Para, gübre gibi etrafa yayılmazsa işe yaramaz. baco
Mavilikler
Mavilikler

ŞEYTANIN ÇOCUĞU

Yorum

ŞEYTANIN ÇOCUĞU

6

Yorum

6

Beğeni

0,0

Puan

443

Okunma

ŞEYTANIN ÇOCUĞU

ŞEYTANIN ÇOCUĞU


O da bir bebekti. Hani şu ölüme terk etmekte mahzur görmediği o minicik meleklerden biri… ‘Hayat’ denen sürecin en başlangıcındaki, o hayata ‘merhaba’ dediği yerde, hastanede, oranın soğuk yüzünü gülümseten… Sıcacık varlığıyla dışarının sert poyrazlarına meydan okuyan… Minicik bedeniyle, kalkan olan tüm soğuklara… O bebeklerden biriydi işte!


O sürecin neresinde o mini mini meleği kaybetti içinde bir yerlerde?! Hiç mi acımadı kalbi o küçük bedenleri gitgide soğutup, ihtiyaçları olan o ilaçları onlardan esirgeyerek, para denen kağıt parçası uğruna onları ölüme götürürken?


Hiç mi sevmedi hayatı boyunca bir bebeği kucağına alıp? Onun dünyadan habersiz gözlerine bakarken hiç mi göndermedi o gözlere o dünyadan sıcacık bir gülüş? “Hoş geldin” diyen…


O insan görünümündeki canavar hangi noktada soyundu insanlığından? Soyunma süreci ne zaman başladı? Hangi ara dokunmaz oldu ona insan sıcağı? O insanlarla arasına hangi ara o şeffaf duvar örüldü? Görünmeyen ama gerçek duvarlardan kat be kat daha kalın… Ağlamalara, gülüşlere, insana dair seslere, nefeslere sağır eden kalbini…


O doktor kisvesindeki canavar; masumiyetin simgesi renginden de mi utanmadı o giydiği önlüğün? Beyazını kirletmekten korkmadı mı?


Beyaz şeyleri kirletmekten korkmayacak kadar mı karardı kalbi? Kendi hayatındaki beyaz olan şeylerden de mi korkmadı? Çocuklarından… Onları kirletmekten en azından… İçlerindeki o minicik bebeği öldürmekten… Para uğruna ölüme terk ettiği bebekler gibi…


Yoğun bakım ünitesindeki o melekleri öldürmedi sadece o canavar. Kendi meleklerini de öldürdü aslında, sadece bedenlerini bıraktı -şimdi var olan; yoksa da ileride olacak- çocuklarının… Alınlarında koca bir damgayla ‘şeytanın çocuğu’ yaptı onları…




Paylaş:
6 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Şeytanın çocuğu Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Şeytanın çocuğu yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
ŞEYTANIN ÇOCUĞU yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Gule
Gule, @gule
23.10.2024 00:15:30
Paranın kirletmediği şey yok! İşin içine para girdi mi her şey çürümeye, kokmaya başlıyor.

Perde arkasında çok daha kirli oyunlar, dolaplar dönüyordur. Ucu çok daha üstlere değiyordur, dananın kuyruğu da gitgide uzuyor.

Normalde hastaneler denetimlerden geçer hep...Arada hep iş bağlayıcılar, büyük büyük adamlar vardır. Sistem böyle çalışır, elden ele vereceksin, yedireceksin, cebini şişireceksin ki çark dönsün.

Hep düşünür, hep şunu derim bütün bu zalimlikler, canilikler olurken, hiçbir şey olmamış gibi siz o yastığa başınızı koyup nasıl rahat uyuyorsunuz? Nasıl?

Ben artık dilimi de bağladım, ne diyeceğimi de şaşırdım.

Teşekkürler mavilikler, sevgiler.

deniz_tayanç1
deniz_tayanç1, @deniz-tayanc1
22.10.2024 14:20:35
Para, herşey ise, her şey mübah.
Utan Allah'tan utanmayandan, kork korkmayandan.
Hesap günü herkese yakın.

Çok saygımla Üstadım
Yılmaz Süslü
Yılmaz Süslü, @yilmazsuslu
21.10.2024 21:58:03
Özel hastane bir BİRLEŞMİŞ MİLLETLER Projesi . Sağlık alanına sızmış malum tayfadan rutinde sağlıkçı olmayan , diploması dahi şüpheli vahşi,azılı para hırslı zevatlar var. Bu vahşiler dışında dahi sağlık eğitimi alırken çektiklerimiz de ortada. En basit enjeksiyon dahi aşırı stresli iştir hep. Hele ki çocuk ,bebek olayı akıl almaz. Bunlar sağlıkçı felan değil. Diplomalarının büyük çoğunluğu şüpheli. 6 yıl dünyanın en zorlu eğitimlerinden ,sonra dünyanın en zorlu 2. sınavına işkence çeke ,çeke gece gündüz uzmanlık için hayatını bitiren bir kişi, sağlıkçı kesimi, yapmaya aldığı eğitimin ruhundaki diplerdeki o sarsıntı dahi izin vermez. Zamanında İstanbul da çok ünlü hatta ülkenin en büyük tıp fakültelerinden İstanbul'daki Psikiatri Anabilim dalı başkanlığı ,İl tabip odası , Adli Tıp dahil birimlerin en tepesinde başkan olmuş cemaat tayfası hem de çok ünlü bir şahsın ,küçük bir çocuğu ağır dormicum gibi Benzodiazepin ajanlar ,Diazepam tarzı Trankilizanlar vererek ailesine düşman edip ,ailesinin elinden alma hem de ilk değil çok vakalar olduğu ortaya çıkmıştı. Ama o şahıs gündemden düştü. Bu dediğim de o bebek vahşeti kadar tam vurgun! Bu kişi akademisyen olmuş isim. Şu şartlarda merdiven altı adı tarzanca hospital yazan dahi her özel isimli hastane tehlikelidir. Bunların amacı sizin paranız. Sistemi içinden biliyorum .

Bir sağlık personeli , çok zor yetişir. Akıl almaz çileler ,üst devre hocalardan hakaret ve ötesini çeke çeke geçti yıllarımız. Ama zorlu meslek içindi ve biliyorduk. Anılarımda hala çok da fazla. O yüzden de benim gibi yıllardır ağır tedavi gören ,meslek hastalığı çok yüksek sayısız sağlık emekçisi var. Ama bunlar şu vahşetçiler sağlıkçı olamaz. Devlet güya denetliyor havasıyla zaten ki, dünyadaki bilinen tek bilim dalı "Tıp " ilmini de sistematik olarak yok etmekle baştan sona hem tepedekilerin de yaptıkları da ortada. Sorun tepedeki yöneticiler. Bu şahıslar sular durulunca unutulur , giderler. Ama bu tepe kadrosu , tam fena . Toplum ayarlı basınca ,yıllarca zaten ilizyon halinde. Halk gerçeği göremiyor sahte gazeteci kılıklılarca tarafından. Zaten ki ülke tam çürümüş topluma planlı gidiyor ki ZELİHA hocanın dediği gibi ! İnternette haberler hep vahşet ve bunlar sistematik olarak bilincimize işleniyor ve alıştırılıyor. Çünkü tepede bir erk ,güç dışardan kontrol ediliyor. Bunu tüm yaşananlar ortaya çıkardı. Ama halk hem açlıkla ,güya enflasyonla terbiye ediliyor ,hem eğitim de sıfırlanmış bir çorak milyon yığınlarına dönüşmüşüz. Profesör Oktay Sinanoğlu bu yüzden Türk milletini uyandırmak için 60 yıl uğraştı ve dedikleri harfiyen gerçekleşti. Bu daha iyi günler...
CaNMaYBuL
CaNMaYBuL, @canmaybul
21.10.2024 20:34:12


ölüm her daim gelir, ve gelecek de onunla birlikte. ancak asıl mesele, ölümün gelip gelmeyeceği değildir. mesele insanın bu yok oluşa karşı hazırlıklı olup olmadığıdır her şey tükenir her şey kaybolur; ama insanın içinde daima bir direniş kalır. o direniş, hayatın son anına kadar devam eder. gözlerden düşen her damla, yürekten kopan her parça, bu direnişin bir simgesidir çünkü insan, yok olurken bile yaşamaya tutunur çünkü yaşam, her şeye rağmen avuçlarından kayıp gitse de, o direnişle var olur.

ama bilki hiçbir karanlık sonsuza dek sürmez. o minicik bir direniş, insanın içindeki beyazı yeniden canlandırabilir. çünkü insan, her şeye rağmen yaşamaya devam eder.


sevgiler

cem3453
cem3453, @cem3453
21.10.2024 18:25:19

duyarlı yüreğe nice saygıyla.

eyvallah.
Deryada bir zerre
Deryada bir zerre, @deryada-bir-zerre
21.10.2024 15:14:51

"Beyaz şeyleri kirletmekten korkmayacak kadar mı karardı kalbi? Kendi hayatındaki beyaz olan şeylerden de mi korkmadı? Çocuklarından… Onları kirletmekten en azından… İçlerindeki o minicik bebeği öldürmekten… Para uğruna ölüme terk ettiği bebekler gibi…"


Bu muhakemeyi yapacak kadar insanlık olsa zaten yapamazdı
Onlar ufak hesaplar uğruna ruhunu şeytana satmış aciz böcekler sadece


Yazan kaleme saygılarımla
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL