Para, gübre gibi etrafa yayılmazsa işe yaramaz. baco
Recep ERTUGAY
Recep ERTUGAY

Bir Kaza ve Bir Kuyu

Yorum

Bir Kaza ve Bir Kuyu

1

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

543

Okunma

Bir Kaza ve Bir Kuyu

Bir Kaza ve Bir Kuyu

Herşey bir trafik kazasıyla başlamıştı.
Köyüne gitmek üzere yol kenarında kendisine tarım ilaçları getirecek olan yeğenini bekliyordu. Fakat kırmızı ışıkta geçen bir araç yeğeninden önce geldi.
Evine gitmeyi beklerken acılar içerisinde hastaneye kaldırıldı. Birçok yerinden yara almıştı. Ayaklarından çenesine kadar kırıklar vardı.
Hastaneye gittiğimizde baygın halde yatıyordu.
Korka korka uzaktan izlemiştik. Ara ara müşahede odasından çıkarılıyor film çekilmek üzere radyolojiye götürülüyordu.
Doktorların biri geliyor, biri gidiyordu. Haber alan yakınları birer birer telaş içinde hastaneye düşüyordu. Oracıkta çaresizlik içerisinde ağlayan iki hanım vardı.
Konuşulanlara kulak misafiri oluyorduk. “Çenesinden ameliyat olması gerekiyor”, “Çenesi çalışmayabilir.”, “Ayak kırıkları ileri düzeyde”, “İç kanama olabilir”…
“Nasıl bir tepki ile karşılaşırız?” bilemiyorduk. Dolanıyor, geliyor bir türlü “Geçmiş olsun. Biz kazaya neden olan kişinin yakınlarıyız.” diyemiyorduk.
Konuşmalar inançlı bir aile ile karşı karşıya olduğumuzu gösteriyordu. “Allah’a şükür hayatı tehlikeyi atlattı.” cümlesini duymuştuk.
Kendimizi toparladık, birkaç cümle kurabildik.
Kazanın sıcaklığı devam ederken teenni ile hareket etmek her insanın kârı değildi. Fakat biz her biri diğerinden beyefendi insanlar bulmuştuk karşımızda. Onlar da bize “Geçmiş olsun” demişler ve “Araçtaki yolcularda bir sıkıntı var mı?” diye sormayı da ihmal etmemişlerdi.
Zaman ilerledi, ameliyatlar ameliyatları günler günleri takip etti. Bu süreçte “Nasıl destek olabiliriz?” sorusuna cevap aramaya çalıştık. Bazı tekliflerimiz de olmuştu. Fakat bir neticeye ulaşamamıştık. Belki de ihmallerimiz de oldu.
Kazazede Bayburt’luydu. Kaza 2019 yılının Kurban Bayramı sonrasında gerçekleşmişti.
Kazaya maruz kalan Abdullah Bey, çiftçilik ve hayvancılıkla uğraşıyordu. Mevsim ziraat açısından yoğun çalışmayı gerekli kılan bir mevsimdi. Ciddi manada güç kaybı olmuştu. Yaşanan acılar ve korkuların getirdikleri daha da ağırdı.
Aylar geçmişti kazanın üzerinden ve Abdullah Bey, zoraki de olsa yürümeye başlamıştı.
Daha önce yakınları ile konuşmuştuk. İlk defa kendisi ile konuşacaktık. Sözleştiğimiz saatte buluştuk. Yemek teklifini kabul etmedi. Çay içmeye de “Hayır!” demedi.
Bu süreçte kendisi ile ilgilenmemiştik. Haklı olarak “Hiç sormadınız dedi.” Hal, hatır, dilekler, temenniler... derken acaba Abdullah Bey bizden ne talep edecekti?
Cebinden bir kâğıt çıkardı. Kâğıdı bana uzattı. Kâğıtta IHH tarafından yürütülen su olmayan coğrafyalarda su kuyusu açma bilgileri yer alıyordu. Ben kâğıtta yazılanları incelerken o konuşmasına devam etti.
“Arabayı kullanan kırmızı ışıkta geçmiş. Ben kadere inanırım. Bana bir kastı yok fakat ışıkta geçmiş olmasının bir bedeli olmalı. Ben çocuklarıma haram yedirmedim. O nedenle sizden tazminat almam. Tazminat davası için sürekli beni arıyorlar. Şimdi gidip onlara davacı olmadığımı söyleyeceğim. Çiftçiyim susuzluğu bilirim. Kırmızı ışıkta geçmenin bedeli olarak benim adıma Afrika’da suyu kıt bölgelerden birinde bir su kuyusu açmanızı istiyorum.” dedi.
Bu teklif tam manasıyla bir îsâr eylemi idi. Îsâr, cömertliğin en ileri boyutuydu. Ensarın ahlakıydı. Kendisi ihtiyaç içinde iken başkası adına özveride bulunmaktı.
Abdullah Bey, bu özverinin sahibiydi. Teklifinin çok değerli olduğunu söylemiştim. Başka ne denebilirdi ki? Sonra vedalaşıp ayrıldık. Arkasından bir müddet mühlet istedik. Mühlet de verdi. Artık IHH ile muhatapsınız dedi. Daha sonraki süreçte de dostane davranışlarını ve desteklerini esirgemedi.
Kazanın ardından ikinci kurban bayramına yaklaşmak üzereyken kuyunun açıldığı haberini aldık. Abdullah Bey’le çok şey öğrendik. Allah kendisinden razı olsun. Sağlık ve afiyetini daim eylesin. Havz-ı Kevser başında Rasûl-i Ekrem’e komşu eylesin.

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Bir kaza ve bir kuyu Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Bir kaza ve bir kuyu yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Bir Kaza ve Bir Kuyu yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bir Eflatun Ölüm
Bir Eflatun Ölüm, @bir-eflatun-olum
3.7.2021 21:33:47
Yardım denince akla hep başka coğrafyalar gelir oldu nedense! Bizim millet bol bereket yaşıyor tabii, sadakasını vermemek olmaz bu refahın!

Aslında uzağa gitmeye bile gerek yok, topyekün bize taşınmış durumdalar zaten. Kızılay’da beyaz tenli ve Türkçe konuşan insanlar parmakla sayılıyor artık. İyilikte ve misafirperverlikte sınır tanımıyoruz, ne mutlu bize!
Paylaş
YAZI KÜNYE
Tarih:
2.7.2021 10:14:55
Beğeni:
0
Okunma:
543
Yorum:
1
BEĞENENLER
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL