Nere gider beşer Adem,
Çabuk ol da bul yolunu,
Allah görür her kulunu!
Hakka yönel fani Adem!

Deli saçması dünya görüşleri ve fikir buhranları arasında bocalayan insanlık, abuk, sabuk tez ve davranışlarla uğraşıp, kendi intiharını hazırlıyor!..

İnsanlık yanlış davranışlardan kurtulmadıkça, asla huzur ve mutluluk bulamayacaktır. Kırık dökük, bozuk kalıplarla insanların ruh imarı inşa olmaz.

İnsanlık hakikate değil yalanlara teslim oldu. Bunun için insanlık alemi belini doğrultamıyor, debelendikçe de batıyor!.. İnsanlık ne kadar arayış içerisin de olursa olsun yanlışta ısrar ettikçe, Hakka yönelmedikçe, hiçbir çıkar yol bulamaz kötü badirelerden kurtulamaz ve kurtuluşa eremez. İnsanların, maneviyattan habersizce bir hayat yaşıyor olması insanın idraki, iradesi, başarı grafiği her ne olursa olsun, akıbeti hazindir. O insanın sonu hüsranla biter.

Yüce Rabbimiz, tarafından yaratılmışız! Varlık hikmetimizi, ona borçluyuz!.. İnsanlık öylesine gaflet içinde ki bizler sunulan sayısız nimetlerin şükrünü eda edemiyoruz, gaflet içinde yüzüyoruz. Şuur, idrak o feyiz meselesi olan manevi duyguların sınırı yok!.. Bu duygular asgariden başlar azamiye doğru doğru, oradan da tekamüle doğru yol alır. İnsanlık mutlak huzuru mana aleminde bulur. İnsanlığın tek meselesi var! O da Mevla’mıza kul olmaktır. Yücelerin en yücesi, o büyük hikmet ve gerçek kurtuluş budur. Allah’ı Zül Celalin hazinesi bilinmez sırlarla doludur? Şu yedi kat yerin altı, yedi kat göğün üstü,arşı ala çözülmez sırların hazinesi.

Peygamberimiz miraca çıktığında, alemlerin sır hazinesine ait olan o anahtar, Yüce Rabbimiz tarafından Peygamberi-mize verilir. Peygamberimiz miracın da, Cennet ve Cehennemi, o bilinmeyen alemler temaşa etmiştir!. Bizler böyle bir Peygambere ümmetiz…