Hiç kimse emir ve talimattan hoşlanmaz. Eğilip bükülmek istemez. Tamam efendim demez. İnsan tabiatına aykırıdır bu. Ancak yaşam da bundan bağımsız sürmez. İster istemez ferman da olur, buyruk da hayatta.
..........................................................................

Buyruğun kurumsal olanı vardır ki, boynumuz kıldan ince kılıçtan keskindir bu işlere. Yazılı niteliktedir genelde bunlar. Hiyerarşik esaslara göre yürür, uyulmaması sakınca doğurur, bir bedel ödetilir. Mutlak bir yaptırım uygulanır dikkate almayanlara. İhmal edip üzerine yatanlara sorun sıkıntı olarak döner.
.........................................................................

Ancak toplumsal yaşamın kuralları farklı işler. Buyruk çoğu zaman göz ardı edilir, duymazdan gelinir, üzerine yatılır. Kimden geldiğine bağlı bu yalnız. Ağam paşam dediğinizden yani himayesine girdiğinizden, nasiplendiğinizden mi yoksa sıradan birisinden geldiği önemlidir.
..........................................................................

İşvereniniz patronunuzsa bu; itaat etmemek, sakalının altından geçmemek, el pençe divan durmamak, hazırolda beklememek mümkün değil. Yaptırımı ağır, neticesi etkili olur yoksa. Korktuğunuz, çekindiğiniz kişiler için de durum böyledir.
....................................................................

Ancak tüm bunların dışından geliyorsa buyruk; ya üzerine yatar uyursunuz, ya da siz bir alta buyurursunuz. Altta kendi altına. Bir müeyyide yoksa işin sonunda, bedel ödeme, işinizden aşınızdan olma yoksa, azar hakaret, dışlanma dayak kötek yoksa umursamaz duymazdan gelir veya sizden daha kıdemsizlere ihale edersiniz.

Kemal SEYFİ
13.03.2021