BİLMEK VE HİSSETMEK
(Sağlıklı bir toplum nasıl inşa edilir)

Kuru bir bilgi ile hissedilen (yaşanarak öğrenilen)bilgi arasında ne fark vardır?

Kültürümüzde muhteşem bir kadim bilgi var:

İlmel yakıin
Aynı yakin
*Hakkal yakin

Ömründe hiç Ateş görmemiş insan düşünün.

Bu insana ateşin yakıcı bir şey olduğunu Ve her şeyi yakıp kül ettiğini söylediğinizde onun kafasında oluşan bilgi ilmel yakin

Bu insana çok uzaktan ateşi gösterdiğinizde içine kağıt kumaş parçalara attığınızda bunlarin nasıl eriyip yok olduğunu gördüğünde bu bilgi aynel yakin.

Bu insanı ateşe yaklaştırıp eline dokundurduğunuzda acısını hissettiğinde elde edilen bilgi hakkal yakındır.(bu bilginin de ötesi vardır Ancak o şimdi konumuzun mevzusu değildir)

O yüzden en sağlıklı en muhteşem bilgi hakkal yakin mertebesinde olan bilgidir.

Peki şimdi bir soru:

İnsanlar çocukları mı daha iyi anlayabilir yoksa yaşlıları mı?

Elbette ki çocukları.
Neden?

Çünkü siz de çocuk oldunuz o dönemi geçirdiniz ama henüz yaşlı olmadığınız için yaşlılığın ne demek olduğunu bilmiyorsunuz.

Bir erkeğin kadını tanıması da tıpki yaşliları tanımak gibidir asla kadın olmadınız ve olmayacaksınız O yüzden o formatı o karakteri hakkıyla(hakkal yakin mertebesinde) bilmenize imkan yoktur.

Kadınlara göre de erkekler böyledir.

O yüzden evlilikleri yürütmek zor olabiliyor.
Evlat sahibi olmayan birine evladın ne demek olduğunu hakkıyla anlatamazsınız.

Evlat sahibi olan kadın ise bunu çok daha derin anlayacaktır. Pek çok kadının evlenmeden önce çok acımasız ; evlendikten ve evlat sahip olduktan sonra çok merhametli olduğunu görürsünüz.

Peki bu iki bilinmezi bir arada tutan Kudret nedir.
Cevap Sevgi ve aile bağları
Çocuklar yuva sıcaklığı vesaire.

Sevgi bağı olmadığında kadınla erkeğin anlaşması gerçekten zor.

Bir kadın bir erkeği hakkıyla ancak erkek evlat sahibi olduğunda anlar.
Bir erkekle bir kadını hakkıyla bir kız evlat sahip olduğunda anlar.
Bu yüzden etrafınıza bakın kadınlara daha anlayışlı davranan erkeklerin pek çoğunun bir kız babasıdır olduğunu, erkeklere daha anlayışlı olan bir kadının ise bir erkek annesi görürsünüz.

Peki bunlarla neyi anlatmak istiyoruz?

Bir yuvayı şeklen erkek kurar ancak içini kadın doldurur.

Yuvanın devam ettirilmesi için temellerinin sağlamlaştırılması yani ilişkilerin derinleştirilmesi gerekir.

Kadının derinleştirmediği bir yuva devam ettirilemez. Bir başka ifade ile bir yuvanın kaba işçiliğini erkek ince işçiliğini kadın yapar.

Burada ikinci bir faktör karşımıza çıkıyor kadının anaç bir yapıya sahip olup olmaması.
Kadın eğer gençliğinde etrafında hep olumsuz evlilikler görmüşse evliliğe karşı mesafeli yaklaşacak ve yuva kurmakta tereddüt edecektir.

Etrafında mutlu yuvalar görmüş bir kadının sağlıklı bir yuva kurması daha çok beklenen bir davranıştır.

Bu nedenle toplum bozulmaya başladığında bu süreç çok hızlı ilerler.

Sağlıklı bir toplum için kadınları sağlam bir zemine oturtmak gerekir kadınları eğitmeyen kadınlarla ilgilenmeyen kadınların ruh halini irdeleyip buna ilişkin tedbirleri almayan Bir toplumun sağlıklı ilerlemesi imkansızdır.

Bir toplumda kadın ve erkek birbirine rakip olarak görüyorsa o topluma geçmiş olsun diyebiliriz.
Ancak olması gereken bir toplumda kadınla erkeğin birbirini anlayabilmesi ve dayanışma içinde olmasıdır.
Bu iki cinsiyet arasında rekabet varsa araya kimlerin nifak soktuğunu düşünmek gerekir.

Fıtrat olarak kadınlarla erkekler arasındaki farkı toplumun bütünlüğü sağlıklı ilerlemesi için bir sebep etkin olarak görmek gerekir aksi takdirde bu bir sürtüşmeye ve çatışmaya dönüşür.

Mesela erkekler fiziksel olarak güçlüdür ancak duygusal olarak zayıftır.
O olması gereken bir şeydir Çünkü Allah insanları böyle kodlamıştir.
Ve bu iki cins arasındaki farklılıkların doğurduğu çatışmaları gidermek için Allah iki kavram yaratmıştır Sevgi ve Adalet

Sevgi insanın iç dünyasında hakim olan bir Kudret adalet ise dış dünyada hakim olan bir kudret.

İç dünyanın yetersiz kaldığı yerde dış dünyanın gücü yani Adalet devreye girer ve sorunları çözer

Örneğin kadınlar duyguları çok derin yaşayan varlıklar sevgiyi nefreti öfkeyi merhameti hepsini tamamen erkeğe göre daha derin ve daha yoğun yaşayan varlıklardır.

O yüzden kadının intikamı daha sert ve daha haşin olur.
Kadın erkek kadar güçlü olmadığı için intikamını fiziksel güçle değil başka yollarla elde etmeye çalışır.

Erkek olayları daha bütünsel ve daha nasyonel olarak bakar kadın daha ince detaycı ve daha duygusaldır.
Tek başına irinin bir yuvayı sürdürmesi imkansız olduğu için iki kadının bir arada olması yuvanın devamını sağlamaktadır.

Sonuç olarak diyoruz ki toplumda önce bilgiyi Egemen kılmalıyız ve bu bilgiyi toplumun tüm kılcal damarlarına sirayet ettirmeliyiz ardından sevgiyi geliştirmeli sevgiyi öğretmeyiz ve topluma adaleti hakim kılarak Sevgi eksikliğinin doğurduğu sonuçları tamir ettirerek sağlıklı bir toplum inşa etmeliyiz..