1
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
322
Okunma

Allah’ın varlığı, ispatlanabilecek bir olgu ya da maddenin varlığı gibi ele alınabilecek bir konu değildir. Çünkü Allah’ın varlığı, maddi ve gözlemlenebilir bir gerçeklikten çok daha ötedir. Maddi varlıklar belli bir forma, enerjiye ya da zamana bağlıdır; oysa Allah tüm bunlardan bağımsızdır. Yarattığı evrenin hiçbir kategorisine dahil edilemez, çünkü O, bu kategorileri yaratandır. Allah’ın varlığı, insan aklının sınırlı algılarıyla ölçülemez ve bu yüzden varlığı ispatlanabilir bir şey olarak görülmesi bir yanılgıdır.
İnsan aklı ve bilimsel yöntemler, yaratılmış varlıkların gözlemlenebilir ve ölçülebilir özelliklerini tespit etmek üzere tasarlanmıştır. Ancak Allah, yaratılmış bir varlık değil, tüm yaratılmışların üstünde ve ötesindedir. Bilimsel olarak bir maddenin varlığı, onun doğrudan ya da dolaylı etkilerinin gözlenmesiyle kanıtlanır. Fakat Allah, hiçbir varlık kategorisine dahil olmadığı ve herhangi bir maddi reaksiyona tabi olmadığı için, bu kıstaslar O’nun varlığına uygulanamaz.
Allah’ın Varlığı ve Maddi Kategoriler
Maddeler, belli bir forma sahip oldukları ve fiziksel etkiler yaratabildikleri için bilimsel yöntemlerle incelenebilir. Örneğin, daha önce bilinmeyen bir madde bulunduğunda, bilimsel yöntemlerle bu maddenin varlığını tespit edebilirsiniz. Bu süreç, maddenin fiziksel etkilerinin ölçülmesine ve deneyler yoluyla doğrulanmasına dayanır. Bilimsel yöntemler, doğrudan fiziksel gerçeklikleri anlamaya yönelik olduğu için, metafizik bir gerçekliğe uygulanamaz. Allah’ı maddi bir varlık gibi düşünmek, O’nu yarattıklarıyla kıyaslamak gibi bir hataya düşmek anlamına gelir. Metafizik kavramlar, fiziksel olguların sınırlarını aşar ve bu yüzden bilimsel araçlarla değil, kavramsal ve inanç temelli yaklaşımlarla ele alınır. Bu ayrım, Allah’ın varlığının neden maddi kategorilere indirgenemeyeceğini daha net anlamamızı sağlar.
Örnek vermek gerekirse, gözle görülmeyen bir gaz olan oksijenin varlığı, onun fiziksel etkilerinden yola çıkarak kanıtlanmıştır. Oksijenin bulunduğu bir ortamda canlılar nefes alır ve hayatta kalır. Ancak oksijen bulunmayan bir ortamda nefes alamayan canlılar ölür. Bu durum, oksijenin varlığını bilimsel olarak kanıtlar. Fakat Allah’ın varlığı, bu tür bir fiziksel etkiden çok daha ötedir. O, bütün yaratılmışların kaynağıdır ve bu yüzden maddi kategorilerle ölçülemez.
Gayb ve Allah’ın Anlaşılmazlığı
Allah’ın varlığını anlamak için gayb kavramına başvurmak gerekir. "Gayb", insanın algılama ve kavrama sınırlarının ötesinde olan, mahiyeti hakkında bilgi sahibi olunamayacak şeyleri ifade eder. Metafizik bir varlık olan Allah’ın varlığı da bu kapsamda değerlendirilmelidir. Bilimsel yöntemler, maddi varlıkları inceleme amacı taşırken metafizik aleme ulaşamaz; bu, onların doğası gereğidir. Allah’ın varlığı, insan aklının sınırlı algıları ve bilimsel yöntemlerin çerçevesi içinde anlaşılamayacak kadar aşkın ve eşsizdir.
Kur’an-ı Kerim’de bu durum şu şekilde ifade edilir: “Onlar gayba iman ederler.” (Bakara, 2/3) Bu ayet, Allah’ın varlığını anlamanın ispat etmekten ziyade iman etmekle mümkün olduğunu gösterir. İnsan aklının ve bilimsel yöntemlerin ötesinde olan bu gerçeklik, ancak imanla kavranabilir.
Bilim ve Allah’ın Varlığı
Bilimsel yöntemler, yaratılmış varlıkları incelemek üzerine kuruludur. Bilim, ölçülebilir, gözlemlenebilir ve tekrarlanabilir fenomenleri inceler. Elektriği düşünelim: Elektrik, kontrol altına alınıp kullanılabilir hale getirildiği için varlığı kanıtlanmıştır. Ancak kontrol altına alınamayan bir varlığı, bilimsel yöntemlerle kanıtlamak mümkün değildir. Allah’ı bilimsel yöntemlerle ispat etmeye çalışmak, O’nu yaratılmış bir varlık olarak düşünmek gibi bir yanılgıya düşmek anlamına gelir.
Allah’ın Varlığını Anlamak
Allah’ın varlığını ispatlamaya çalışmak, insan aklının sınırlarını ve acziyetini görmezden gelmek demektir. Einstein ya da Newton gibi dâhi bilim insanları bile Allah’ı ispat etmeye kalksa, akıllarının sınırlarıyla karşılaşırlardı. Allah’ı anlamak, ispat etmekle değil, imanla mümkün olur.
Sonuç olarak, Allah’ın varlığını anlamak için bilimsel yöntemlere başvurmak, insanın sınırlarının farkında olmamasından kaynaklanır. Allah’ın varlığı, maddi bir fenomen değil, her şeyin kaynağı ve aşkın bir gerçekliktir. Bu yüzden, Allah’ı anlamak ve inanmak, bilimsel kanıtların ötesinde bir iman meselesidir.
Bahadır Hataylı/17.01.2025/Sancaktepe/İST