Para, gübre gibi etrafa yayılmazsa işe yaramaz. baco
Rıdvan Kaya
Rıdvan Kaya

DİNİMİZE SOKULAN HURAFELER

Yorum

DİNİMİZE SOKULAN HURAFELER

0

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

350

Okunma

DİNİMİZE SOKULAN HURAFELER

Ne yazıkki bizler geleneklerimize o kadar tabi olmuşuzki dinimize giren hurafeleri bile dinden zanneder bir hale gelmişiz. Vede bunları hiç birimiz sorgulamadan şirke bulaşmışız.
Aşağıda verdiklerimin tamamı hurafe olup İslam’da bunların yeri yoktur.
– Ateşe su dökülürse cin çarpar, yiyeceklerin ağzı kapatılmadığında gece onlardan cinlerin yediği anlayışı,
– Burçların insan karakterine etkili olduğu inancı,
– Türbe, yatır gibi yerlerden medet ummak. Bir yatırın mezar taşına mum yakıp, dilek tutmak,
– Sünnet olan çocuğun acısının azalacağına inanılarak sünnet olma anında annesi ve diğer hanımlar tarafından oklava çevirmek,
– Yeni doğan çocuğun dindar olması için göbek bağını keserek cami avlusuna bırakmak,
– Konuşmayan çocukların konuşabilmesi için cuma namazından sonra müezzin tarafından cami anahtarını çocuğun ağzına sokup çıkarmak,
– Yürümeyen çocukların ayaklarına ip bağlayarak cuma namazından ilk çıkan kişiye ipi kestirmek,
– Kırkı çıkmamış bir bebeğin tırnakları kesilirse o çocuğun hırsız olacağına inanmak,
– Küçük çocukların üzerinden atlanıldığında boylarının kısa olacağına inanmak,
– Çocuğu olmayanlara çocukları olması için deve dili veya etini yedirmek,
– Çocuk doğan eve 40 gün süre ile et alınmaması gerektiğine inanmak,
– Yeni doğan çocuğun kırkı çıkmadan evden çıkarılmaması gerektiğine inanmak,
– Boyu ölçülen çocuğun cüce kalacağına inanmak,
– Gelinin kucağına erkek çocuk verilince çocuğunun erkek olacağına inanmak,
– Loğusa kadının herhangi bir şeyden zarar görmemesi inancıyla, bulunduğu yere süpürge, soğan, sarımsak asmak, yastığının altına iğne, bıçak gibi şeyler koymak,
– Loğusa kadını kırkı çıkana kadar yalnız bırakmamak,
– Hamile kadınların saçlarını kesmemeleri gerektiğine inanmak,
– Nikah esnasında gelin ve damadın birbirlerinin ayağına bakması halinde, önce basanın sözünün geçeceğine inanmak,
– Gelin ve damadın üzerine para, üzüm, şeker ve leblebi gibi şeyler atıp, kapıda küp kırmak,
– Evlenmeyen genç kızların kısmetinin açılması için müezzine minareden para attırmak, mendil veya eşarp sallatmak,
– Baykuş ötmesi, kara kedinin insanın önünden geçmesi, horozun vakitsiz ötmesi, insanların ve araçların önünden tavşanın geçmesinin uğursuzluk sayılması, karganın ötüşünün o bölgeye gelecek belanın işareti olarak kabul edilmesi,
– İki bayram arasında nikah yapmak, duaların kabulü için mübarek gecelerde türblerde mum yakmak, gece vakti tırnak kesmek, cuma ve arefe günlerinde çamaşır yıkamak, dikiş dikmek, temizlik yapmak, akşam sakız çiğnemeyi ölü eti çiğnemek gibi kabul etmek, gece aynaya bakmak gibi şeylerin uğursuzluk getireceğine inanmak,
– Elden ele sabun, makas, bıçak, iğne ve soğan vermenin uğursuzluğuna inanmak,
– Sağ elinin içi kaşındığında para geleceğine, sol elinin içi kaşındığında da para çıkacağına, ayak altı kaşındığında da yola çıkılacağına inanmak,
– Cam ve porselen gibi eşyanın aniden düşüp kırılmasını, bir belanın defedileceğine işaret saymak,
– Merdiven altından geçmeyi uğursuzluk saymak,
– Cenazenin 7., 40., 52. gecesi ile ölüm yıldönümünde hatim ve mevlit okutmak,
– Cenazenin alkışlanma uğurlanması, cenazenin arkasından slogan atmak ve çiçek serpmek, cenaze için üçüncü gününde helva ve yemek dağıtmak, kefen arasına dua, ayet ve vasiyetname koymak, ölen kimse için arefe günü kurban kesmek,
– Hastanın başı üzerinde tuz gezdirmek, köz söndürmek, kurşun döktürmek,
– Dileğin kabulü için ağaçlara bez-çaput bağlamak, türbelere adakta bulunmak, türbe ziyaretlerinden şifa beklemek,
– Hıdrellez günü sahile gidilerek kuma veya toprağa ev, araba veya kadın resimleri çizilerek böylece çizilen resimler sayesinde ileride onlara sahip olunacağına inanmak,
– Camiye girerken cami duvarını öpmek,
– Tekke ve türbelerde kurban kesmek, türbe ve tekkelerden şifa beklemek, mum yakmak, el yüz sürmek,
– Misafirin, askere gidenin veya yola çıkanın arkasından su dökmek,
– Kahve falına bakmak, falcılara, büyücülere gitmek,
– Ay ve güneş tutulmasında silah atmak, teneke çalmak

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Dinimize sokulan hurafeler Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Dinimize sokulan hurafeler yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
DİNİMİZE SOKULAN HURAFELER yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL