SEÇİME GİDERKEN

Demokrasilerin olmazsa olmazı sandığa gidip oy kullanmaktır şüphesiz. Demokrasinin gereği budur, oy kullanmak reşit olan her vatandaşımızın hakkı ve görevidir. Millet olarak bunu çok iyi benimsediğimizi pekala söyleyebiliriz. Öyle ki, onca parti ve liderleri aylar öncesinden milletin aklına, gönlüne girmek için bu kadar uğraş vermezlerdi, önem arz etmeseydi bu kadar.

Bu da her seçimin daha bir hararetli olmasına neden oluyor. Hop oturup siyaset yiyoruz, hop kalkıp siyaset içiyoruz. Demokratik bir toplum anlayışı için çok güzel bir tablo bu. Yalnız siyaset yiyip içerken birbirimizi yememek daha önemli bence… Çünkü siyaset genelde ayrıştırmayı öğretiyor bize. Onun partisi, bunun partisi, şunun partisi derken bırakın birlik olmayı daha aynı masada oturmayı beceremiyoruz. Sonra da birlik beraberlik çağrısı yapıyoruz, tabi yerseniz. Sözüm onu bunu eleştirmekten ziyade seçimin birlik beraberlik ruhunu kaybettirmeden yapılmasına gayret gösterilmesidir.

Efendim, siz şimdi diyeceksiniz: Demokrasilerde farklı görüşlerin olması pekala doğaldır, herkes aynı olmak zorunda değil. Doğru diyorsunuz renk cümbüşü gibi farklı farklı olması gayet doğal. Benim derdim bu değil zaten. Çıkarları için öyle farklı görüşler bir araya gelmiş ki, sanırsın uluslararası panayır. Bu da beni en çok korkutan ve gün gibi ortada duran gerçek… Kimin kazandığını boş verin şimdi. Sizce bu kadar farklılığın kendinden vazgeçip ben değil biz diyebilmesi mümkün mü? Normal şartlarda imkansız gibi bir şey. Çok başlılık her zaman sorunlu olmuştur, olmaya da devam edecektir. Çünkü birinin ak dediğine diğeri kara, bir diğeri bambaşka bir cevap vermekten kaçınmayacaktır. Tüm bunlar seçim öncesinde ya da sonrasında yaşanacak sıkıntılı gerçeklerdir. Dilerim bunların hiçbirini yaşamadan yolumuzu, rotamızı çizmeyi başarabiliriz.

Bir de seçim derdine düşüp eşimizi, dostumuzu, akrabalarımızı ve hatta komşularımızı ötekileştirmemek gerekiyor. Çünkü siyasiler, partiler seçim zamanında varlar. Sonrasında istisnaları olmakla beraber pek çokları sizin yanınızdan, yakınınızdan bile geçmeyecekler. Siz yine eşinize, dostunuza, akrabalarınıza, komşularınıza kalacaksınız. Ne yaparsak yapalım/ ne yaparsanız yapın birbirinizin yüzüne bakamayacak durumu düşürmeyin kendinizi. Seçim biter, geçim derdi başlar. Öyle anlarda da siyasilerin değil; eşin, dostun, akrabanın, konu komşunun esamisi okunur benden söylemesi.

NECATİ DİLEK