Evet, evet yanlış duymadınız portakalı soydum baş ucuma koydum, ben bir yalan uydurdum, yalanıma da kimsecikler inanmadı cik cik ler den başka... Portakal kabuklarından gemiler yapsam, yok o da olmaz, çabuk batar o gemilerde sonra laf çıkar Karadeniz de portakal kabuklarından gemilerin mi battı diye... Kimse de bilmez battı fişing niye yan going...

Hadi portakalı soydun da başucunda ne işi var portakalın? Ha gece yarısı uyanır da hatır hutur yerim diyorsan orasını bilemem. Bilirim de bilemem, ama sen bilsen iyi edersin müthiş gaz yapar, sonra yanında yatandan gece yarısı tekmeyi yer, gider salonda yatarsın, diyeyim sana, orada da üstün açıldı mı, gelsin kabuslar, gitsin karabasanlar...

Bir de bunun Washington’u var, Yafası var. Sonrada kocaman kafası var ki neredeyse karpuz kadar. Yok canım salladık biz de biraz fazla desteksiz... Bu günlerde aman diyeyim portakalı ve yakın akrabası mandalinayı ki amcaoğlu olur aslında bir de dayı oğlu kivi var, onu da unutmamalı, hepsi birden C vitamini deposudur...

En güzel de Fenike Portakalı... Portakal satıcıları da uyanık, oranın ki meşhur ya, Fenike olmasa bile millete Fenike Portakalı diye satıyorlar. Netice de kim biliyor ya da bilmiyor Fenike olup olmadığını, değil mi, yalandan kim ölmüş? Yalandan kimse ölmese de dostluk ölür, güven ölür, biraz da insanlık ölür...

Bir de Hollandalı portakallar ile Portekizli portakallar var değil mi? Portugal diye telaffuz edilir hani... Bilmem ki onlarda da çok yetişir mi? Bu C vitamini de bir alem ne zaman arasam baksam, her daim portakalın, mandalinanın içinde. E ve C vitamini, arada çık dolaş be birader, nedir öyle hazır kıta gibi hep portakalın içinde mandalinanın içinde, böyle hayat geçer mi?