GÖKTEN DÜŞEN ÜÇ ELMA

Bir kadın bir erkek iş çıkışı yürüyorlardı
Adam kadına döndü;
_ Hadi gel şurda oturalım biraz laflarız sonra bırakırım ben seni geç kalmazsın eve hem sana anlatacaklarım da var dedi.
Kadın adama döndü güulümsedi;

_Hadi ya bak şimdi meraklandim zaten bir şeyler eveler geceler gibisin hayırdır dedi

_Otur surayada bir çay içeyim kendime gelirim ,sanırım biraz şasirtacagım seni dedi

O gün ki işten patrondan patronun kibirli karısından bahsettiler önce gülüştüler

Sonra adam kadına doğru uzattı ellerini kadın çok şaşkındı belli ki bu hiç beklemediği bir hareketti kendini geri çekti.

Adam kadının tam gözlerinin içine
bakarak;

_"var mısın uzattiğım bu eli tutmaya" dedi

Kadın ne yapacağını bilmez bir haldeydi adamın bakışları farklılasmıştı ona uzun uzun ve güzel bakan adamın aslında neler söyleyeceğini tahmin ediyordu ama çok erkenci bunları duymak icin..

_ Bakma öyle gözlerime "derin derin" kalbim hassastır benim ama uzatamam ki ellerimi sana korkuyorum düşmekten sonra kanar yine geçti sandığım tüm yaralarım hem ben tevbeliyim aşka "bozamam ki yeminlerimi " asla bir daha;

" Şimdi gitmeliyim hem aşk bizim mevzumuz degildi ki nasıl olur da sen aşktan bahseder oldun bugün dedi uzun dalga dalga saçlı mavi gözlü aşktan sabıkalı "O" kadın...

Adam dudak kenarında bir tebessümle kadına dönerek ;

_ Aşk vardı zaten gizliydi içimde ama artık onu ben bile gizleyemez oldum sen içimde kocaman büyürken ...
Ah be küçüğüm aşktan kaçılır mı sanırsın..
Aşk bin tövbe bozdurur bilmez misin? hadi uzattiğım ellerimi tutmadın diyelim yüreğin teslimken bana elini uzatmamışsın ne farkeder..

Korkma aşktan bu kadar yoksa bir serçe gibi sevgisizlikten titreyerek ölmek mi istersin bu daha mı güzel bir kader?
"Şu garip dünyada. Aşktan başka geriye ne kalır gel bak uzattım ellerimi "tutsana " dedi uzun boylu karayağız delikanlı ...

Kadın kaçamak bakışlarla bakarken adama,dudaklarını kemiriyordu bir tarafta aşk tevbesi,bir tarafta korkuları bir tarafta umut yanıbasındayken derin derin nefes aldı ürkek bakışlarla yaklaşarak adama fısıltıyla karışık;

_Sana kolay bana zor işte umut etmeyi coktan unutmusken anlayamadığım bu sancıları dinlersem yine birgün O umudun üzeri çizilip unut yazılırsa bana kaderden ben nasıl yaşarım ki .. Korkuyorum anlasana bırak gideyim..

_Gidemezsin küçüğüm bırakmam bırakamam artık seni hem bu hayatın sanada banada bir mutluluk borcu var hem ne biliyorsun benimde korkmadığı mı?
Elbette korkuyorum ama aşktan değil çünkü aşk cesur kalplerin işi ben sadece seni kaybetmekten seninle ilgili hayalleri tek başına yasamak zorunda kalmaktan korkuyorum anlasana
"teslimim sana" herşeye varım seninle bu ne demek bilmiyor musun? .
Bir erkek zaaflarını böyle açık etmez anla işte "seviyorum seni" sende sev istiyorum,teslim ol istiyorum aşka seninim anlasana sil o korkuları sevmeyenlerin ülkesinden çıkıp sevenlerin ülkesine gidelim bu ülke iki kişilik olsun sen ve ben olmaz mı? dedi ve alnına bir buse kondurdu kadının..

Kadının içi ısınmıstı hiç bu kadar zor olmamıştı gitmek başkası olsa çoktan gitmişti bile ama şimdi asla dediği şeyin içindeydide farketmek itiraf cesaret işiydi belki bu yüzden ortmustu bu duyguların üstünü Aşk tevbeleri bozduran en güçlü duyguydu..Daha fazla dayanamadı adamın onun yüreğini böyle güzel çağırmasına uzattı ellerini;

_Simdi bozuyorum seninle aşk yeminlerini varım seninle bu aşk yolculuguna dedi..

Adam ellerini avucunun içine saklarken bir öpücük kondurdu kendine çekerek ellerinin üzerine...

_Ah nihayet dedi unut geçmişi uyut korkularını köy yüreğimize umudu seninim sakın bunuda unutma unutturma bize dedi..

Ve onların hikayesi böyle başladı biz çıkalım kerevetine....Gökten üç elma düştü biri umut biri umut biride aşk....

Nevin Aktekin Gülfırat