İsabella
61 şiiri ve 35 yazısı kayıtlı Takip Et

Bir ressamın son resmi



Günün Yazısı
Okuduğunuz yazı 8.7.2022 tarihinde günün yazısı olarak seçilmiştir.

Bu aksam çok sevdiğim arkadaşlarımla uzun zaman üzerine buluştuk. Kahvelerimizi içtikten sonra, "ne yani yok mu şimdi aramızda kahve falı bakan kimse" diye söyleşip, gülüştük. Kahve falına bakan da inanan da yoktu masamızda. Sonra arkadaşım kahve falından uzayıp giden başka bir konuya çevirdi muhabbeti. Mevzu biraz derindi.

Anlatsana dedim. Haberi kim verdi size. Tek başına mı yaşıyordu ablan o evde. Kimse yok muydu yanında. Geride bir mektup bırakmamış mı? Bir not, bir yazı, veda cümlesi...

Yirmi beş yaşındaydı. Resim öğretmeniydi. "Eve gittiğimizde herşey yerli yerindeydi. Çamaşırları katlanmış, yemeği ocakta, masasında suyu, eşyaları düzenli, veda edecekmiş gibi değil de yarın yeniden kaldığı yerden devam edecekmiş gibiydi" dedi. Sevgilisinden ayrılmış, "Antidepresan ilaçları alıyormuş, bizim bunlardan haberimiz yoktu. Kutu kutu ilaçlar içip, çok ilginç bir şekilde başına poşet geçirmişti. Sonra biz araştırdık, neden bu şekilde intihar girişiminde bulundu diye. Bir ressamın aynı bu şekilde ilaç içerek ve başına poşet bağlayarak hayatına son verdiğini öğrendik. Yaptığı resimleri uzmanlara okutunca insanların gözlerinin olmadığı yada bağlı olduğu ve bunun anlamının hataya küsen bir kimsenin duygularını taşıdığını öğrendik" dedi. Ayrıldığı sevgilisiyle yazıştığı her mesajı tarih ve saatlerine varıncaya kadar bir deftere not ettiğini, ayrılmadan önceki bir mektubunu okuduğumuzda sevgilisinin ona " ne sen bensiz, ne de ben sensiz asla yaşamayalım" sözlerini, ayrıldıktan kısa süre sonra ise sevgilisinin bir başkası ile nişanlandığını öğrendik" diye ekledi. Duygularını yoğun yaşayan biri için ayrılık değil belki ama verilen sözlerin anlamsız oluşuna şahit olması, onu bu denli etkilemiş olmalı diye düşündüm.

"Telefonda konuşurken iyiyim cevaplarının aslında gerçekten iyi olmadığı, sadece bizi mutlu etmek için söylediğini, çok sonraları sosyal medya hesabından yazmış olduğu şu sözleri okuduğumuzda anlayabildik."
"Öyle bir suçluluk duygusu var ki bende, yemeğin yemediğim yarısının bile kalbinin kırıldığını düşünüyorum... Böyle yaşamak kolay olmuyor elbette... İnsan, yaşamayı becerebilenlerin karşısında donup kalıyor... Yani merak ediyorum, insanlar nasıl oluyor da yaşamaya ara vermek istemiyorlar..."

Sessizlik ne kötüdür. Gencecik bir hayat sessizce toprak oldu. Ve geride kalanlar dokuz senedir bu acıyla yaşamaya devam ediyor hergün kahrolarak. Bir ayrılık değildi onu bu denli etkileyen elbet.
Öncesi vardı. Duyguları vardı... herkes gibi düşünmeyen... daha derin daha başka hisseden duygulara sahipti belkide. Öyle olmasa her ayrılık sonrası hayatta kimsecikler kalabilir miydi? Birileri kalbinde öldürür sevdiğini, birileri de o kadar hassastır ki ona kıyamadığından öldürür kendini.

İçimi acıtan bu hikâye keşke yaşanmamış olsa ve kimse bize verilen bu emanete kıymasa dedim. İsmet Özel ’ in belki de en sevdiğim sözleridir; "yaşamak umrumdadır."
Yaşamak herkesin umrunda olmalıdır.


Beğen

İsabella
Kayıt Tarihi:7 Temmuz 2022 Perşembe 02:04:08

BIR RESSAMıN SON RESMI YAZISI'NA YORUM YAP
"Bir ressamın son resmi" başlıklı yazı ile ilgili
düşüncelerinizi ve eleştirilerinizi diğer okuyucular ile paylaşın.


YORUMLAR
halil_
9 Temmuz 2022 Cumartesi 16:09:54
Bir kaç gün önce izlediğim bir belgeselden öylesine etkilendim ki; hayata bakış açım, ne neden niçin gibi sorularıma farklı anlamlar katıldı. Ota Benga adlı Kongolu bir insanın tutsak edilmesi, bir kilo tuz ve bir parça kumaşa satılması, insanat bahçelerinde maymunlarla beraber sergilenmesi, en nihayetinde ödünç bir tabancayla hayatına son vermesi. Bir insan nasıl olabilirde yaşamına son verir? Ara verme şansımız yok ya son verme hakkımız var mı?

Prof. Dr. Nevzat Tarhan, bir röportajda:'' Sevgisiz büyüyen çocukları ilerde ne gibi sorunlar bekler?'' Sorusuna şu cevabı vermektedir.

''Üç grup sorunla karşı karşıya kalmaktayız.
1.Grupta; Sevgi yok aşırı disiplin var...
Böyle bir ortamda büyüyen çocuklarda, anti sosyal ve suça meyilli olmaktalar.
2. İkinci gurupta; Sevgi yok ama tutarsız disiplin var. Bir gün öyle bir gün böyle.
Dengesiz kişilik oluşuyor. Kişi beni seviyorlar mı sevmiyorlar mı? Diye bir algı gelişiyor kişide...
3. Grup ise; Sevgisiz ama gevşek disiplin.
Çocuğun evde olup olmadığının farkında olmayan, her şeye izin veren anne baba eğitim modeli. Sevgi ve ilgi olmayınca ve her şeye emeksiz ulaşınca bu çocuklar madde bağımlılığına yatkın oluyorlar. Sevgi; beyinde ki ödül ceza sisteminin düzgün gelişmesiyle iniltilidir. Bunlar tam gelişmeyince kişi kendini korku içinde ve yalnız hissediyor. Gelişen kişiliklerde ise beyin havuzu daha geniş olmakta. Sorunlara karşı daha dirayetli davranabilmekte.''

Üç aşağı beş yukarı vurguladıkları buydu.

Gerçekten de kişi nasıl yetişmiş olursa olsun, belli bir yaşa geldiğinde bizim davranış ve yaklaşım şeklimiz çok önemli. Kişiyi suçlamak, alay etmek, dışlamak kolay. Önemli olan bu durumdan nasıl çakabileceğinin önünü açabilmek. Karınca kararınca. Bilmeliyiz ki. Bir sorun anında gerçekleşmez. Başlangıcı, nedeni ve nedenlerin verdiği sonuçları vardır. Sorumla davranmak zorundayız.

Sözü fazla uzattık. Üzücü bir son Allah affetsin ne denebilir. Sözün bittiği yer. Duyarlı yüreğinize sağlık. Hayırlı bayramlar. Selam dua ve saygılarımla...

5 cevap yazılmış Cevap Yaz


İsabella Yazının sahibi 9 Temmuz 2022 Cumartesi 16:30:10
Bilgi dolu bir açıklama. Bunun için öncelikle teşekkür ederim Halil bey. Herşey çocukluk döneminde başlayıp şekilleniyor. Sorumsuz bir baba ya da sürekli agresif bir anne, otoriter nine ve dedeler, çarpık aile yapısı...
Aşırı baskı her zaman birşeylerin kaybına sebep olur. Bunu anlamak yada yorumlamak için uzman olmaya gerek yok. Artık gözlerimizin önünde gerçekleşiyor bu tür olaylar.

Eskiden otoriter anne babalık vardı, değiştirin bu düzeni dediler, değişti. Şimdilerde aşırı özgür ve aşırı özgüvenli yeni nesil var. Fakat mutsuz. Biraz daha sonra bu uygulama da olmadı diyecek uzmanlar. Başka bir yol bulunmaya çalışılacak felan.
Uzattım sanırım. Mevzunun derinliğine daldıkça başka konular çıkıyor ortaya. En iyisi burada sonlandırmalı.

Hayırlı bayramlar dilerim Halil bey. Rize bugün epeyce güneşli :)

Saygılar selamlarımla.
halil_ 9 Temmuz 2022 Cumartesi 16:33:47
Aa! Evet günler sonra güneşi gördük. Siz Rize'de misiniz yoksa?
İsabella Yazının sahibi 9 Temmuz 2022 Cumartesi 16:38:37
Evet.😊
halil_ 9 Temmuz 2022 Cumartesi 16:41:20
Hemsehriyiz belki de;))
neneh.
8 Temmuz 2022 Cuma 21:16:42
''yaşmak herkesin umurunda olmalı''güzel bir cümle..Cinnet geçirenler hariç denilmeli.Zira cinnet hali bir boşlukta kalış halidir çaresizce..Üzülmemek elde değil.Güzel resimler olmalı son resimleri ressamların..Sağlıcakla..Saygıyla..

1 cevap yazılmış Cevap Yaz


İsabella Yazının sahibi 9 Temmuz 2022 Cumartesi 11:48:33
Bayramınız kutlu olsun sevgili neneh.
Sevdiklerinizle birlikte nice güzel bayramlar dilerim.
Sevgiler selamlarımla.
Osman Akçay
8 Temmuz 2022 Cuma 21:13:36
Kurban Bayramının milletimizin diriliğine, mazlumların kurtuluşuna, insanlığın huzur ve barışına vesile olmasını dilerim. Bayramınızı sevdiklerinizle beraber sağlıklı ve huzur içinde geçirmenizi dilerim. Saygılarımla.

1 cevap yazılmış Cevap Yaz


İsabella Yazının sahibi 9 Temmuz 2022 Cumartesi 11:42:53
Çok sağolun Osman hocam. Bayramınızı kutlar hayırlara vesile olmasını dilerim.

Sevdiklerinizle birlikte nice güzel bayramlar...
Saygılar selamlarımla.
mehpare gökçe
8 Temmuz 2022 Cuma 18:23:27
Çok güzel bir anlatım olmuş. Beğeniyle okudum kutluyorum. Bütün kalbimle tebrik ediyorum.

mehpare gökçe tarafından 8.7.2022 18:20:58 zamanında düzenlenmiştir.

Cevap Yaz
mehpare gökçe
8 Temmuz 2022 Cuma 18:22:16
Çok güzel bir anlatım olmuş. Beğeniyle okudum kutluyorum. Bütün kalbimle tebrik ediyorum.

1 cevap yazılmış Cevap Yaz


İsabella Yazının sahibi 8 Temmuz 2022 Cuma 18:24:30
Hoşgeldiniz.
Çok teşekkür ediyorum, gönlünüze sağlık.

Sevgiler.
İbrahim Kurt
8 Temmuz 2022 Cuma 10:48:18
Çok güzel beğeniyle okudum kutluyorum

1 cevap yazılmış Cevap Yaz


İsabella Yazının sahibi 8 Temmuz 2022 Cuma 18:14:33
Okuyup yorumlayan gönlünüze sağlık.
Saygılar selamlarımla.
sahra
8 Temmuz 2022 Cuma 10:25:51
senden mutlu yazılar okumaya alışığım. eminim duydukların seni de çok sarsmıştır. üzüldüm.

1 cevap yazılmış Cevap Yaz


İsabella Yazının sahibi 8 Temmuz 2022 Cuma 18:13:20
Çok üzüldüm arkadaşımı dinlerken. Aileyi tanıyıp, yaşadıklarına duyunca dışardan bakışın dışarda kalıyor. Çok daha farklı pencereden bakıp değerlendiriyorsun bu duygulara sahip insanları. Belki hak vermiyor ama anlayabiliyorsun.
İnsan bir tek anlaşılmak istiyor olmalı. Yani öyle olmalı sanırım.

Sahra, tebessümlü sevgilerimi gönderiyorum.
EM.HAKİM
8 Temmuz 2022 Cuma 07:20:40
okudum beğendim kordeleği hak ettiğine inandım
sabahattin ali'nin ' değirmen ' öyküsünü çağrıştırıyor
kopyası taklidi demiyorum aman derim. çağrıstırıyor
dedim her şey birşeyler çağrıştırdığı gibi. neyse
konu da anlatım da çok güzel k u t l u y o r u m













1 cevap yazılmış Cevap Yaz


İsabella Yazının sahibi 8 Temmuz 2022 Cuma 09:24:16
Teşekkür ederim. Sabahattin Ali'nin değirmen öyküsünü okumadığım için bu konu hakkında yorum yapamayacağım. Umarım en kısa zamanda okuyabilirim.

Okuyup değerlendiren gönlünüze sağlık. İyi günler dilerim.
hüzünlükent
8 Temmuz 2022 Cuma 01:28:54
Hiç yaşanmamış olsaydı
Keşke

Ücüzü bir Hikaye ama
Günün yazarını tebrik ederim

Sevgilerimle

1 cevap yazılmış Cevap Yaz


İsabella Yazının sahibi 8 Temmuz 2022 Cuma 09:20:23
Keşke...

Teşekkür ederim canım.
Seni de kutlarım. Henüz sayafana uğrayamadım.

Sevgilerimle.
Gule
7 Temmuz 2022 Perşembe 22:29:57
'yaşamak'la ilgili bir iki cümle kurmak istedim ama yok...elle tutulur, gözle görülür kayda değer bir şey bulamadım...bu da benim bu kavramdan günden güne uzaklaştğımı ve benim için anlamını yitirdiğinin bir işareti...

çoğumuzu yaşama bağlayan nedir? mesuliyetler ve zorunluluklar...birkaç mutlu aile pozu ve o çok kutsal sevgi bile bir zaman sonra birinciliği bunlara kaptırır...

toplumun bize biçtiği ve dayattığı bir takım roller var ve biz bu döngünün içinde beyhude çırpınıp duruyoruz...insan bu hayatta en çok bahanelerin arkasına saklanır...insanı oyalayan, alıkoyan jokerler...bir sonraki hakkımı kullanıyorum demeye getiriyoruz...

özellikle bu ruhsal ve depresyon kaynaklı intihar vakalarında hep şunu düşünürüm:
-onlar her şeyi önceden gördü ve on misli acılarına nihayetinde bi son verdiler, çünkü değişen bir şey olmayacağının bilincinde ve ayırımındalardı...

çok ama çok derin mevzular bunlar isabella...hani bazıları çıkar der ki 'ölmek kolaydır, zor olan yaşamak!'...hayır efendim öyle sandığınız gibi bi yer değil orası...şimdilik parçalı bulutlu birazdan güneş açar hayatımda polyannacılığı onlarda yok...sonrası; o yolun yolcusu...teselli ve acıma da yok...hele ki öyle bir beklentileri hiç yok...'intihar korkaklıktır' der belki başka biri, ben derim ki aksine büyük cesaret! bu insanların korktuğu hiçbir şey yoktur...korktuğu şeyler olsa zaten kendini öldürmez, öldüremez ki!..olsa olsa en kötü başka bir güne erteleme kararı alır o kadar...

daha da uzatırsam kapkaranlık ve çıkmaz bi sokağa iyice sapacakmışım gibi geliyo...

en iyisi ben susim...yazına gelecek olursak, böyle çetrefilli ve zor bir temayı akıcı ve güzel bi üslupla toplamışsın tebrik ederim...

p.s: bu gibi karamsar yorumları kırmızı bi buton ya da +18 yaş üstü ya da ne bilim sakıncalı içerik bulunmaktadır uyarısıyla balistik incelemeye tabi tutulsa keşke...düşünce özgürlüğü savunucusu bunu söylüyorsa, düşünün artık ama aklımdan geçenler bunlar üzgünüm...

sevgiler isabella...

2 cevap yazılmış Cevap Yaz


İsabella Yazının sahibi 8 Temmuz 2022 Cuma 09:18:52
Gule'nin duvarını okur gibi oldum. Evet konu çok derin ama sende derinlere dalmayı çok iyi bilenlerdensin. Çok güzel ifade etmişsin onların ruhsal hallerini.

Ruh sağlığı ne kadar önemli bir konu. Yıllar önce Edirne Ruh ve Sinir Hastalıkları Müzesini ziyarete gitmiştim. O kadar çok etkilenmiştim ki oradaki tedavi türlerinden.

Bu hastanede, musikinin ve su sesinin huzur verici tınıları taş duvarlarda yankılanarak şifaya dönüşürmüş. İbni Sina'dan Farabi'ye Selçuklulardan Osmanlılara uzanan köklü bir müzik terapi anlayışı, fiziksel ve ruhsal hastalıkların tedavisinde kullanılırmış. Bu hastanenin 1400 yıllarda kurulması müthiş bir şey değil mi? Bence şuan böyle bir hastaneye ihtiyacımız var.

Böyle bir zamanda zor olsa da herkesin bedenine baktığı kadar ruhuna da iyi bakmasını dilerim.

Çokça sevgilerimle Gule.

Düzenleme:8.7.2022 10:03:39
Zerefşan 8 Temmuz 2022 Cuma 13:20:05
tebrik ederim İsabella.

yorumu da en az yazı kadar etkilenerek okuduğum için yanınıza iliştim.
Yaşayabilmek her şeye rağmen inanarak yaşamak büyük marifet,
Ölmeyi istemek ve tercih etmek derin umutsuzluğun bilincine varılması , akıl düşünüyorken özellikle.
kendi eliyle aklı yerindeyken ölenler dünyada azabın en şiddetlisini ruhunda yaşayanlar bence.

umut ve inanç diliyorum her can' a
Bedri Tokul
7 Temmuz 2022 Perşembe 21:57:50
Hep derim
Açılarda yazılmalıdır
Tabii böyle güzel yazılacaksa...
Tebrikler Kardeşim.

1 cevap yazılmış Cevap Yaz


İsabella Yazının sahibi 8 Temmuz 2022 Cuma 07:51:35
Çok teşekkür ederim Bedri baba. Eksik olmayın.

Saygılarımla, iyi günler dilerim.
ersinbaşeğmez
7 Temmuz 2022 Perşembe 20:48:42
Giriş bölümü olmasa hikâye olarak okuyacaktım.

Ama giriş...

Gerçek olduğunu gösteriyor. Yaşamak günümüzde gerçekten zor

Mekanı cennet olsun.

Başınız sağolsun

2 cevap yazılmış Cevap Yaz


ersinbaşeğmez 8 Temmuz 2022 Cuma 00:49:05
Güne gelen yazıyı ve yazarı kutlarım
İsabella Yazının sahibi 8 Temmuz 2022 Cuma 07:49:34
Teşekkür ederim Ersin bey.
Keşke yaşanmamış olsaydı ama gerçek.

Amin.

Saygılar selamlarımla.

eMİNeYZAMAN
7 Temmuz 2022 Perşembe 15:28:13
zaman en iyi ilaçtır ama iyileşmek isteyene........



hayatın içinde öyle büyük sınavlar yaşıyoruz ki bazıları sağlıkla bazıları sevdikleriyle bazen de para ile .... sonu ne olursa olsun nefes almanın kıymetini, bu dünyada başka sorumluluklarimizin olduğunu bilmemiz gerek.

canlı şahit oldum ben de antidepresan ilaçları intihara sürukledigini duymuştum doğruymuş.rabbim kimseyi böyle şeylerle sınamasın.yasanan her şerrin sonunda hayır olduğuna inanmak ve ona gore yaşamak gerektiğine inanıyorum.


hayır da şer de allahtan geliyor.... ona sığınmak ve öyle yasamak kaderi belirliyor işte.


güzel kaderlere diyelim inşallah canım.rabbim sevdiklerimizin acısından korusun inşallah.gunun güzel geçsin..dua ile

1 cevap yazılmış Cevap Yaz


İsabella Yazının sahibi 7 Temmuz 2022 Perşembe 16:34:43
Ben dinleyince içimi hüzün kapladı, eminim sende okuyunca..

Söylenecek birşey de kalmıyor ki böyle zamanlarda. Acısını paylaşıp, sessizliğe bürünüyorsun. Hepsi bu.

Sevgimle hep canım Eminem.
Düzenleme:7.7.2022 17:14:06
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
Edebiyatdefteri.com'u kullanarak Çerez Politikamızı kabul etmiş sayılırsınız.