Para, gübre gibi etrafa yayılmazsa işe yaramaz. baco
Sevil Sev
Sevil Sev

Manevi terbiye kalple başlar2

Yorum

Manevi terbiye kalple başlar2

0

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

500

Okunma

Manevi terbiye kalple başlar2

Manevi terbiye kalple başlar2

Uhud savaşı sırasında düşman  saflarını birbirine  katan, büyük  maharetler gösteren biri vardı.Adı Kuzman’dı. Kuzman’ ın cengaverliğini efendimiz {S.a.v} ’e haber  verdiklerinde  onun cehennemlik olacağını  söylemişti.Tabi bu duruma Sahabe-i Kiram şaşırmıştı. Mutlaka efendimizin bir bildiği  vardı.O boşuna  söz söylemezdi fakat  İslâm ordusu safında yer alan, müşrik  ordularını  dağıtırken  son derece yararlılık gösteren bu adamın neden cehennemlik  olduğunu sahabe merak etmişti.

Savaş tüm hızıyla devam ederken, Kuzman kolundan bir yara alıp yere yığılmıştı.  Yarası ağırdı ve ölmek üzereydi. Kuzman çok acı çekiyor kurtulma ümidinin  olmadığını  da biliyordu.Onun yere yıkıldığını  gören İbn-i Numan {R.a} hemen onun yanına yaklaşıp,.şöyle  dedi ;

- " Ne mutlu sana Kuzman, cennete  gireceksin. Allah yolunda şehit  oluyorsun. "

Kuzman, İbn-i Numan’ a şöyle  bir baktı  ve ;
- " Şehadet mi dedin? Benim maksadım o değildi  ki..."dedi.

Ibn-i Numan çok şaşırmıştı. Bu adam neler söylüyordu  böyle. Islam’ın var olma mücadelesi  verdiği böyle bir zamanda, din için değilse ya ne için savaşmıştı bu adam?

Kuzman sözlerine  şöyle  devam etti.
- " Ben savaşırken Islâm dininin muhafazası aklımdan bile geçmedi.Kureyş taifesinin Medine’ deki hurmalıklarıma zarar vermemesi için sizlerle aynı safta savaştım."

İbn-i Numan bu sözleri  duyunca, Kuzman’ dan öylesine nefret etti ki onu kaderiyle başbaşa bırakarak oradan ayrıldı.

Bu arada Kuzman yarasının  ağrısına daha fazla sabredemedi ve kendi kılıcıyla hayatına  son verdi ve elim bir akibet ile öldü,gitti.

Efendimiz Aleyhisselam’ ın böylece onun hakkında  söylemiş olduğu sözler doğru  çıkmış  oldu.

Kuzman, müslümanların  saflarında yer alıp canla başla savaştığı halde cehenneme gitmişti. Onunla aynı safta çarpışan İslâm mücahitleri ise şehit olmuş, cennetlere uçmuştu.

Görüyorsunuz! Savaştıkları saflar aynı,mücadeleleri aynı fakat niyetler farklı.Ve farklı niyetler, farklı yerlere yolculuk  yaptırır  insana.

İnsanlara gösteriş için yada desinler diye yada bir takım çıkarları için ilim meclislerinde bulunan, dini yaşayan insanların durumu da böyledir.

Örneğin; Bir insan namaz kılmıyorsa bu insan bir yere misafirliğe gidip te, o evde yaşayan insanlar  namaz kılıyor  diye gösteriş  niyetiyle kalkıp  namaz kılıyorsa yine durumu böyledir.

Veya tesettürlü bir bayan düşünelim.Aileden öyle gördüğü  veya baskıdan dolayı başörtü  takıyor, dininin diğer  farz emirlerini yerine getirmiyorsa yine durumu böyledir.

İşte  bu kişilerin durumu Kuzman gibidir.
Niyetler halis olmadıkça, Allah { C.C } rızası  için yapılmadıkça  hiç bir sevap kazanılamaz ve bu bilinçsizlik insanı Allah muhafaza  cehenneme doğru  sürükler.

Mesela kişi namaz kılmak, oruç tutmak, hacca gitmek, zekât vermek gibi inadetlerini yaparken Allah {C.C} rızasını gözetmelidir. İbadet ve ameller  ancak bu şekilde,  yani ihlaslı  bir şekilde yapılırsa kabul edilir ve sevaba nail olur.

Sahabe-i Kiram, bu konuda çok hassas ve dikkatliydi. Efendimiz Aleyhisselâm da ümmetini ısrarla uyarmış " Ümmetimin şirke düşmesinden korkuyorum.Gerçi onlar puta tapacak değiller fakat amellerinde riyakârlık yaparlar. " buyurmuştur.

Bu ne demektir..!
Yani ibadetlerini Allah rızası  için yapmazlar, demektir.
Allah {C.C} için  yapılmayan her iş, her amel çirkindir.Şimdi bunun ardından aklınıza şöyle  bir soru gelebilir.

"Namaz, oruç, hac gibi ibadetler elbette  Allah {C.C} için yapılır,  başka  kim için yapılır? " diye düşünebilirsiniz.

Şimdi  günlük  hayatımızda  yaşadığımız  olaylarla bu konuyu  açalım.

Namaz kılmayan, camiyle, cemaatle arası soğuk  olan bir delikanlı varmış. Bu delikânlı bir gün ne hikmetse namaza başlıyor. Öyle ki , namazlarını evinde değil beş vakti de camide kılıyor.Tabi görenler , tanıyanlar

" Hay maşaAllah..! Allah,nazardan saklasın ne de güzel dönüş  yaptı. " diye taktir ediyordu. Gel zaman git zaman epey bir vakit camiye devam eden bu delikanlı, ne hikmetse bir müddet  sonra ne cami ne namaz hepsini  terk ediyor. Sebebini merak edenler  soruyor, soruşturuyorlar ve mesele anlaşılıyor.

Devamı var...

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Manevi terbiye kalple başlar2 Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Manevi terbiye kalple başlar2 yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Manevi terbiye kalple başlar2 yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL