Toplumsal Kaos,
Zıtlıkların mücadelesi genellikle toplumda bir kaos durumu yaratabilir. Bu kaos, eski düzenin çöküşüne ve yeni bir düzenin kurulmasına giden süreçte geçici bir düzensizlik hali olarak görülebilir. Toplumsal kaos, eski sistemin artık sürdürülemez olduğu ve yeni bir sentezin, yani düzenin, doğmaya yakın olduğu bir aşamayı ifade eder.

Entropi,
Toplumlar da tıpkı fiziksel sistemler gibi, zamanla düzenlerini kaybetme ve düzensizliğe sürüklenme eğilimindedir. Ancak diyalektik materyalizm bağlamında entropi, sadece bir çöküş değil, aynı zamanda yeni bir düzene yol açan bir süreçtir. Bu, eski toplumsal yapının çözülmesi ve yeni bir yapının kurulması anlamına gelir. Yani, entropi bir son değil, yeniden doğuşun bir aşamasıdır.

Toplumsal entropi ve kaos, zıtların mücadelesi ile birleştiğinde, toplumun değişim ve dönüşümünün kaçınılmaz bir sonucu olarak değerlendirilebilir. Bu süreçte, eski sistemler çözülür, kaotik bir dönem yaşanır ve sonunda yeni bir denge ve düzen ortaya çıkar.

Geleceğin toplumunu yaratacak tarihsel koşullar ve yeni toplum biçimi, büyük ölçüde mevcut sosyo-ekonomik, politik, teknolojik ve çevresel faktörlerin evrimine dayanır. Tarihsel olarak, toplumsal değişimler genellikle üretim tarzındaki değişiklikler, sınıf mücadelesi, teknolojik ilerlemeler ve ekolojik krizler gibi etkenler tarafından tetiklenmiştir. Bu bağlamda, geleceğin toplumunu şekillendirecek bazı önemli koşullara değinmek gerekirse,

1. Teknolojik Gelişmeler ve Otomasyon
Endüstri 4.0 ve dijitalleşme, üretim süreçlerinde radikal değişikliklere yol açıyor. Otomasyon, yapay zeka ve robot teknolojileri, iş gücünün birçok sektöründe insan emeğini azaltabilir. Bu durum, hem ekonomik yapıları hem de işçi sınıfını dönüştürebilir. İnsan emeğinin yerini makinelerin alması, işsizlik oranlarını artırabilirken, aynı zamanda işin doğasını yeniden tanımlayarak daha yaratıcı ve bilgiye dayalı iş kollarına yönelişi de beraberinde getirebilir.

2. Ekolojik Kriz ve Sürdürülebilirlik Arayışı
İklim değişikliği, doğal kaynakların tükenmesi ve çevresel bozulmalar, toplumların sürdürülebilirlik temelli yeni yaşam biçimleri arayışına girmesine neden olabilir. Ekolojik kriz, daha yeşil teknolojilerin, çevre dostu politikaların ve kaynakların daha verimli kullanılmasını zorunlu kılabilir. Gelecekte, toplumlar çevreye duyarlı üretim ve tüketim modelleri benimseyebilir, hatta bu modeller ekonomik sistemleri dönüştürebilir.

3. Küreselleşme ve Yerelleşme Dinamikleri
Küreselleşme, ulusal sınırları aşan ekonomik ve kültürel etkileşimleri artırsa da, yerelleşme de güç kazanan bir trenddir. Bu, daha sürdürülebilir, yerel ekonomilere dönüşme arzusunu ve küresel bağımlılıkların azaltılmasını içerebilir. Geleceğin toplumları, yerel üretimi ve toplulukları güçlendirme yolunda adımlar atabilir.

4. Toplumsal Eşitsizlik ve Sosyal Adalet Arayışı
Günümüzde gelir eşitsizlikleri ve sosyal adaletsizlikler, birçok ülkede siyasi gerilimleri artırıyor. Bu durum, gelecekte daha adil bir gelir dağılımı ve sosyal hakların genişletilmesi gerekliliğini beraberinde getirebilir. Evrensel temel gelir gibi kavramlar, daha adil bir toplumsal yapı için tartışılan çözümler arasında yer alıyor.

5. Siyasal Yapıların Değişimi
Demokrasi, otoriterlik ve popülizm gibi farklı yönetim biçimleri dünya genelinde tartışılırken, geleceğin toplumunda daha katılımcı, şeffaf ve hesap verebilir yönetim biçimlerine doğru bir evrim görülebilir. Bu süreç, dijital araçlarla doğrudan demokrasi modellerinin gelişmesi veya vatandaşların karar süreçlerine daha aktif katılım sağladığı sistemlerin oluşması şeklinde olabilir.

6. Kültürel ve Kimliksel Çeşitlilik
Gelecekte toplumlar, giderek artan kültürel ve kimliksel çeşitlilikle karşı karşıya kalacak. Bu, bir yandan yeni toplumsal dayanışma biçimlerinin gelişmesine, diğer yandan da kimlik çatışmalarına yol açabilir. Toplumların bu çeşitliliği nasıl yöneteceği, gelecekteki sosyal düzenin temel taşlarından biri olabilir.

Bu faktörlerin etkileşimiyle, geleceğin toplumu daha teknolojik, çevresel kaygıları gözeten, sosyal adalet temelli, yerel ve küresel dengeleri gözeten bir yapıya evrilebilir. Ancak bu geçiş, kaçınılmaz olarak tarihsel ve toplumsal çatışmalarla şekillenecektir.

Erdoğan ATEŞİN
Paylaş
Beğenenler
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Zıtların birliği ve mücadelesi bağlamında kaos, entropi ve toplumsal değişimler Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Zıtların birliği ve mücadelesi bağlamında kaos, entropi ve toplumsal değişimler yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
ZITLARIN BİRLİĞİ VE MÜCADELESİ BAĞLAMINDA KAOS, ENTROPİ VE TOPLUMSAL DEĞİŞİMLER yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
İbrahim Kurt
İbrahim Kurt, @ibrahimkurt
23.1.2025 19:23:11
Hocam derin konu derin mevzu çok mükemmel bir dil ile kaleme alınmış çalışmanızı ve sizi kutluyorum
Tüya
Tüya, @tuya
22.1.2025 23:57:38
Düşündüren kaliteli yazınızı gülümseyerek okudum.

Ama ben, zıtların birliğinin son bulmasını isterdim. Biliyorum, diyalektiğe aykırı bir arzu benimki elbette....
Emek ve sermaye çatışmasında, görüyoruz ki, sermayenin boyutu tarif edilemeyecek kadar devasa ve giderek kazanç sağlamakta, güç kazanmakta. Emekçinin hakkını arayamaması için bin türlü yasa, kanunla sermeye garanti altına alınmıştır. Zira kapitalist sistemin lobiyistler üzerine kurulu bir sistemdir. Devlet mekanızmasıyla el ele ve birbirlerine hizmet etmektedirler. Çark böyle dönüyor. Böyle emekçiler, ezilen sınıflar susturulmakta, sindirilmeye çalışılmakta...

"Geleceğin toplumunu yaratacak tarihsel koşullar ve yeni toplum biçimi, büyük ölçüde mevcut sosyo-ekonomik, politik, teknolojik ve çevresel faktörlerin evrimine dayanır." diyorsunuz. Evet, ama bir asırdır evrilmeyi bekliyoruz.
Ve ben Marx'ın toplum ve sınıfsal tahlilleri doğrultusunda; analizlerindeki zıtlıkları, kaosu çok bariz bir şekilde yaşamaktayız, evet. Fakat ezilenlerin bu denli yok sayılması, diktatörlüklerin, despotlukların popülist söylemler ve mantralarla iktidarları ellerinde tutmaları; sistemlerini süresiz ve dokunulşmaz kılma çabaları; halkları da baskıyla sindirme çabaları nasıl son bulacak, hangi metodlarla, yöntemlerle?

Acaba, diyorum, Marx; bu süreci, özellikle teknolojinin boyutunu, Aİ'nin devasa gücünü öngöremediğinden midir, "evrilme"deki zahmet, gecikme; hatta hiç gerçekleşmeme olasılığı?

Eminim ne anlatmak istediğimi anlamakta zorlanacaksınızdır - otuz yıl önce olsaydı, daha iyi anlatabilirdim belki!
Neyse...

Aslında her mısranız, her madde başlı başına düşündürücü olduğu gibi öğretici; ancak tartışılmalıdır da, diyorum.

Çok teşekkürler emeğinize, sayın Ateşin.
Saygılarımla.



© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ