Seyir defterim sizlere ömür
İnsan içine çıkmak yerine içimize gömülmek vakti belli mi?
Kimseden kimseye fayda yok
Zira mevsimlerin ziyaretçi şiiriydi az önce birer nüsha yazıldı
Böyle yaşamaktansa... Dedi uslu çocuk
Sıska kollarıyla kopardı kıyameti
Yürekte yaktı gecenin şiirini
O vakit sordum cenneti
...
Suçların savunması,
Sesimi duy! Küsmedim hiç. Sevdim. O
vakit ila ki bir
çiçek bahşetti bana
Allah. İlla ki ılık güz akşamlarında
gündüz gibi gözlerimin içine koydurdu denizi. Denizdeki heybetli dalgaları… Kolay değil. Sevmek kolay değil. Bir gün… Taraçada
beyaz bir
çiçek buldum. Dünyalar benim oldu. Dedim ki
Allah her an bizimle.
Allah isterse dilediğini zengin ediyor. Beni de zengin etti. Beyaz çiçeğin ziyaretini nimetten bildiğim ve onun pembeleşen yapraklarını yakama taktığım için
Allah himaye etmişti kalbimi. Ardından… Geceyi üçe böldüm ve
geceyi hâl ettim diye
Allah’ın huzuruna çıkmıştım
Sesimi duyuyor musun? Buralar pembe çıtır
güllerin bahçesiydi bir
zamanlar ve sırtımı
hüzünden eğen
zamana rağmen bu vaziyet hep bir yavrunun doğumunu hatırlatıyordu bana. Kim doğmuştu karanlık çağın zilleti ve zulmü içinde?
Allah’ın nuru kimdeydi?
Bendeki iç… İçteki beni teşbih etmiş olsa gerek. Boşluğu okşayan ipeksi kanatlardayım. Leylak rengi
zamanların da hayat hakkı var elbette. Ne yazarsam yazayım kuşların ağzında can havli kesilir varlığım. Ürperir
siyah, soğuk ve tutsak bin bir yüklem. Beşikten bozma evler gibi göz kırpar
cennetime heyelanlar. O
zaman ta toprağın içine girer
dünya cenin olarak.
Sevda illeti ile cilveleşmem bu kadarıyla sınırlı değil. Atlarla
gülüşmek ve nefes nefese koşmak vaktidir yeniden. Ruhuma canı üflense ve rüzgârlar göğün damlasına kaldırsa beni. Keşke…
Ne güzel olacaktı
gülünce. Bitirince hikâyemizi ne güzel olacaktı sahi hürriyet adına kendini savunmalar. Oysa şiir kendi kendinin etidir hep. Özgürlüğe yükselen bu hikâye ne
vakit bitecek? Veyahut bitecek mi? Hikâye hiçbir
vakit hiçbir cihette son bulmayacak. Ömrümüz varmış diyeceğiz.
Istırap çekenin aklı dururmuş. Öyle de oldu. Aklım durdu. O gün
yağmur şehri dürercesine sağanak halinde yağınca bütün öv
güleri o’na sakladım. O’na vardım yekpare. Söz bitti. Sonunda
gecenin
siyah kıvrımlı teninde aklımın feryadını koparan ben,
geceden de ıssız kaldım. Ruhuma canı üflendi. Rüzgârlar koşturdular ayaklarımı göğün damlasına. Rüzgârlar ile bitirildi özgürlüğe ümit burcunda yükselen hikâye.
Mahvash // Munise Senem UÇAR