21. Yüzyıl bu Uzay Çağı da diyorlar Bilgisayar Çağı da diyorlar da aslında Bizim Dijital Kölelerimizin Çağı...

- Ben akıllı bir cep telefonuyum. Aslında beni icat eden insanoğlu benden daha akıllı ama kimi zaman bunun farkında kimi zaman da değil. Beni ellerine aldılar mı dünya ile ilişkileri kesiliyor, hiç bir şeyi gözleri görmez oluyor. Deniz kenarında çocukları boğuluyor olsa kafalarını kaldırmıyorlar ta ki birileri feryat figan edene kadar...

- Metroya binmişti bir vatandaş, on üç durak, dile kolay, tam on üç durak başını kaldırmadan, oyun oynadı arkadaş. Ne yanında konuşulanları duydu, ne de bir yaşlı teyze ya da amca ile göz göze gelip onlara yer vermeye kalktı, sadece oturdu ve cep telefonuna baktı... Kölemizdi o bizim, ama köle olduğunun da farkında olmayan kölemizdi...

- İnsanlar akıllı telefon dedikleri telefonlarda oyun oynamaktan vaz geçmiyor. Hem beyinleri, hem de gözleri bozuluyor. Ne zaman ki göz doktoruna ya da psikologlara gidiyorlar işte o zaman ancak farkına varıyorlar yanlış yaptıklarının. Dijital Kölelerimiz bizim...

- Oynayın, oynayın durmadan oyun oynayın akıllı telefonlarınızda, o akıllı telefonlarınızı kendinizden akıllı zannetmeye devam edin. Çocuklarınızın eline kitap yerine telefon verin susturmak için, tablet bilgisayarlar verin. Ama büyüyünce de niye bu çocuk böyle oldu diye dizlerinizi dövmeyin sonra... Kendi köleliğiniz yetmiyormuş gibi, çocuklarınızı da köle yapın... Sonrada ’’ Yaşasın Dijital Kölelik ne güzel bir kölelik.’’ diye zafer naraları atarsınız...

- Vatandaşın biri ’’ Akıllı telefon çocuğa hizmet etmemekte ve aklını emmekte, akılsız-idraksiz-şuursuz neslin gelmesine sebebiyet vermektedir.’’ diye bir tespitte bulunmuş...

- ’’Ve biz Türkler genel ekran zamanında, günde ortalama 7,24 saat ile dünya onuncusu, akıllı telefon kullanımında ise 4,26 saat ile dünya altıncısı konumundayız.’’ Aslansınız köleler, hem de ne aslan. Bu kafayla Dijital Kölelikten kurtulmanız gerçekten zor.