Ortaokul yılları. En haylaz en zibidi zamanlarımız. Yetmişli yılların başı... Gırgır Dergisi yeni çıkmış ve tabi çizgi romanlar furyası son hızla hayatımıza girmiş. Her ne kadar Gırgıra ses çıkarmasa da babalar ve anneler, çizgi romanlara yani Teksas Tommikslere Red Kit’e hele de ders zamanı pek de sıcak bakmıyorlar...

Arkadaşlarım okuyorlar şakır şakır şimdi ben okumazsam ayıp olur, rezil olurum onların arasında. Hani es kaza biri soracak olsa bu hafta ne yaptı Çelik Blek abim ile Profesör Oklitus ve Rodi ya da Yüzbaşı Tommiks ile Konyakçı ve Doktor Sallaso diye, cevap verememek rezil olmakta var değil mi... Konyakçı da içiyor miçiyor ama iyi adam ha!

İyi de peder beye ya da valide hanıma yakalanmadan nasıl okuyacağız bu Yüzbaşının yaptıklarını maceralarını? Bir formül bulmam ya da bu işin formülünü bulmuş çözmüş olanlardan öğrenmem lazım. Sen kalk kimselere çaktırmadan yüzbaşı Tommiks ile operasyona gitmeye kalk, tam o sırada da baban yakalasın, operasyon yarım kalsın, olacak iş mi...

Bir de bizi eleştiriyor öğretmenlerimiz, okumuyormuşuz. Daha nasıl okuyalım, roman moman hikaye mikaye, işte ama bir de çizgi dolu roman var, ne yapalım bizde onu seviyoruz. Çalıkuşu muşu ya da Dudaktan Kalbe Aşk-ı Memnu ağır geliyor bize. Hem de filmleri var, okumasak da oluyor yani...

Aziz’e sorunca ’’Çaktırmadan nasıl okuyorsunuz oğlum Teksas Tommiksleri?’’ diye, o da bana formülünü söyledi ’’Açarsın oğlum büyükçe bir kitap, arasına koyarsın yüzbaşı Tommiksi, sonra da istediğin kadar okursun, onlarda seni ders çalışıyor zanneder, haydutlara operasyonu beraber yaparsınız Yüzbaşım ile bu kadar basit.’’ Bunu duyunca ’’Vay be dedim ne kadar da kolaymış şimdiye kadar bu benim aklıma neden ki gelmedi.’’

Tabi bunu öğrenince hemen uygulamaya koyulduk. Büyükçe bir ders kitabının arasında bazen Yüzbaşı Tommiks oldu, bazen Çelik Blek, bazen Tarkan’ın maceraları ve çaktırmadan okuduk da okuduk ta ki yakalanana kadar... Ama epey de sürdü yakalanmadan okumalarımız... Kitap arası Yüzbaşı Tommiks... Ekmek arası döner ya da köfte gibi bir şey değil...