Para, gübre gibi etrafa yayılmazsa işe yaramaz. baco
Serkan BOL
Serkan BOL

YENİ DÜNYA VE DÜŞLER

Yorum

YENİ DÜNYA VE DÜŞLER

11

Yorum

14

Beğeni

0,0

Puan

872

Okunma

Okuduğunuz yazı 29.3.2022 tarihinde günün yazısı olarak seçilmiştir.

YENİ DÜNYA VE DÜŞLER

Kentler mutsuz insanlarla dolup taşarken ben nedenini bilmediğim karmaşık duygular içindeyim.

Sorguluyorum. Dünyayı sorguluyorum.

Şehirleri sorguluyorum.

Ve dahası insanları...

Ne çok değişti her şey .

Bu kadar değişimden sonra ben de değiştim.

Ve ben...

Ruhumun heykeli masumiyet fanusundan çıktığından beri oldukça yapayalnız yaşamayı tercih ediyorum. Yolda, kaldırımda, köprüde yanı başımdan ruh/suzlar geçiyor. Başımı kaldırıp konuşmak istemiyorum. Biliyorum herşey zoraki. Dostluklar, kardeşlikler, akrabalıklar zoraki...

Dünya kurulduğunda zoraki kurulmuş. Belli... Şeytanın planı olmasa dünya olur muydu ya da bir anlık aldanma. Bir de ihtiras var. Habil ile Kabil kardeşleri getirdim aklıma. Öyle ihtiras yapılmış ki dünya ikisine de yetmemiş. Halbuki dünya ne kadar da büyüktü o zaman. İkisine de yetmemiş dünya.

İhtiras dünya çok büyük iken başlamış. Sonrası büyüye büyüye bir çığ gibi gelmiş ve bizler bugün o ihtirasları çıplak gözle görmenin hüznünü yaşıyoruz.

Görmek, izlemek ve hatta sorgulamak da yetmiyor bazen.

Arayışlar içindeyim. Bu nedenle mutsuz kentlerde binlerce kilometre yol alıyorum. Ölü doğmuş yarınları müşade ediyorum. Üryan duyguların üzerine ölü toprağının serilişine hüzünle ve istemsiz şekilde ortak oluyorum.

Anneler babalar görüyorum. Kimi iki buçuk yaşında kimi on iki yaşında. En güzel masaldan kalma hayatları çocuklarına ikram ederken, ölümü bekleyen başkasının çocuklarını umursamıyorlar. Başkasının çocuklarındaki göz yaşını, hatta ve hatta şakağındaki kanı silmeden, temizlemeden kendi çocuklarının mutlu olamayacağının farkında değiller. Yazık!

Ölü doğmuş çağdır bizim yaşadığımız çağ. Geçmiş kentlerin genlerinde de yığınla savaşlar vardı. Ve bizler bu mirası öyle sahiplendik ki sanki geçmiş de hiç keder/ Izdırap olmamış gibi, hiç kan ve göz yaşı olmamış gibi yeni yeni savaşlar icat ettik. Adına da bir birinden farklı ön adlar koyduk sonrasına da düzme bahaneler ürettik.

Yok oluyoruz. Kazananlar ve kaybedenler birlikte yok oluyor. Kaybeden zaten kaybetmişti de kazananlar da kendi içlerinde yok oluyor.

Ve ben bunca yaşanandan sonra yine DÜŞLERE DALIYORUM. Yeni şehirleri düşlüyorum. Bir birinden güzel, içinde sımsıcak ilişkileri olan şehirleri düşlüyorum.

O şehirler içinde mahalleler kuruyorum. Ve mahalleler içinde duvarlarla örülmemiş yan yana bir kaç katlı evler. İnsanlar, hayvanlar ve tüm doğa olması gerektiği gibi. Ne doğaya zarar veriyoruz, ne hayvanlara ne de bir birimize...

Herkes bir birini tanıyor.

Herkes bir birini kucaklıyor.

Sokaklarında caddelerinde çıkar çatışması olmayan gülen gözleri görüyorum.

Sonra İçinde çocuk seslerinin hakim olduğu bahar kokulu günleri görüyorum..

Ne olur kimse beni bu düşlerden uyandırmasın.!

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Yeni dünya ve düşler Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Yeni dünya ve düşler yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
YENİ DÜNYA VE DÜŞLER yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bedri Tokul
Bedri Tokul, @bedri-tokul
30.3.2022 22:13:00
Yakışır Kardeşimize...
Bedri Tokul
Bedri Tokul, @bedri-tokul
30.3.2022 22:11:25
Yakışır Kardeşimize...
İbrahim Kurt
İbrahim Kurt, @ibrahimkurt
30.3.2022 21:39:00
Çok haklı bir tepki çalışması kutluyorum en güzel yaşam köylerde, kasabalarda
Tüya
Tüya, @tuya
30.3.2022 19:44:55
Yazınızı ilgiyle okudum, sayın Bol. Ve güne düştüğü için de kutlarım sizi.
Gözlemledikleriniz ve hissiyatınız çok tanıdık olduğu gibi, anlaşılır da. Toplumdaki derin çelişkileri ve kaotik yapısını görüp fiilen yaşayınca insan; duyarsız kalmak pek mümkün olmuyor.

Fakat iyi ki düşlerimiz var, diye düşünüyorum. Ve bizi, kendi ellerimizle kirlettiğimiz; yaşanmaz hale getirdiğimiz çetrefilli dünyadan bir nebze uzaklaştırabildiği için...
İsveçli şair Gunnar Ekelöf derki: "Zehir ver öleyim, ya da yaşamak için hayaller."

Ve o hayal ettiğiniz şehirler... Ne yazık ki giderek kayboluyor. Artık çocuk sesleri değil düyulan. Ardı arkası gelmeyen kentleşme projelerinin yoğunlaşması sonucu betonlara hapsedilmeler ve taşıtların saçtıkları zehirlerin iliklerimize inmesiyle yoğruluyor insanlığımız.
Ve maalesef eli kolu bağlı oturmuş izliyoruz...

Çok teşekkür ederim düşündüren, duyarlılık sunan paylaşımınız için.
Saygı ve selamlar, efendim.
İBRAHİM YILMAZ
İBRAHİM YILMAZ, @ibrahimyilmaz1
30.3.2022 16:37:11
Merhaba Serkan bey,
öncelikle güne gelen yazınızın hümanist duygularla bezeli güzelliğini ve duyarlı yürek sesinizin güzelliğini kutlarım.
Naçizane ben de insanlığın barıştan, özgürlükten, kardeşçe ve Hakk'ça yaşamasınıdan yana ütopik fikirler üretiyorum. lakin olaylar düşlediğim güzelliklerin aksı yönde gelişiyor.
Ama bu arada habil'in suçu yok. o kardeşinin saldırısına el kaldırmıyor.
Dünya kurulalıdan beri barış içinde yaşanan yıllar daha az maalesef.
iyi de enseyi karartmamak barışı, güzellikleri yaşatma çabası içinde olmak en iyisi.
Emeğe ve sanata saygımla esen kalınız.
Fatma Oral
Fatma Oral, @fatmaoral
30.3.2022 14:49:24
Güne düşen yazınızı kutluyorum. İnsanoğlu kadar kendine zarar veren hiç bir canlı yok. Türünü yok etmek için silah üreten tek canlı.

Sonumuz hayır olsun.

Saygılarımla.
Etkili Yorum
Ümmühan Yıldız
Ümmühan Yıldız, @ummuhanyildiz
30.3.2022 09:03:18
Son satırları okurken içim ürperdi. Gerçekte olması gereken insanlığın geri gelmesini dilemek ne acı.

Ülkeler insanlara benzer derlerdi. Sıcak ülkelerin insanları sıcak olur. Şimdi öyle bir şey söz konusu değil. Tek tip sadece ben merkezli insanların olduğu dünyayı yaşıyoruz. İşe ilk başladığım senelerdeki arkadaşlarımla her hafta sonu birlikte zaman geçirebilme planları yapardık. Piknik, tiyatro, sabah kahvaltıları, günü birlik gezi turları. Bunların hepsi bitti. Korona’dan değil öncesinde başlayan durumdu. Taş duvarları ve metalleri daha çok satın almayı sevdiğimiz içindi.

Güzel bir şirkette yöneticiyim, bunu neden söylüyorum biliyor musunuz? Şivemi değiştirme gereğini hiç duymadım. Nereden geldiysem ben oydum. Öylede sevgide güzel kaldım, eleman olarak başladığım işimde başarılı yönetici oldum. Gülüşümden insanlığımdan asla öden vermedim. Haklıya haklısın, haksıza haksızsın dedim. Demeye devam ediyorum.

Dedikçe de insanlardan uzaklaşarak aileme daha çok bağlanıyorum.

İnsan olmak çevreden değil kendi özünden başlar.

Bu saatten sonra insanların iyiliğe, güzelliğe doğru değişebileceğine umudu taşımak, umut etmek, hayallarde kaldı.

Saygılarımla selamlar.


HERFE
HERFE, @herfe
30.3.2022 00:22:28
Güne düşen yazınızı ve sizi kutluyorum.
Kıyısız/ım
Kıyısız/ım, @kiyisiz-im
29.3.2022 18:47:07
10 puan verdi
Herşey ve herkes değişti. Tadı yok gerçekten yaşanan her bir anın.

Sizin düşleriniz sanırım çoğu insanın düşü.. Ama bu gidişle bizim arzu ettiğimiz dünya düşlerde kalacak gibi...

Güzel bir konuya değinmişsiniz Serkan Bey gayet akıcı.. Yüreğinize sağlık.

Saygılar..
MÜSLÜM BAYRAM
MÜSLÜM BAYRAM, @m-sl-mcbayram
29.3.2022 16:26:48
Ukrayna Rusya savaşı göstermiştir ki, yazınıza tamda güncel kanıttır.
HABİL DE KABİLDE ABD dir;)) bence öyle değerli Serkan Üstadım.

nerede huzursuzluk varsa, oradalar her daim
bir de adına barış demezler mi!
en bayatından kokuşmuş halleriyle sırıtıyorlar
savaştaki olan zulümleri kimse bilmiyor görmüyor
tecavüzlerin çığlıklarını duymuyorlar

her devrin kuklası var maalesef
Allah böylelerine akıl fikir versin

yazınızda anlattığınız gibi
nasıl mutlu olunabilir ki
dünya cehennemi kazanı
durmaksızın kaynamakta

ALLAH TÜRK MİLLETİNİ KORUSUN

tebrikler
nice saygılarımla
ironi
ironi, @ersinbasegmez
29.3.2022 16:01:10
10 puan verdi
Hep beraber düşlerde kalsak

Ya da

Düşlerdekileri yaşasak...

Serde şairlik olunca anlatım daha lezzetli oluyor

Tebrik ve saygılarımla
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL