Para, gübre gibi etrafa yayılmazsa işe yaramaz. baco
Yahya Cumhur TAPCI
Yahya Cumhur TAPCI

KAZANAN İNSAN KAYBEDEN İNSANLIK

Yorum

KAZANAN İNSAN KAYBEDEN İNSANLIK

0

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

193

Okunma

KAZANAN İNSAN KAYBEDEN İNSANLIK

KAZANAN İNSAN KAYBEDEN İNSANLIK
Son yüz yılda teknoloji, iletişim, ekonomi ve sosyal yaşantı alanlarında çok şey kazandığını zanneden insan, aslında ne kadar çok şey kaybettiğinin farkında mı acaba…
İnsanımız, okuryazar, kültürlü, bilgili ve en gelişmiş teknolojiyi icat edip kullanma seviyesine çıktı. Teknoloji üretiminde ve kullanımında birbiriyle hatta zamanla yarışır durumdalar. Bu teknolojiyi ilk bulanları bilmem ama üretip pazarlayanların çokça para kazandıklarını hatta diğerlerini sömürme derdinde iken bir kısım insanımız da bu teknolojiyi çok iyi kullanmakla öğünür durumda. Nihayetinde kendi zekâlarının ürünü olup, kendi elleriyle ürettikleri bu teknolojinin kölesi durumuna düşmüş insan…
Ne büyük çelişki… “ Beşerin böyle adetleri var, putunu kendi yapar kendi tapar.”
İnsan, zekâsıyla, becerisiyle övünüp dururken insanlığını kaybettiğinin farkında değil. Robotlaşmış bir insan güruhuyla karşı karşıya insanlık. İnsan, insanlığını kaybetmiş. İnsanlığınızı kaybettikten sonra dünyayı parmağınızda oynatsanız ne yazar! Nice Nemrutlar, Firavunlar da dünyayı ben yarattım havalarındaydı. Geriye ne kaldı onlardan…
İnsan, daha dün küçücük evlere iki, üç aileyi sığdırıyor, huzurlu ve mutlu bir hayat sürebiliyordu. Küçücük odalarda tatlı aile sohbetleri, masallar, hikâyelerle birbiriyle kaynaşıyordu. Bilgi ve birikim bu aile sohbetlerinde gelişip geleceğe aktarılıyordu. Aileler diğer ailelerle iletişime geçiyor ve sosyal dayanışmanın zirvesini gerçekleştiriyordu. Tartıştığı komşusu bile olsa onun sıkıntısını gidermede, ona yardımcı olmada bir sakınca görmüyor, sadece komşuluk hakkını gözetebiliyordu.
Şimdi…? Evlerimizi genişlettik, eşyalarla doldurduk odalarımızı, aile fertlerini azalttık… Elli altmış metrekarelik evlere on, on beş kişiyi sığdırabilirken daha dün; yüz kırk, üz altmış metre karelik evlere dört, beş kişilik aileyi sığdıramaz olduk. Daracık evlerde bir ömür birlikte yaşarken daha dün; bugün, kocaman evlerde yalnız kaldık. Başka evlere gönderdik aile fertlerini. Onlar da kocaman kocaman evlerde yalnız başlarına kaldılar, yan komşularından, alt ve üst komşularından habersiz… Böylece birbirimizden bîhaber mutlu mesut(!) yaşayıp gidiyoruz…
İnsan, köyleri beğenmedi, akın akın şehirlere doldu. Derme çatma evlerde, mahallelerde sağlıksız bir hayat sürdüler. Üç beş kuruş para geçirdiler ellerine büyük büyük evlere geçtiler. Şimdi kendilerini çok zengin, mutlu, şehirli görüverdiler… Köylerini, köydeki işlerini unuttular. Hepsinin bir bahanesi vardı şehirde yaşamak için ve ne şehirli olabildiler ne de köylülüklerinden bir eser kaldı. Arasatta yaşayıp gidiyorlar işte yarı sarhoş, şuursuzca... Fasit bir daire içinde koşuştururken insan, yorgun ve bitkin, insanlığını kaybettiğinin bile farkında değil.
Son zamanlardaki insanların birbirini hiç acımadan öldürmesi, işkenceye tabi tutması, sadece kendi menfaatlerine odaklanması, kendini düşünmesi ve kendi istek ve arzularının sınırsızlığı, insanlığı yok ediyor. Birbirine kırdırıyor insan insanı… İnsana gücü yetmeyen, masum hayvanlardan alıyor sadistçe intikamını. Bir afet oluyor, kimileri can derdindeyken birileri mal yağmalama derdine düşüyor. Salgın hastalığın pençesinde boğuşurken bütün insanlar elde ettiği aşıyı bile diğer insanlarla paylaşma düşüncesinde değil hatta onları sömürme aracı olarak kullanabiliyor. Zenginliğiyle öğünen devletler, aşıyı başka kimseye vermek istemiyor. Bütün insanların salgına maruz kaldığı şu günlerde bunlar sadece kendilerini düşünüyor. Böylece bu salgından kurtulacaklarını sanıyorlar. İnsan, kazandığını düşünürken insanlığını pazarladığını ve yağmaladığının farkında değil.
İnsan insanlığının farkına varmalı; yeniden insan olmalı insanlık… Özüne dönmeli; yaradılış gayesini hatırlamalı. Aileyi, kardeşi, anneyi, babayı, amcayı, dayıyı, teyzeyi, halayı, yeğeni, komşuyu, akrabayı, hısımı, dinini, imamını, geleneğini, göreneğini, eğlencesini, yasını, taziyesini yeniden hatırlamalı, sahiplenmeli, paylaşmalı. Zengin ve fakir nimetinin sırrına varmalı; paylaşmak kültürünün idrakine varmalı insanlık. İnsanın, insanlığını kaybetmesinin en önemli sebebi paylaşma kültürünü kaybettiği içindir belki de kim bilir… İnsan, insanlığına dönmedikçe dünyada huzur ve mutluluğu yakalayamayacaktır. Huzur ve mutluluk yoksa yaşamak neye yarar…
11.03.2021



Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Kazanan insan kaybeden insanlık Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Kazanan insan kaybeden insanlık yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
KAZANAN İNSAN KAYBEDEN İNSANLIK yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL