Para, gübre gibi etrafa yayılmazsa işe yaramaz. baco
Ömer Lütfi ERSÖZ
Ömer Lütfi ERSÖZ

Danışıp İstişare Etmenin Önemi

Yorum

Danışıp İstişare Etmenin Önemi

1

Yorum

1

Beğeni

0,0

Puan

391

Okunma

Danışıp İstişare Etmenin Önemi

Biz Müslümanlar için en güzel örnek, rol model Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s.)’dir. Kur’an-ı Kerîm’i en iyi anlayıp, en iyi yaşayandır. Bizlerde, Peygamber Efendimizi örnek alarak güzel bir hayat yaşamalıyız. Hz. Muhammed (s.a.s.) Efendimiz, işlerini istişare ile yani danışarak yapardı. Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.s.); herhangi bir konuda karar vermeden önce, konuyu iyi bilen kimselerle istişare ederek, fikir alış-verişinde bulunurdu. Yüksek Liderlik ve İdarecilik kabiliyetlerine sahip olan Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s.); sahabelerini bir hükümdar anlayışı ile yönetmemiş ve istişareyi de hiçbir zaman terk etmemiştir.

Âyet-i Kerîmelerde: “…Onların işleri, aralarında danışma iledir...” (Şura Sûresi âyet:38) Bu âyet, İslâmî idare şeklinin, Müslümanların kendi aralarından seçecekleri şûranın kararlarına dayandığına delil olarak gösterilmiştir.
“…(Ey Peygamber) iş hakkında onlara danış. Kararını verdiğin zaman da artık Allah’a dayanıp güven. Çünkü Allah, kendisine dayanıp güvenenleri sever.” (Ali İmran Sûresi âyet:159) Şûrâ (meşveret, danışma) prensibinin İslâmiyette önemli bir yere sahip olduğu âyette açıkça ifade edilmiştir. “Andolsun ki, Resûlullah, sizin için, Allah’a ve ahiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah’ı çok zikredenler için güzel bir örnektir.” (Ahzab Sûresi âyet:21) buyrulmuştur. Âyette, Hz. Peygamber’in, Allah’ın hoşnutluğunu kazandıracak davranışlarda bulunmak isteyenler için mükemmel ve canlı bir örnek, en büyük fazilet numunesi olduğu anlatılmaktadır. Böylece, Resûlullah’ın, hislerine mağlup insanları memnun etmek ve onlara pratik değerden mahrum birtakım nazarî kaideler öğretmekle görevli olmayıp, O’nun hedefinin, insanlığa amelî kaideler öğretmek ve bu kaideleri kendi yaşayışıyla izah ve tarif etmek olduğu anlaşılmış olmaktadır. Peygamberimizin hayatı ve sîreti incelenirken bu nokta asla gözden uzak tutulmamalıdır.

Biz Müslümanlar için, Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s.) Efendimiz en güzel örnektir. Önemli olan her konuda, karar vermeden önce mutlaka etrafındaki ashabı ile istişare ederek onların tekliflerini dikkate alırdı. Sahabeler, kafalarına takılan, sıkıntılı görünen konularda; Ya Rasulallah, bu husus size vahiy ile mi belirtildi, yoksa şahsi görüşünüz mü? diye sorarlardı. Peygamberimizin şahsi görüşü olarak bildirdiği konularda; ashabı, Ya Rasulallah; öyle yapmayalım, şöyle yapalım dediklerinde, yapılan önerileri dikkate aldığını, Bedir ve Hendek savaşları v.b. diğer hususlardaki birçok uygulamalarından çok net olarak öğrenmekteyiz. Konu ile ilgili olayların özeti: Bedir Savaşı öncesinde, sahabeden Hubab, mevzilenilen yeri beğenmemiş ve Peygamber Efendimize gelerek: Ey Allah’ın elçisi, buraya Allah’ın emriyle mi indin, yoksa şahsi görüşünüzle mi? diye sorunca, Peygamberimiz, savaş taktiği gereği deyince, Hubab: Ey Allah’ın elçisi, Bedir kuyusunun etrafında mevzi alalım. Böylece Müşrikleri, susuz bırakmış oluruz deyince, Peygamberimiz, bu stratejik teklifi beğenip uygulamıştır. Ayrıca Hendek savaşı öncesinde, müşriklerin savaş için hazırlandıklarını haber alır almaz, Peygamberimiz, istişare etmek için meclisini toplamıştır. Sahabeleri ile nasıl bir savaş taktiği izlemeleri gerektiği konusunda fikir alış-verişinde bulunmuştur. Peygamberimizin şahsi görüşü ve ashabın çoğunluğunun görüşü; Medine’yi içeriden savunma şeklindeydi. Bahse konu görüşün vahye dayanmadığını da sorup öğrendikten sonra; Selman-i Farisi; bizde bir şehir üstün kuvvetlerle kuşatıldığı zaman içeriden savunmada büyük sıkıntılar yaşanır. Daha önce tecrübe ettik şehrin dışına, çevresine bir hendek kazılır ve şehir bu şekilde savunulur ise çok olumlu sonuçlar alınması muhtemeldir şeklinde görüşünü bildirince, Peygamberimiz Hz. Muhammed(s.a.s.), bu görüşü uygun görerek, diğer görüşten vaz geçmiş, savunma planını 5.5 Kilo Metre Uzunluğunda 9 Metre genişliğinde 4.5 Metre derinliğinde hendek kazılarak gerçekleştirmiş ve başarıya ulaşılmıştır.

Danışan asla pişman olmaz. İşlerini istişare ile yürütenler asla zillete düşmezler. Akıl akıldan üstündür. Ortak aklı kullanmak gerekir. Günümüzdeki yöneticilerin bir çokları maalesef, istişare etmeyip büyük bir yanlışa düşmektedirler. Ayrıca, gurur ve kibir’e kapıldıkları için, kendilerine yapılan teklifleri, önerileri çok rahat reddetmekte, biz onları çok iyi biliyoruz, aklınızı siz kendinize saklayın diyenleri çokça görmekteyiz. Onlara diyorum ki; sizin bu düşünceniz Kur’an ve Sünnete aykırıdır. Sahabeler Peygamber Efendimizi sorgulamışlar, konu Vahiyle bildirilmişse ölümüne ona sarılıp uygulamışlar, ancak şahsi görüş ve düşüncenin olduğu durumlarda da, Ya Rasulallah, öyle yapmayalım, şöyle yapalım diyerek görüşlerini aktardıklarında, ben Peygamberim, ne dersem o olur dememiş, bazen şahsi görüşü, bazen de ashabın görüşü benimsenip uygulanmıştır. Bizlerde, İstişare ve eleştiriye her zaman açık olmalı, ki,bir ve gurura hiçbir zaman kapılmamalıyız. İstişare etmeyenler başarısızlığa mahkumdurlar.

Âlemlere Rahmet olarak gönderilen Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s.)’in yolundan gidip, işlerimizi danışarak istişare ile yapan İslam’a uygun hayat yaşayan gerçek Mü’minlerden olmamız duası ile sıhhat ve afiyetler dilerim.

[email protected]

Paylaş:
1 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Danışıp istişare etmenin önemi Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Danışıp istişare etmenin önemi yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Danışıp İstişare Etmenin Önemi yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Elif_V_Mim
Elif_V_Mim, @elif-v-mim
15.8.2023 10:18:03
10 puan verdi
Bir kere istişare yapmadan yaptığım işe halen pişmanım. Kesinlikle istişare yapılmalıdır.
İstihare eden pişman olmaz, istişare eden hata yapmaz düsturdur.
Selam ve dua ile.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL