Zühre evi

Aldatıcı sevgilere karşı durgun ve diri olmak dileğiyle,
efsaneye kulak verelim.

Zühre’nin hikayesi.

Kur’an’da adı geçen melekler Harut ve Marut.
insanların amellerini eleştirmeye başlayınca Yüce Allah meleklere,
insanların günah işlemelerine sebep olan duyguları, imtihan amacıdır. siz de olsanız aynı şekilde günahla yüz yüze olursunuz.
Melekler biz olmayız izin verin yeryüzüne inelim, hataya düşmeyiz.
Allahu Teal meleklere izin verir. Lakin siz siz olun günahtan sakının der.
Bu olay, sadece bu iki meleğe has bir özellikle, İki melek tebdili kıyafet, insan kılığında yeryüzüne iner.

Efsane bu ya, Harut ve Marut halkın arasında dolaşmaya başlar.
Bir gün iki gün derken,
günün birinde Harut’la Marut’un yolları çöl çiçeği, güzeller güzeli zühreyle kesişir.
Zerafet güzeli Zühre, daha önce gördükleri hiç bir şeye benzemiyordur.
iki melek daha önce hiç tatmadıkları bir duygu ve bilmedikleri o duygunun etkisine kapılırlar.

Çöl çiçeği, bakışlarındaki tılsım, sesindeki sihir, dudaklarında gonca gül tebessümüyle melekleri etkisi altına almış, daha ilk görüşmede kendisine âşık ve tutsak etmiştir.

Zühre ikinci görüşmede, meleklere hiç beklemedikleri bir teklifte bulunur:
meleklerden bir cana kıymalarını ister.
Haksız yere cana kıymanın affedilmez günah olduğunu bilen melekler bu teklife yanaşmazlar.
“Biz, Rabbimizden korkarız. Böyle bir günaha giremeyiz.’’ derler.
Israrda bulunmayan Zühre, çölün enginliğinde gözden kaybolur.

Zühre’nin üçüncü gelişi, meleklerinin direncini kıran bir geliş olur.
Çöl çiçeği güzelliğinin zirvesindedir.
Gecenin ilerleyen saatlerinde, dilin sihirli büyüsü, Harut ve Marut’u kendilerinden geçirir.
Zühre sorar:
“Siz nasıl ışık haline gelip gökyüzüne yükseliyorsunuz?’’ Melekler,
“İsm-i Âzam Duasıyla...
“karşılığını verince, Zühre: ’’Bana da öğretiniz!’’ teklifinde bulunur ve İsm-i Âzam Duası’nı öğrenir.

Çöl çiçeği sessizce yanlarından ayrılıp gözden kaybolur, bir daha da Zühre’yi çölde göremezler. Zira çölün nadide çiçeği öğrendiği İsm-i Âzam duasıyla gökyüzüne yükselmiş ve bir yıldız olmuştur: Zühre Yıldızı.

Harut ve Marut geceyi çöl çiçeğiyle birlikte geçirmişler, günahı işlemişlerdir.
Pişmanlıklarıyla yeryüzünde ne yapacaklarını bilmez haldeyken Rabbin buyruğunu işitirler:
“Melek olduğunuz halde, bir kadın karşısında, nefsinize ve şehvetinize hakim olamadınız. Bir cana kıydınız.
Şimdi söyleyin bakalım cezanızı bu dünyada mı, yoksa ahrette mi çekmek istersiniz?’’

Melekler pişmanlığın gözyaşları arasında Allah’a dua ederler.
“Rabbimiz, senin sınırsız merhametine sığınırız. Ahretteki sonsuz cezaya dayanamayız. Bizim cezamızı bu dünyada kes.’’

Ayaklarından bağlı olarak kuyuya sarkıtılan ve kıyamete kadar bir karış önlerindeki suya hasret bırakılan
Harut ve Marutun hikayesi asırlardır ibretlik olarak anlatılır.

Müdavi