- 71 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
ÖYKÜ OLAN UMUTLAR / Miras
Köyümüze yakın köyün birinde,
Bir Musa dayı vardı vakti zamanında.
Musa dayı yaşadığı dönemde ve çevresinde zengin sayılabilecek Mala Mülke sahip biriydi,
Oğlu Kâzım ile semaver çayı eşliğinde sohbet ederken konu çalışıp kazanarak değilde, babadan, atadan kalma Miras’a geldi,
-İnsan kendi kazanmadığı malın ve de mirasın değerini, kıymetini bilmiyor dedim.
Kâzım da;
-- O kişiye göre ve mirasın geldiği yere göre değişiyor dedi,
Ve anlatmaya başladı;
--Bundan epey zaman önce;
--Dedemden anneme biraz miras kaldı,
--Miras tarlalarını bizimkilerle birlikte babamla sürdük ektik biçtik, tarlalara anamın fazla müdahalesi olmadı,
Arada bir Anam soruyor;
--- babamın tarlasından ne kadar ürün kaldırdınız,
---Ne kadar kazandınız gibi sorular sorduysa da babamdan gerekli cevabı aldı,
Ancaak tarlalarının haricinde dayılarım;
Yanında yeni doğmuş bir dişi danası ile bir buçuk yaşlarında bir tosunu olan inek gönderdiler,
Dedemin vasiyetiymiş.
Bu inek ve doğurduğu danalar kızımın diye.
Bu üç büyük baş malı ahırın üst başına bağlattı Anam.
Bunlar geldikten sonra ahırdaki diğer hayvanlar zayıflamaya başladı,
Anam;
---Benim ineğim, benim düvem, benim tosunum diye ayrıca sahipleniyor ve de diğerlerinden farklı besliyor.
Babam Anamı birkaç kez ikaz etti
-- Bak hanım bu malların senini benimi yok, hepside bizim.
Ama Anam bildiğini okuyor, o üç hayvan semiriyor,
Diğerleri boş petnileri kemiriyor.
Hava güzledi geceleri iyiden iyiye soğumaya başladı,
Babam sabah namazından sonra ahıra gitti,
Çok geçmedi ki bağırmaya başladı
Kâzım koş,
Kâzım bıçağı alda gel,
Kâzım yetiş
Ben apar topar bıçağı kaptığım gibi ahıra koştum.
Babam bçağı elimden aldığı gibi
"Bismillahi Allahu Ekber" diyerek yatan tosunu oracıkta kesiverdi.
Bana da tembihledi;
--Anan sorarsa ipe düşmüş boğuluyordu deriz diye
O arada o bağırtıya kadınlar çocuklarda koştu geldiler ahıra
Anam dizlerine vurmaya başladı
---Vah vah noldu benim tosunuma niye kestin Musa diye veryansına başladı,
--Hanım senin tosun ipe düşmüş, --Kesmeseydim murdar gidecekti, son nefesine yetiştim,
--Kurtarmaya gücümüz yetmedi,
Aha oğlun Kâzım’a sor istersen.
Kazanlar kuruldu tosunun eti kavurma yapılarak tenekekere basıldı ağızları lehimlendi.
O kışı bolca kavurma yiyerek geçirdik,
Gerçi anamın boğazında zor geçiyordu ama mecburen o da yedi.
Anam inekle düveye daha bir özenle bakıyor, günlük kontrol ediyor.
İyi bakıldığı için olsa gerek düve beklenenden erken öğüre geldi.
Babam veteriner çağırarak aşılattı.
Pancar söküm zamanı geldi yine mevsim sonbahar;
Babam köyün sığırcısına tembihliyor;
---Öğlene doğru sığırı bizim pancar tarlasının yakınındaki sökülmüş tarlalara getir,
---Biraz yaydıktan sonra bana bağır
"İneğin boğazında pancar kaldı boğuluyor" diye,
Pancarı erkekler söküyor, çocuklar topluyor halka yapıyor, kadınlar ve yaşlılarımızda oturduğu yerde kesip höbek yapıyor,
Babam da pancar kesenler arasında, üstelik Ogün bıçağında en iyisini almış.
Tarlaya öğlen yemeği geldi, yemeği bitirmiştk ki
Sığırcı bağırmaya başladı
----Musa dayı yetiş sizin ineklerden birinin boğazına pancar tıkandı ölmek üzere,
Yetiş Musa dayı.
Babam bıçağını kaptığı gibi sığırlara doğru koşuyor
Bana da koş
--Kâzım koş diye bağırıyor.
Babam yine gider gitmez karnını doyurmuş yatan ineğe
" Bismillahi Allahu Ekber diye çaldı bıçağı.
O kışıda yine bol bol kavurma yiyerek geçirdik.
Bahara çıkınca,;
Bir gün babam anama soruyor
--Hanım bu düve senin mi ?
--Bizim mi ?
Anam,
Tamam Musa efendi ben hata ettim.
---Düveye bari ilişme
Diyerek düveyi kurtarıyor.
Demem o ki;
O mirası Anam nekadar kayırsa da,
Babam bir şekilde kavurdu...
2709/2024 - İ.ANİK
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.