Mısır halkının sığır ve ineklere tapma âdeti olduğundan, bunlarla yıllarca beraber yaşayan İsrailoğulları’nın da bu yanlış inanıştan etkilenmeleri söz konusuydu.

Bir gün İsrailoğullarından biri öldürülmüştü. Katilin bulunması için ortalık ayağa kaldırılmıştı. Şüpheler, iftiralar ortalıkta dolaşıyordu. Hz. Musa’dan yardım istediler. Bu istek üzerine Cenab-ı Hak, Hazreti Musa’ya bir inek kesmelerini emretti. Hazreti Musa emri kavmine bildirince, kavmi katilin bulunmasıyla ineğin kesilmesi arasında ilgi görememiş ve Hz. Musa’nın kendileriyle alay ettiğini sanmışlardı. Hâlbuki Hz. Musa gayet ciddiydi. (Bakara,67)

İneğin kesilmesindeki asıl maksat, katilin bulunması değil, İsrailoğullarının ineği kutsal sayıp, ona karşı duydukları meylin kırılmasıydı.

İsrailoğulları bu emir karşısında derhal emri yerine getirmek yerine kesilecek hayvanın yaşlı mı, körpe mi, hangi renk olacağı, cinsi ve daha birçok özelliklerini sorarak, işi yokuşa sürdüler. (Bakara,68-71)

Cenab-ı Hak İsrailoğuları’nın inek hakkında sorduğu bütün özellikleri taşıyan ineği bildirince hiçbir mazeretleri kalmadı. İneği bulup, kestiler. Bu arada ilginç bir hadise de meydana gelmişti. Hz. Musa’ya bildirildiği gibi, kesilen ineğin bir parçasını ölen adama dokundurdular. Birden ölü dirildi ve kendisini öldürenin kim olduğunu bildirdi. (Bakara,72-73)

Böylece katil bulunmuş dedikodular sona ermişti. Fakat asıl önemli olan İsrailoğullarının kutsallaştırdıkları ineğin, tapılmaya layık olmayan sıradan bir mahlûk olduğu onlara kavratılmaya çalışılmıştı. Ayrıca Hz. Musa’nın bir mucizesi olarak ölmüş bir kişi diriltilmişti.




Ahmet TULGANER