0
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
406
Okunma
Hz. Süleyman’ın çölde yer altındaki suları bulmakla görevlendirilen Hüdhüd kuşu bir gün ortadan kaybolmuştu. Bir müddet sonra döndüğünde güneşe tapan Seb’e Melikesi Belkıs’tan bahsetti. Hz. Süleyman bu topluluğu doğru dine davet için mektup yazdı ve Hüdhüd kuşu mektubu götürdü.
Demokratik bir meclisle ülkesini yöneten Belkıs, gelen mektup hakkında meclise bilgi verdi. Ne yapacaklarını meclis değerlendirdi. Tanışmanın gereğine, elçilerle kendisine hediyeler gönderilmesinin yararlı olacağına karar verdi.
Elçilerin götürdüğü çok kıymetli bu hediyeler Hz. Süleyman’ın saltanatının yanında çok sönük kalmıştı.
Hz. Süleyman gelen elçileri ve halkını bir kez daha doğru dine davet etti. Elçiler döndüğünde normalüstü olan bütün bu haşmet ve saltanattan bahsedince, Kraliçeleri Belkıs da görmek için yola çıktı. (Neml,22-37)
Belkıs yola çıkarken çok kıymetli olan tahtını, köşkün gizli bir bölmesine gizleyip kilitlemişti.
Hüdhüd kuşu tarafından durum hakkında bilgi alan Hz. Süleyman ileri gelenlerini topladı, onlara:
“Onlar buraya gelmeden evvel hanginiz Belkıs’ın tahtını bana getirir” dedi.
Cinlerden olan İfrit “Sen makamından ayrılmadan getiririm” (Neml,38-39) dedi. Süleyman Aleyhisselam’ın veziri Asaf Bin Berkiya Allah’ın isimlerinin kâinattaki tecellileri üzerine çok çalışan biriydi. “Sen daha gözünü açıp kapamadan onu sana getiririm” dedi ve Belkıs’ın tahtı geldi. (Neml,39)
Süleyman(a.s.)tahtın üzerinde bazı değişiklikler yapıp, Belkıs gelince o’na kendi tahtı olup, olmadığını sordu. Belkıs “Tıbkı o” dedi. (Neml,41-42)
Hz. Süleyman o’na saltanatını gezdirmeye başladı. Gezdikçe hayreti ve hayranlığı artıyordu. Bir saraya girdiler. Sarayın zemini akvaryum gibi yapılmış, altından sular akıyor, deniz hayvanları içinde dolaşıyordu. Suyun üstü şeffaf cam ile kaplıydı. Belkıs buradan geçerken zeminde su var sanarak eteklerini topladı. Gerçeği öğrenince Allah’ın Peygamberine verilen bu haşmet karşısında çok etkilendi ve şimdiye kadar hayatını boşa geçirdiğini, kendine yazık ettiğini, âlemlerin gerçek Rabbine artık teslim olduğunu söyledi. (Neml,42-44)
Belkıs’ın tahtının getirilişi Hz. Süleyman’ın bir mucizesidir. Hz. Süleyman Allah’a tam teslimiyetinin mükâfatı olarak bu mucizeler verilmiştir. Bizlerde O’nun yolunda hareket edersek, eşyanın nakli gibi insanın da nakli söz konusu olabilir. İnsanlar veya nakledilmek istenenler belki ileride ışık hızında hatta zaman içinde ışık hızı dahi yavaş kalıp hayal süratinde bir başka yerde olabilecekler.
Peygamberlerin ve büyük zatların bir anda çok yerlerde görünmeleri, kısa bir zamanda Kâbe’ye, Hacca gidip, gelmeleri bu hadisenin yaşanan örnekleridir. Ayrıca Peygamber Efendimizin çok kısa bir zaman diliminde Mirac’a gidip gelmesi de bunların olmasının hayal olmadığının birer göstergesidir.
Eşyanın veya insanların şimdiye kadar sesleri ve görüntüleri nakledilmesi başarılmıştır. Fakat henüz kâmil manada eşyanın veya insanın bizzat nakli gerçekleştirilemedi. İlim adamları bu konuda çalışmalarını sürdürmektedir. Küçük cisimleri bir metre gibi kısa mesafelere naklettikleri ifade edilmektedir. Herkes bizzat yapamasa da bazı insanların insanlık nev’i adına bunu başarması veya buna maddi manada tam olarak yetişilemese de, manevi olarak yetişmeye gayret gösterilmesi insanoğluna yakışan bir durumdur. Gayret bizden başarıya ulaştırmak Yüce Mevla’mızdandır.
Ahmet TULGANER