Alçak ruhlu olanlar para arar, yüksek ruhlu olanlar ise saadet arar. ostrovski
hu
hulusiboz

KUDDUSİ, Tarik-ul Kur'an Tefsiri (Zariyat)

Yorum

KUDDUSİ, Tarik-ul Kur'an Tefsiri (Zariyat)

0

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

363

Okunma

KUDDUSİ, Tarik-ul Kur'an Tefsiri (Zariyat)

KUDDUSİ, Tarik-ul Kur’an Tefsiri
ZÂRİYÂT SÛRESİ
7-وَالسَّمَاء ذَاتِ الْحُبُكِ 8-إِنَّكُمْ لَفِي قَوْلٍ مُّخْتَلِفٍ 9-يُؤْفَكُ عَنْهُ مَنْ أُفِكَ
7-9
"Kendine has yollara (yörüngelere) sahip göğe andolsun ki siz elbette farklı bir söz ve görüş içindesiniz. Bundan, dönebilecek kimseler döndürülür"
Âyette geçen ve "Yörüngeler" diye tercüme edilen "Hubuk" kelimesinin, yollar, süsler, güzellikler vb. manalara geldiği rivâyet edilmektedir.
Allahü teâlâ, göğe yemin ettikten sonra insanların çelişkili bir iddia içinde olduklarını beyan etmiştir. Bundan maksat;
Kur’an hakkında: ”O şiirdir, sihirdir, iftiradır, öncekilerin masallarıdır;" Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) hakkında: ”Şairdir, sihirbazdır, iftiracıdır, delidir"dediler.
Ve Kıyamet hakkında: Kimisi onun varlığını ikrar, kimisi kesinlikle inkâr ederken, kimisi de zannediyoruz, şeklinde muhtelif şeyler söylerler. Bunların bu hali şaşkınlık ve koyu bir cehalettir.
Belki de bu yemindeki nükte değişik ve farklı gayeleri olan sözlerini göklerin yollarına benzemektir, çünkü birbirinden uzak ve maksatları ayrı ayrıdır.
"Bundan, dönebilecek kimseler döndürülür"
Ayetini İbn Abbâs (radiyallahu anh): "Haktan sapanlar saptırılır, anlamındadır" demiştir.
Yani, bu Kuran’a iman etmekten geri duran kimse bundan alıkonur. Böylece ondan istifade etmekten mahrum olur. Kur’ana iman etme temayülünde olan ise ondan alıkonmaz ve onun hikmetlerinden istifade eder.
تفسير البغوي
٧
{ والسماء ذات الحبك }، قال ابن عباس و قتادة و عكرمة ذات الخلق الحسن المستوي، يقال للنساج إذا نسج الثوب فأجاد ما أحسن حبكه! قال سعيد بن جبير ذات الزينة. قال الحسن حبكت بالنجوم.
قال مجاهد هي المتقنة البنيان. وقال مقاتل و الكلبي و الضحاك ذات الطرائق كحبك الماء إذا ضربته الريح، وحبك الرمل والشعر الجعد، ولكنها لا ترى لبعدها من الناس، وهي جمع حباك وحبيكة، وجواب القسم قوله
٨
{ إنكم }، أي يا أهل مكة، { لفي قول مختلف }، في القرآن وفي محمد صلى اللّه عليه وسلم، تقولون في القرآن سحر وكهانة وأساطير الأولين، وفي محمد صلى اللّه عليه وسلم ساحر وشاعر ومجنون.
وقيل (( لفي قول مختلف )) أي مصدق ومكذب.
٩
{ يؤفك عنه من أفك }، يصرف عن الإيمان به من صرف حتى يكذبه، يعني من حرمه اللّه الإيمان بمحمد صلى اللّه عليه وسلم وبالقرآن.
وقيل ((عن)) بمعنى من أجل، أي يصرف من أجل هذا القول المختلف أو بسببه عن الإيمان من صرف. وذلك أنهم كانوا يتلقون الرجل إذا أراد الإيمان فيقولون إنه ساحر وكاهن ومجنون، فيصرفونه عن
تفسير القشيري
قوله جل ذكره : { يُؤْفَكُ عَنْهُ مِنْ أُفِكَ } .
أي يُصْرَفُ عنه مَنْ صُرِف ، وذلك أنهم كانوا يصدُّون الناسَ عنه ويقولون : إنه لمجنون .

10-قُتِلَ الْخَرَّاصُونَ 11-الَّذِينَ هُمْ فِي غَمْرَةٍ سَاهُونَ
10-11
"Kahrolsun yalancılar. Onlar, sapıklık içine batmış cahillerdir.
“Kahrolsun yalancılar" bilmedikleri şeylerden hareketle tahminlerde bulunarak; Muhammed ( sallallahu aleyhi ve sellem) delidir, yalancıdır, sihirbazdır, şairdir diyen yalancılardır. Bu ifade onlara bir bedduadır, çünkü yüce Allah’ın lanetlediği bir kimse öldürülmüş ve helâk olmuş bir kişi konumundadır.
İbnu’l-Enbari; Yüce Allah bu âyetle bizlere onlara beddua etmeyi öğretmektedir.
Yani, "Kahrolsun yalancılar" deyiniz.
O kimseler, sapıklık bataklığında ısrar eden ve haktan haberi olmayan gafillerdir. Allah’ın kendilerine ne indirdiği ve neleri emrettiğini bilmeyen gaflet erbabıdır.
تفسير الخازن
قُتِلَ الْخَرَّاصُونَ أي : الكذابون وهم المقتسمون الذين اقتسموا عقاب مكة واقتسموا القول في النبي صلّى اللّه عليه وسلّم ليصرفوا الناس عن الإسلام.
وقيل : هم الكهنة
الَّذِينَ هُمْ فِي غَمْرَةٍ, أي في غفلة وعمى وجهالة
ساهُونَ أي لاهون غافلون عن أمر الآخرة والسهو الغفلة عن الشيء وذهاب القلب عنه
تفسير الماوردي
{ قُتِلَ الْخَرَّاصُونَ } فيه أربعة تأويلات :
أحدها : لعن المرتابون ، قاله ابن عباس .
الثاني : لعن الكذابون ، قاله الحسن .
الثالث : أنهم أهل الظنون والفرية ، قاله قتادة .
الرابع : أنهم المنهمكون ، وهو مروي عن ابن عباس أيضاً .
وقوله : { قُتِلَ } ها هنا ، بمعنى لعن ، والقتل اللعن . وأما الخراصون فهو جمع خارص . وفي الخرص ها هنا وجهان :
أحدهما : أنه تعمد الكذب ، قاله الأصم .
الثاني : ظن الكذب ، لأن الخرص حزر وظن ، ومنه أخذ خرص الثمار .
وفيما يخرصونه وجهان :
أحدهما : تكذيب الرسول ( صلى اللّه عليه وسلم ) .
الثاني : التكذيب بالبعث . وفي معنى الأربع تأويلات وقد تقدم ذكرها في
١١
أولها { الَّذِينَ هُمْ فِي غَمْرَةٍ سَاهُونَ } فيه ثلاثة أوجه
أحدها : في غفلة لاهون ، قاله ابن عباس .
الثاني : في ضلالاتهم متمادون ، وهو مروي عن ابن عباس أيضاً .
الثالث : في عمى وشبهة يترددون ، قاله قتادة .
ويحتمل رابعاً : الذين هم في مأثم المعاصي ساهون عن أداء الفرائض



Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Kuddusi, tarik-ul kur'an tefsiri (zariyat) Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Kuddusi, tarik-ul kur'an tefsiri (zariyat) yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
KUDDUSİ, Tarik-ul Kur'an Tefsiri (Zariyat) yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL