Kılavuzu para olana her kapı açıktır. shakespeare
hu
hulusiboz

KUDDUSİ, Tarik-ul Kur'an Tefsiri (KÂF)

Yorum

KUDDUSİ, Tarik-ul Kur'an Tefsiri (KÂF)

0

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

388

Okunma

KUDDUSİ, Tarik-ul Kur'an Tefsiri (KÂF)

KUDDUSİ, Tarik-ul Kur’an Tefsiri
KAF SÛRESİ

30-يَوْمَ نَقُولُ لِجَهَنَّمَ هَلِ امْتَلَأْتِ وَتَقُولُ هَلْ مِن مَّزِيدٍ
"O günde Biz cehenneme: "Doldun mu?" diye soracağız. O da: "Daha var mı?" diyecek.
{ يوم نقول لجهنم }، قرأ نافع و أبو بكر ((يقول)) بالياء، أي يقول اللّه، لقوله ( قال لا تختصموا)، وقرأ الآخرون بالنون، { هل امتلأت }
Nafî ve Ebû Bekr:
"Benim huzurumda çekişmeyin" âyetini gözönünde bulundurarak "ye" harfi ile "O günde.. diye soracak" şeklinde okumuşlardır.
Diğerleri yüce Allah tarafından hitab olmak üzere "nun" İle ("diye soracağız" anlamında) okumuşlardır ki, bu da azamet nunudur.
Mana da şöyledir: Cehennem o kadar geniş olmasına rağmen cinler ve insanlar ona doluncaya kadar küme küme atılır. Çünkü Allahü teâlâ "cehennemi mutlaka dolduracağım” (لأملأن جهنم) (A’raf 18) buyurmuştur. Yada cehennem o kadar geniştir ki, oraya girecekler girdiği hâlde hala içinde boşluk kalır demektir. Yada Cehennem o kadar kükrer ve şiddetlenir ve asilere o kadar saldırır ki, daha çoğunu ister ve fazlasını talep eder gibi davranır.
Kısaca Allahü teâlâ’nın cehenneme karşı olan bu sorusu; haberini tasdik, vaadini gerçekleştirmek, azabına müstehak olanları üzmek ve tüm kullarını uyarmak içindir.

31-وَأُزْلِفَتِ الْجَنَّةُ لِلْمُتَّقِينَ غَيْرَ بَعِيدٍ
"Cennet ise takva sahiplerine uzak olmayıp yakınlaştırılmış olacaktır."
Kıyamet gününde, Allah’ın emirlerini tutup yasaklarından kaçınarak ondan korkan insanlara cennet yaklaştırılacak ve uzakta bırakılmayacaktır.
Yani bunun dünyada iken (cennete girmeden önce) söz konusu olduğu söylenmiştir. Takva sahipleri günahlardan uzak durmakla, cennet kalplerine yakınlaştırılmıştır.
تفسير الخازن
وَأُزْلِفَتِ الْجَنَّةُ أي قربت وأدنيت, لِلْمُتَّقِينَ أي الذين اتقوا الشرك, غَيْرَ بَعِيدٍ, يعني أنها جعلت عن يمين العرش بحيث يراها أهل الموقف قبل أن يدخلوها هذا ما تُوعَدُونَ أي يقال لهم الذي وعدتم به في الدنيا على ألسنة الأنبياء
تفسير الكشف والبيان
قوله جلّ ذكره : { وَأُزْلِفَتِ الْجَنَّةُ لِلْمُتَّقِينَ غَيْرَ بَعِيدٍ } .
يقال : أنَّ الجنَّةَ تُقَرَّبُ من المتقين ، كما أَنَّ النّار تُجَرُّ بالسلاسل إلى المحشر نحو المجرمين .
ويقال : بل تقرب الجنة بأن يسهل على المتقين حشرهم إليها . . . وهم خواص الخواص .
ويقل : هم ثلاثةُ أصناف :
- قوم يُحْشَرون إلى الجنة مشاةً وهم الذين قال فيهم : { وَسِيقَ الَّذِينَ اتَّقَوْاْ رَبَّهُمْ إِلَى الْجَنَّةِ زُمَراً }[ الزمر : ٧٣ ]
- وهم عوام المؤمنين وقوم يحشرون إلى الجنة ركبانا على طاعاتهم المصوَّرة لهم بصورة حيوان
- وهم الذين قال فيهم جَلَّ وعلا : { يَوْمَ نَحْشُرُ الْمُتَّقِينَ إلَى الرَّحْمَانِ وَفداً }[ مريم : ٨٥ ] - وهؤلاء هم الخواص
وأمَّا خاص الخاص فهم الذين قال عنهم : { وَأُزْلِفَتِ الْجَنَّةُ لِلْمُتَّقَينَ } أي تُقَرَّبُ الجنةُ منهم .
وقوله : { غَيْرَ بَعِيدٍ } : تأكيدٌ لقوله : ( وأزلفت ) .
ويقال : { غَيْرَ بَعِيدٍ } : من العاصين تطييباً لقلوبهم

32-هَذَا مَا تُوعَدُونَ لِكُلِّ أَوَّابٍ حَفِيظٍ
"İşte bu, dönen ve (kendisini) koruyan herkes İçin vaadolunageldiğinizdir."
{قرأ ابن كثير بالياء, والآخرون بالتاء}
"Vaadolunduğunuz" anlamındaki: lâfzı genel olarak muhatab kipi şeklinde "te" ile okunmuştur. İbn Kesîr ise haber olarak "ye" ile ("vaadolundukları" anlamında) dîye okumuştur. Çünkü bu âyet, takva sahiplerinin sözkonusu edilmesinden sonra gelmektedir.
"Evvab: dönen" günahlardan yüce Allah’a dönen, sonra dönüp tekrar günah İşleyen, sonra tekrar dönen kimse demektir. ed-Dahhak ve başkaları böyle açıklamıştır.
Allah’a yönelen, yani Allah’a dönene...
1- Şirkten tevhide, 2- İsyandan itaate, 3- Halktan Hakka dönendir.
İbn Ömer (radıyallahü anh) ”evvâb’ ın bir yere oturunca istiğfar etmeden kalkmayan" olduğunu söyler.
تفسير البغوي
{ هذا ما توعدون } يقال لهم هذا الذي ترونه ما توعدون على ألسنة الأنبياء عليهم السلام،
{ لكل أواب }، رجاع إلى الطاعة عن المعاصي، قال سعيد بن المسيب هو الذي يذنب ثم يتوب ثم يذني ثم يتوب. وقال الشعبي و مجاهد الذي يذكر ذنوبه في الخلاء فيستغفر منها.
وقال الضحاك هو التواب. وقال ابن عباس و عطاء المسبح، من قوله { يا جبال أوبي معه } (سبأ-١٠) و
قال قتادة المصلي. { حفيظ }، قال ابن عباس الحافظ لأمر اللّه، وعنه أيضاً هو الذي يحفظ ذنوبه حتى يرجع عنها ويستغفر منها.
قال قتادة حفيظ لما استودعه اللّه من حقه. قال الضحاك الحافظ على نفسه والمتعهد لها. قال الشعبي المراقب. قال سهل بن عبد اللّه المحافظ على الطاعات والأوامر.


Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Kuddusi, tarik-ul kur'an tefsiri (kâf) Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Kuddusi, tarik-ul kur'an tefsiri (kâf) yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
KUDDUSİ, Tarik-ul Kur'an Tefsiri (KÂF) yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL