Kılavuzu para olana her kapı açıktır. shakespeare
levent taner
levent taner

-MUHAKEMEDE ANAHTAR KAVRAMLAR-(3)

Yorum

-MUHAKEMEDE ANAHTAR KAVRAMLAR-(3)

1

Yorum

2

Beğeni

0,0

Puan

354

Okunma

-MUHAKEMEDE ANAHTAR KAVRAMLAR-(3)

-MUHAKEMEDE ANAHTAR KAVRAMLAR-(3)


Günlük hayatta, sosyal medyada hatta akademi, fikir, edebiyat dünyamızda tartışılan ve fakat nesiller boyu içinden çıkılmayan, kitaplara sığmayan, mutabık kalınmayan, ihtilaf uyandıran, zaman zaman “bir deli kuyuya taş atmış, kırk akıllı çıkaramıyor” makamında çalan hususları dilimizde karşılayan tek bir sözcük var aslında.

Girift. Evet girift. Nedir peki manası kavramın?

Farklı kullanımları olmakla birlikte bizi karşılayacak olanı “birbirinin içine girerek çözülemeyecek biçimde karışmış olan, iç içe geçmiş, çapraşık.” Olmalı. Yahut buna benzer karşılığı olan bir kavram da komplekstir. Sözlük bağlamında “hemen kavranamayan, anlaşılamayan, çözümü güç olan, birçok öğeden oluşan.” Şeklinde tanımlandığını görebiliriz.

Tanımlarla günlük tatbikat mukayese edildiğinde, yahut teoriyle pratik kıyaslandığında eskilerin deyişiyle tariflerin “efradını cami, ağyarını mani” özellik gösterdiği, gündelik tabirle cuk oturduğu görülebilir.

Kuşkusuz pek çok alanda örnekleri görülebilir de, başlı başına bir olgu halini aldığı alanlar itibarıyla siyasi, ideolojik, kültürel mefhumlar etrafında cereyan etmektedir.

Burada “izm” bir parantez teşkil etmektedir. Batı dünyasının kendi sınıfsal, sosyal tarihinin tezahürleriyle vasıflandırdığı, beraberinde iktisadi, teknolojik güç üstünlüğüne dayalı olarak tüm bir yeryüzüne empoze ettiği ya da uluslararası bir etkileşimin nişanesi olarak aldığımız, müşkül şu ki, manasına nüfuz edemediğimiz, zihni ve ruhi yapımızı kaosa, anarşiye sevk eden değer ve fikir parçacıklarıdır bunlar.

Her şeyden önce madde alemi izafi durumlar manzumesi olmaktadır. İyi kötü, güzel çirkin, doğru yanlış birbirine göre anlam kazanmakta. Kavramların göreceli değerlerinin dışında “izm” çizgisinde mutlak değer kılınması bir bağnazlık, taassup iklimi oluşturmaktadır. Kendisinin yanlışlarını dahi doğrulayan, teyit eden yahut farklı olanın, kendinden olmayanın doğrularını dahi yalanlayan, tekzip eden doktriner politik yaklaşımlar hak hakikat parametresini zedeleyerek, hakkaniyeti sarsarak sağlıklı bir ruhi, zihni iklimin teşekkül etmesini engellemektedir.

Şu kadar ki, bu tip fikir hareketleri içinde yeşerdiği dünyada belirli bir his derinliğine sahip ve organik bütünlük teşkil ederken farklı toplumlarda mekanik duruş göstermekte, başıboş bir hal arz etmektedir. Bu sefer de komplikasyon niteliğinde arazlar peyda etmekte, ülkemizde olduğu gibi gelenekçilik, İslamcılık, Osmanlıcılık misali defansif ideolojiler meydana gelmektedir. Batılılaşma, modernizm ve türevlerine karşılık tepki niteliğinde müspet olana da blok koyan, pozitif yaklaşımlarda dahi ecnebiliğin kokusunu alan ve baraj koyan yaklaşım biçimleri de sağlıklı bir fikir atmosferi doğurmamaktadır. Elbette uygulamada bu izmleri, sağ sol ideolojileri batıdaki açılımlarından farklı, bünyevi çizgide yorumladığımız muhakkaktır. Demem şu ki, ne sağ batıdaki sağdır, ne de sol. Şöyle ki, bu seferde hangi ölçüde başarıyla uyarladığımız hususu havada kalmaktadır.

Söz gelimi sol ideolojiler bağlamında münferit örnekler dışında Kemalizm tandanslı sosyalist, feminist yapılar batılı anlamda bir sosyal demokrat ya da sol liberal gelişimin imkan hudutlarını daraltmaktadır. Ya da Kürtçü, PKK’cı yapılar yeşermektedir. Sağda da yine bireysel misaller haricinde aynı Kemalizm’e tepkisellikle din, tarih, gelenek mefhumlarıyla sağlıklı bağ kurulması güçleşmekte, hamasi nutuklar havada uçuşmaktadır.

Demem o ki, kavramlar yerine oturmamakta. Bir nevi, eski ev düzeninde soba kurarken uygun boruların eşleşmesi ya da bir dolabın, gardırobun raflarının doğru dizilişi akla gelebilir de. Öyle ki, rafı ait olmadığı aralığa biraz da zorlayarak oturttuğumuzda yarın öbür gün şişme patlama yapması, yahut yeni bir taşınmada çıkartmak istediğimizde sıkışma yaparak çıkmaması an meselesidir. Açıktır ki, bin bir meşakkatle, itelemeyle giren öldür Allah çıkmayacak, canımızdan bezdirecektir.

Hani derim ki, bizdeki sağ, sol siyasi ideolojik cereyanlarda öylesine vücut bulmuştur ki, tatbikat noktasında her an cereyanda bırakmaktadır bizleri.


-DEVAM EDECEK-


L.T.

Paylaş:
2 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
-muhakemede anahtar kavramlar-(3) Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz -muhakemede anahtar kavramlar-(3) yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
-MUHAKEMEDE ANAHTAR KAVRAMLAR-(3) yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Ahmet Zeytinci
Ahmet Zeytinci, @ahmetzeytinci
3.5.2024 22:44:14
Çok da fazla yazılmıyor böyle insanın ufkunu açan kaliteli yazılar. Günümüzde her şey o kadar birbirinin içine girdi ki çözebilene aşk olsun. Bir zamanlar emperyalizme karşı savaşmış ve idam edilmiş devrimcilere sahip çıkan parti bir bakıyorsunuz emperyalizmin bir numaralı kalesinden danışman getirmekte beis görmüyor. Araştırmadan incelemeden kurumlara iftiralar atılıyor. Yüzde doksanlar ile seksenli yıllarda onaylanmış ana yasanın devlet başkanının bütün unvanları elinden alınıyor sembolik de olsa yargılanıyor... Derin devletin derinliklerinde daha neler neler var bilinmiyor bildiklerimiz buz dağının belki yüzeyde ki yüzde beşi ancak... Özetle güzel bir yazı kutlarım...
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL