3
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
603
Okunma

"Bir müsibet bin nasihatten iyidir"
Bu yazıya göz atmaya fırsatı olmuş, üstün körü dahi birkaç paragrafını okumaya değerli ve kıymetli zamanını ki, çocuğundan, eşinden, işinden ve ailesinden kısıtlayıp o kıymetli zamanınızı ayırabildiğiniz için size çok çok teşekkür ediyorum. Bu değerli zaman diliminde istifade ederek fazla edebiyat yapmadan sözlerime başlıyorum.
Muğla yangının da çok değerli ormanlarımız küle dönerken, şahit olduğum çok değerli anlar vardı ki, ben seyit onbaşının, o 210 küsür okka top mermisini nasıl kaldırdığını anladım. Kadınların, cepheye kurtuluş savaşında, nasıl cephane ve yiyecek taşıdıklarını gördüm. Ulubatlı Hasan’ın burçlara çıkıp nasıl İstanbul’u fetheden sancağını diktigini gördüm. Çanakkale de aç biyaç savaşan 15’ lik delikanlıları gördüm ve ne gördüm biliyor musunuz? Türk milletinin birliğini beraberliğini zor durumda zenginlerin fakirlerin eli yettiğince bir yumruk gibi oluşunu gördüm. Ve ne dedim biliyor musunuz? Dedim ki İstanbul’u feth eden kumandan ne güzel bir kumandan asker ne güzel bir asker ki torunlarıda böylesine yürekli böylesine güçlü iradeli. Dedim ki, Mustafa Kemal Atatürk meğer bu milletin gücü ile dünyaya kafa tutmuş ve bu milletin vatan sevdasına önder olmuş. Birde dedim ki, bu milletin gerçekten bileğini bükebilecek bir güç yok. Karşısına asker diktiler korkmadı, gerilla ile geldiler olmadı, ekonomi ile vurdular yılmadı, kimilerini satın aldılar bıkmadı, usanmadı sonunda yıktılar yaktılar yine başaramadılar. Türkün gücünü gördüler.
Yolda giden köylünün birisine "su tankerini bana kiraya verir misin bu günlüğüne? sana 1000 tl veririm" dedim. Dedi ki hayır Efem olmaz dedi. Dedim 2000 yok 5000 yok 10000 dedim. Adam bana baktı "Ne edivecen bu motorla" dedi. "Dedim benim kamyonet yarım ton su anca alıyor senin tanker 3 ton alır ondan diyorum" Dedim. Dedi ki "yok efem yok ben bu tankerle zaten ormana su götürmek için döndüm bu yolu suyu doldurup devam edecem, bu benim 3. Seferim" dedi.
Ayağı ile yangın söndüreyim, diye uğraşanımı dersin, bir kova su ile yangına dalanı mi ararsın, hepsi savaşa gider gibi dalmıştı alevlerin arasına.
Onlara su yiyecek götürmek için bir markete girdiğimde, "nereye gidiyorsun," "yangına", "bizimde çorbada tuzumuz bulunsun" deyip, koli koli su, ayran, meyve suyunu, araca yükleyeni mi dersin, gidiyorsan benide götür diyeni mi ararsın, daha neler neler. Ama gözlerimi yaşartan olay şu oldu. 5 yaşlarında bir kız çocuğu o kadar sevimli o kadar şeker sanki cennetten çıkmış gibi yanıma geldi ve elinde ki minicik elleri ile küçücük cüzdanını uzatarak, "amca bu payalayla yangıncı abileye biyşeyler alabiliysin," diyerek cüzdanını uzattı. Eğilip çömelerek onun elini hafifçe tutup öptüm. "Sen çok iyi bir çocuksun hep böyle kal, büyüdüğünde çok yardım edersin insanlara, şimdilik paranı biriktir ihtiyaç olduğunda annen sana söyleyecek tamam mı" dedim. Mahcup mahcup bakıp "tamam" dedi. Annesine baktım "bravo, bu yaşta böylesine vicdan sahibi çocuklar, vatansever çocuklar yetiştirdiğiniz için sizi tebrik ediyorum, dediğimde. Kadın onurlandı ve kızı ile gurur duyduğu her halinden belliydi. Gülümseyerek "Sağolun" dedi.
Neyse ki böyle güzel ve özverili annelerimiz, çocuklarımız, insanlarımızda tedavülden kalkmamış diyerek oradan ayrıldım.
Köylülerin 3 tonluk su tankeri, kamyonetlerin su dolu 2 tonluk 3 tonluk 5 tonluk kasaları ile yolda oluşan konvoyu görmeniz lazımdı. Bir çoğu cebinden gidip sıfır su tankı almış, bir çoğu yakıtını kendisi koymuş, cebinde ki 3 beş kuruş ile koyulmuş yola. Nasıl bir millet, bu nasıl bir vatan aşkı bu ki, devletten gelecek yardımı hiçe saymış beklememiş, umut ile uğraşıp o yangını söndürmeyi hedeflemiş. İşte ne kadar yangının altında, terör, sabotaj veyahut rant olsada, topraklarımız kanımız canımız pahasına alınıp para ile satılsada, yakılan yerlerin turizm için toprak açmak uğruna yakıldığı ve geri kalan yanan yerlerinde mermer veya maden ocakları için saha açmak için olduğu söylensede bu millet vatanın yılmaz bekçileri ve yılmaz askerleridir. İşte bu sebepten Türk ruhu yaşadıkça her daim hür ve özgür bir ülke ile dünyada söz sahibi olacağız. İşte düşmanlarımıza, Muğla’ın efeleri gibi böyle mağrurlu böyle dimdik bakacağız."
Yangınlarda emeği geçen tüm Muğlalı ve dışarıdan yardım için gelen tüm herkese teşekkür ederek, canı gönülden onları kutluyorum.