Bir genç ozan olacağım diyor. Bir noktadan başlıyor. Şiire ilerleyen, yükselen, düz bir çizgide gelişimini sürdürecek. Çağının ozanlarını tanıyacak, öykünecek, taklit edecek. Sürekli okuyacak, şiir okuyacak, şiiri kuşatan olguları betimleyecek. Bu arada sürekli şiir alıştırmalarına girişecek. Dizeleri kuracak kendi sözcükleriyle. Şiirinde imgeyi tanıyacak yani biçimler arayacak yeni içerikler. Ozan olmak, yazar olmak bir süreci gerektirir. Her insan yükselme ister. Bunun içinde çaba harcaması çok gereklidir. Ancak insan yükselirken, nerede nasıl çaba sarfetmesini ve nerede nasıl bir seviyede, durmayı da bilmelidir. Bu gizli güç ise çalışmayla, çabalamayla devingen bir güce dönüşür. Ancak şiir bir yetenek işi. Bu yetenek, bir yönüyle duyarlılık, doğal bir özellik. Bu yapılan çalışmaların sonucuna varabilmek için kültür seviyemizin de daima ön planda olması gerekmektedir. Bir şiirin içeriği kadar estetik kaygıyı da düşünmek gerek. Estetik yapıdan yoksun şiir kaba bir şiir olarak karşımıza çıkar. Şiir bireysel bir üreti. Birey tek değil. Öyleyse şiir bireysel bir üretim olarak algılanmasının yanı sıra, ozanın kendi iç sızlanmaları, yada en çok iki kişinin var olduğu bir sanat değil. Şiir çoğalmak ister, çoğul olguları doyumsamak ister.. ARİVDEN:[ SARAY’A HİZMET SİYASİ BAĞIMSIZ GAZETE 31 EKİM 1993 SAYI: 1306 ] |