3
Yorum
3
Beğeni
0,0
Puan
565
Okunma

Bugün Oss şehrine yerleştim.
İsmime bağlı olarak yakıştıran arkadaşlarım oldu. Ne yalan söyleyeyim bir sempatimde olmadı değil.
Akşam karanlığı düşmeden etrafı gezme vaktim oldu. Sokak sokak gezerken, gözüme çarpan bu güzel sokağın fotoğrafını çektim. Sanki kendi içimde olan bir sokağa rastlamış gibiydim. Sokak yabancı fakat dökülen yapraklar çok tanıdıktı. Işıklar bir yandan kaçış yolunu göstersede mıh gibi çakılmıştım o an. Gözümle süzdüm etrafı. Ne yapacağımı bilemedim. Kendi İçime doğru yapacağım bir yolculuktu sanki bu. Adımlarıma başlamadan önce derin bir nefes aldım. Dikkatli olmam gerekliydi. Zira yolun ortasında kala kalmışım ve yolun her iki yanında sanki benim hislerimden dökülen yapraklar vardı. Eğer birine dahi basacak olsam hüzünlerim tekrardan canlanacak, tekrardan yüreğim çatırdayacaktı. Her iki yana ayrılmış yapraklar değildi asıl korkum. Yolun ortasında azınlıkta duran yapraklardı. En hüzünlü anılarımdı onlar belkide. ilerlememi güçleştiren, beni ben yapan hislerimdi. Yine karşıma çıkmışlar yüzleşmek ister gibiler tekrar tekrar. Sokak lambalarının, hafif aydınlık ortamın ve derin nefes alışımının etkisi olacak ki sakin bir şekilde yoluma ilerleyebildim. Zaman zaman hafif terler döktüysemde yaptığım uzun yolculuktan ve hassas adımlarımın sonucu olmalıydı. Sokaktan ayrıldığımda yine bir derin nefes almıştım. Derin bir ohh çektim. İlk adımımı attım ve çatırtı sesi geldi. Devam ettim. Ne bir arkama baktım ne de yere . Öylece devam ettim .
Basmadığımdan eminim bir yaprağa . Gelen ses, eminim geçip gitmeme engel olamayıp kendiliğinden çatırdayan bir yapraktı. En değerli bir sestir benim için. Duymasaydım eğer onu, tüm geçtiğim sokaklardaki yaprakların önemi olmazdı benim için. Ezer geçerdim hepsini belkide.
Zamanı geldiğinde kuruyan yapraklar kendi çatırdar. Kimisi bir sevdayı görünce kimisi hicrana düşünce.
Akşam olup başımı yastığa koyduğumda yine sen düştün aklıma tıpkı bir yaprak gibi, gönlümde ise bir çatırdı, yine bi hicran, sonra bir yutkunma ve yağmurla beraber hoşça-kal.
Osman MAHMUTOĞLU