Aynanın camında çatlaklar belirmiş.Ayın hangi haline gebe çatlak ayna.Gözlerin dikili kıyısında hazanın elleri gezinirken buğulanmış gözlerin perdesi.
Eksiltili bir terazinin kefesinde saklı hülyalar.Her doğan gün gıdıklamaya çalışsa da bam telini alın yazısı dedikleri bir sıfır önde.Ya yürek yazısı ne alemde.Hangi koylara Demir atmış da haberin olmamış.

Güneş saçaklarını göndermiş usulca bir bahar sabahı.Yelkovan mı akrebin peşinde yoksa akrep mi? Üçyüz altmış beş metrelik kulvarda bir yarış. Seyirci koltuğuna çoktan oturmuş kalp ve akıl.Duygularda her türlü tezahürat.

Yürek sayfalarını süslemek icap eder,en güzelinden.Çocuk ruhunun parmakları gibi dans etmeli kalem.Ütüsüz sayfaların aklanmış haline notalar ezberletmeli.Peçesinde yamalı da olsa düşler,yamaya ilmekleri sıkıca tutturmalı.
Rüzgarlara setler çekmeli.Sızıntıya meyli varsa inceden, sıvanın malzemesi orantılı olmalı.
Topal kalan anıların kollarına baston vermeli.
Meşe,ceviz olmalı ki baston uzun ömürlü olsun.
Kokusu duygularımıza yön versin.Gönül yamaçlarımızı mest etsin.

Her canlı sona doğru hareket halinde bir yaşama sürükleniyor.Bir yandan doğan emekliyor,kemale yol alıyor diğer yan sonu hücrelerine yaşatıyor.Aradaki zaman en güzel hediye.
Umudu taze tutup hala bir şans daha varken yeni güzelliklere yelken açmaya var mısınız?