KADIN ERKEK EŞİT MİDİR?
Yazıma henüz başlamışken okurum için küçük bir açıklama yapma gereği duydum. Çünkü bu konu ve benzeri konular bıçak sırtı dediğimiz konular. Farklı fikirlerde olmamız çok normal, doğal olarak düşüncelerimizi söylemek de bir o kadar normal olmalı. Yazdıklarımın ne muhafazakârlık ne de siyasi bir görüşle yazıldığını düşünmenizi istemem. Başka bir yazımda belirttiğim gibi tecrübelerimden yola çıkarak yazıyorum. Oldukça "feminist" düşünen biri olarak yazıyorum. Bana göre "feminist" kadın hakları savunucusudur. Erkek düşmanı değil. Neden bunu söyledim? Çünkü her ne kadar eşitlik desek de bazı kesimlerin eşitlik kavramını değiştirip, konuyu alakasız noktalara, orantısız dövüşe taşıdıklarına şahit oluyoruz.

Hayat insana verilmiş en güzel şanstır. Ve insanlar da birbirine verilen eşsiz armağanlar. Fakat ne bize verilen şansı kullanabiliyor ne de armağana şükrediyoruz. Kadın ve erkek birbirini tamamlayacıdır. Biri olmazsa diğeri yarım kalmış demektir.

Kadın ve erkeklerin toplumsal yaşamın her alanında eşit katılımları empoze edildi. Çok kısa zamanda hızla yayıldı. Cinsiyete dayalı ayırımcılık olmayacağı düşünülse de, Eğitim, kültür, sosyolojik ve hatta psikolojik olarak henüz hazır olmayan toplumlarda ayrımcılığı da beraberinde getirdi. Doğaya ve yaradılışa ters olan bu gelişmeler toplumsal ahlâkî çöküntüye sebebiyet verdi. Tabii ki kadınların yaşam alanları genişletilmeli, hayat " insan"a verilmiş en güzel şanstır demiştim cinsiyet ayırmaksızın.

Cinsiyet eşitliği sağlayalım derken iş tersine döndü. Kadınların omuzlarına daha çok yük bindi. Karşı cinsten sevgi, şefkat görememesi de cabası, maddi sorumluluktan kaçınan, sorun oluştuğunda çözüm bulmak yerine ortadan kaybolan, erkeklerin kadınları kendilerine rakip görmesi vs, vs gibi daha bir çok sorunu beraber getirdi. Kadınların sevgisiz kalması onları yanlış tercihlere, yanlış ilişkilere götürmesi, bedeli ağır tecrübeler edinmesini sağladı. Peki neden, bir erkek yaşadığı ilişki sonrası hiç sorumluluk hissetmez? psikolojik olarak etkilenmezken, bir kadın çok ağır depresif bozukluk, güven sorunu yaşar. Bilimsel çalışmalar bize kadın ve erkeğin fizyolojik, biyolojik ve fiziksel farklarını net olarak göstermektedir. -Erkekler kadınlara göre daha güçlü, vücut yapıları gelişkin ve kemik kütleleri fazladır. -Kadınların kalp ve solunum hızı erkeklerden fazladır. Bu durum kadın ve erkeklerin hadiseler ve duygular karşısında farklı tepkiler verebileceğini, istesekte eşit olamayacağının göstergesidir. Doğanın dengesiyle oynamanın ne anlamı var. Aslında söylemek istediğim erkeğin fiziki gücünü Kadına şiddet olarak değil bilakis kadına destek vermesi hayatı kolaylaştırması ne güzel olur. Kolaylaşan hayat, kadının psikolojisi üzerinde olumlu etki yaratır ve erkeği daha mutlu edebilir!... Aynı şeyleri değil farklı şeyleri yaparak kadın ve erkek birbirini tamamlayarak sosyal eşit haklara sahip olabilir. İslâm, kadını saygıdeğer bir varlık olarak görür ve ailenin temel bir direği olduğunu kabul eder.

Kadın kendi kimliğini kaybetmiş gibi, erkeksi davranışlar, küfürlü konuşmalar, sokak jargonu kullanması, evlilikte bırakın rol almasını, toplumda bile değersizleştirdi. Kadın zerafet, kibarlık, asalet örneği iken, kaba davranışların kadını olumsuz etkilediğini ve karşı cinsin zihninde önemsizleştirdiğini, üstelik kadını sadece cinsel obje olarak görmelerine destek vermiş olduğunu görüyoruz. Kadın erkek cinsiyet farklılığı aslında hayatı güzelleştirir. Bir metaforla örneklendirirsek eğer... Çilek yediğinizde kavun tadı verse ya da tam tersini düşünün. Kavun yediğinizi fakat çilek tadı aldığınızı düşünün tatlar lezzetli olsa da doğaya, yaradılışa ters olduğu için onay verilmez, kabul görülmez.

Kadın erkek eşitliğini savunurken, erkeklerin haklarını görmezden gelme noktasına gelindi, dolayısıyla bir kesim erkekğin tepkisi ve kadına bakış açısı daha sert ve keskin oluşmaya başladı. Tüm bu karmaşanın arasında kadınlar da hemcinsleri ile fikir ayrılığına düşüp kadın kadına yaşanmaması gereken olumsuzluklara sebep oldu. "kadının düşmanı kadındır" sözünü hatırlatmak isterim.

42 Anayasa’nın “kanun önünde eşitlik” başlıklı 10. maddesi şu şekildedir; “Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir.

KURAN’:DA KADIN ERKEK EŞİT Mİ? NİSA SURESİ

1- “Kulluk”ta ve “Kıymet”te eşittir.
2- Hatadan dönmede özür ve mazeretlerinin kabulünde de kadın ve erkek EŞİTTİR.
3-Kadın ve erkek, ilim öğrenmede ve eğitim görmede eşittir.
4-Her türlü hayır hizmetlerinde ve salih amellerde kadın -erkek eşittir.
5-Erkek ve kadın, sosyal hayatta ve hürriyette eşittir.
6-Kadın ve erkek, temel insan haklarında ve insanlık onurunda eşittir.
7-Kadın ve erkek, ekonomik girişimlerde ve ticarette eşittir.
8-Kendi malını hayır yolunda dilediği gibi harcamada kadın-erkek eşittir.
9-Kadın ve erkek hem siyasette (seçme ve seçilmede), hem de toplumun ıslahı için ortak sorumlulukta eşittir.
10-Kadın ve erkek hukuk ve adalette eşittir.
11-Erkek ve kadın evlilikte eşittir.
12-Mirasta da kadın erkek arasında adalet gözetilmiş ve dolaylı bir eşitlik yerine getirilmiştir.

"Nisa suresi ayetlerini Kur’an da tefsirini inceleyebilir daha detaylı bilgi edinebilirsiniz."

Radiye Diri