Öyle yalnızım ki, yalnız kaldım ki... Neden diye soruyorum kendime.. Cevabı gayet açık... Zihnimden ve gönlümden islamı çıkarttıktan ve dinin sadece bir uydurma olduğunu anlamaya başladıktan sonra başladı bu yalnızlık hissi... Kimsenin yaşamasını istemem bu yalnızlığı. Çünkü bizim kültürümüz islamın üzerine kurulmuştur ekseri. Bana yani bana, kendime, zihnime, gönlüme, kulağıma, gözüme ... atamın anamın din kültürü öğretmeninden tut da, milli eğitim müfredatlarından cami hocalarına, müftülerimizden tut da muhafazakar fikir önderlerine, şairlerinden yazarlarına kadar vb vs yıllarca yani bana, kendime, zihnime, gönlüme, kulağıma, gözüme ... bu konuda yalan söylediklerini düşünmek beni kahrediyor. Z Kuşağına özel bir Y nesli bireyinden bir tavsiye; asla ve kat’a dini birincil öncelik olarak almayın yaşamınıza, asla. Çünkü inanç meselesi sizin tüm alışkanlıklarınızı belirler, koparılamaz bağlar kurmuşsunuzdur inancınızla ve bu bağları hafakanlar geçirip sonunda kopardıktan sonra yalnız kalırsınız. Yalnız kalmasanız bile yalnız hissedersiniz. Yalnız hissetmek de yalnız kalmak olmaz mıdır? Oysa şimdiki huzurum evvelki huzurumdan daha iyi daha sağlam ve hoş, lakin bu yalnızlık hissi olmasa. On yılı devirdik bu sitede ve iki şiirim silindi son ayda. Şiirlerimin konusu Tanrı idi. Bu yalnızlığımı daha da artırdı. Sanki bir baskı hissettim, yoksun hissettim o an kendimi. İlkinde, tamam olabilir desem de, ikinci şiir de epey içerledim, çünkü ne bir bireye ne de inanca terbiyesizlik yoktu şiirlerimde. Tanrı ile bile kendimce söyleşemeyecek ve bu söyleşimi paylaşamayacaktım mı artık. Bu inanç değişimi nasıl oldu, neden atalarımın, çevremin ve ülkemdeki sair kalabalığın dininden aşağı yukarı 35 yıllık inancımdan uzaklaşmış ve dinimi terk etmiştim. Bu nasıl mümkün olabilirdi. Ben bu hale düşecek insan mıydım.. Düşünsenize bir, çevrenizin öz ailenizden arkadaşlarınızdan başlayarak yüzde 99 u siyah renkli ve siz beyazsınız veya onlar beyaz renkli siz siyah renklisiniz. Yalnız hissetmez misiniz bu durumda. Oysa son yıllarda daha çok sevmeye ve hoş görmeye başladım hayatı, insanı... Toplumu bile tüm eksikliklerine rağmen daha çok sevmeye başladım. Tüm din hikayelerinden kurtulunca daha başka bir seviyeye geçmişti zihnim ve gönlüm. Oysa orada kimse yokmuş. Bu huzurlu seviyede yalnız kaldım şimdi, yapayalnız. Tanrı muammasıyla birlikte yine de her zerremde yaşamaya devam ederken, arıyorum benden uzaktakini. Hani derler ya... Çaresiz kalmış bir Tanrı gibiyim diye... İşte öyle. Kimi zaman gülerdim deistlere agnostiklere vb vs veya acırdım özelde islamın ve dinlerin derinliğini anlayamayanlara...Şimdi ise dinlere inananlara acıyorum sanki. Yok mu bunun bir orta yolu zihnimde. Alemin en akıllısı ben miydim; İslamım, elhamdülillah müslümanım derken ve yine Tanrıya şükür şu yalancı dinden kurtuldum, alemin akıllısı ben mi oldum yeniden. Sürüden ayrıldım nereye uçayım, nereye gideyim.. Çünkü islam hukuku çağdışı bir hukuk.. Burada nasıl barınabilirim. 40 yaşında hayata yeniden doğmuş gibiyim. Sıfırım yeniden sanki. Ve bambaşka bir hayatı, hiç tanımadığım gösterilmeyen bir hayatı adımlamaya başlıyorum. Korkuyorum ... Önümdeki vadi çok geniş, karşıdaki dağ çok yüksek, iklim kimi üşütüyor kimi yakıyor kavuruyor, ortası yok mu düşüncelerin hayallerin... Saygılarımla, Esen Kalınız. |