TAKVİM EDEBİYATI
Sevgili dostum,
Günlük takvim okumak bende tutkudur. Bunu iş ve akraba çevrem çok iyi bilir. Hatta bir ara hastalık derecesinde iken son yıllarda daha makul seviyeye çektim. Abartmadan ve ölçülü olarak. Çünkü çok etkilenince israfa ve çevrenin rahatsız olmasına sebep oluyor insan. Tutkularımızı yaşarken çevremizi de rahatsız etmememiz gerekiyor.
Sevgili dostum,
Bilirsin. Kısa ve özlü sözler, hikayeler, tavsiyeler okunduğu zaman insanın aklında daha uzun kalır. Bu sözler insanın beynine ve kalbine işler. İşte günlük duvar takvimleri bunun için var.
Sevgili dostum,
İşimde ve evimde mutlaka günlük duvar takvimleri vardır ve ben takip ederim. Hiçbir iş arkadaşım ve ev ahalisi takip etmez. Ben takvimleri kelime kelime okur ve bitmek bilmeyen öğrenme sevgimle gönlüme işlerim. Amaç her şeyden öğrenmek. Bilsek bile bildiklerimizi pekiştirmek ve daha sağlam öğrenmek. Öğrenmek isteyen hem duvardan hem de o duvarda olan takvimden öğrenir. Öğrenmek isteyen karıncadan öğrenir.
Sevgili dostum,
Her yılbaşı çok sayıda farklı duvar takvimleri alırım. Bunları dolabımda saklar ve bunları ya kendim iş ve evimdeki masamda sayfa sırası ile okur, ya da misafirliğe gelenlere hediye ederim. Sevinirler. Hele çevremizde komşu ve akrabalarımızda, melek gibi miniklerin bu hediyelere kendi dillerince teşekkür etmeleri insanı mutlu etmeye yetiyor. Onlarda kısa özlü sözleri okuyarak hem okuma sevgisi ediniyorlar hem de kısa yoldan ve kolay öğreniyorlar. Takvimlerin öğrenmede rolünü severim. Buna “ Takvim Edebiyatı” derim. Bu huyumu bilen bazı dostlarım da kendilerine hediye edilen takvimleri bana getirirler. Ben de onları daha çok severim. Senin yaptığın gibi. İyi dost dostuna kitap ve takvim hediye eder, derim.
Sevgili dostum,
Firmalar yılbaşında reklam amaçlı takvim dağıtırlar. Yıl boyunca takvim duvarlarda kalarak “etkili reklam” yaparken müşterileri gerçekten takvim okumayı sevmişse “müşteri bilgilendirme” nin sevincini yaşarlar ve müşteri de firmaya sevgi ve bağlılığını artırır. Bazen çay içmeye gittiğimiz kahvehane ve çay evlerinden sene ortası olmasına rağmen dokunmadan duran sıra sıra duran takvimleri görünce “bunlar duvara süs olarak mı konmuş okunmalı” derim içimden. Bazen isterim. Vermezler üzülürüm. Takvim duvarda durunca kahvehanecinin eline ne geçer acaba? Verse okuyarak faydalanacağız değil mi? Yılbaşında takvim hediye eden firmaları ve güzel takvimleri cüzi fiyatla satan kurumları severim ben.
Sevgili dostum,
Bize gelen küçük çocukların renkli kalemler ile takvimleri işaretlediğimi görünce” bunlardan bize de ver de biz de evde öyle okuyalım” demeleri, birilerine örnek olması açısından mutluluk verici. Tabii ki hemen veririm takvimleri okusun da öğrensinler diye. Çocuklarda daha küçük yaşta takvim okumaya alışırsa ilerde onlarda takvim okuyan, hediye eden insanlar olarak iz bırakabilirler.
Sevgili kardeşim,
İşte bunun önemini anlayan önemli kurumlar “çocuk takvimi” hazırlıyorlar son yıllarda, karikatürlü, resimli ve güzel, çocukların anlayacağı dilde bende bunları alıp işte, akrabada komşuda olan çocuklara hediye etmekten çok hoşlanıyorum. Senin çocuklarına ve torunlarına da hediye ettiğim gibi. Hani hatırlar mısın? Senin akrabalarının da “Bu takvimleri nereden aldın? “ diye sorduklarında benden hediye olduğunu öğrenince “ bizim de bize takvim hediye eden dostlarımız olsa” demişlerdi de gururlanmıştım. Sen de o günden sonra akrabalarına ve komşularına takvim hediye etmeye başlamıştın. Çocuk takvimlerini çocuklara hediye ettiğimizde, onların sevincini görmek de beni mutlu ediyor işte. Her yılbaşı bu sevinci yaşamak, bir yaş daha yaşlanmanın hüznünü bastırıyor işte.
Sevgili Kardeşim,
Başta Belediyeler olmak üzere bazı kamu kurumları da takvim yaptırarak halka dağıtması belediyeler açısından güzel imaj oluşturuyor. Keşke takvim yapraklarında o yörenin manileri, türküleri, tekerlemeleri de olsa. O yörenin çocukları yörelerinin kültürünü öyle öğrenirler. Biraz uğraşma ile yörelerinin takvimini belediye, kaymakamlıklar oluşturabilir ve gelen giden misafirlerine kasabalarını tanıtan bir kaynak hatıra ve kültür hizmeti olarak verebilirler. İlçe ve kasaba dışındaki hemşerilerine gönderebilirler. Bu takvimleri o yörede görevli edebiyat ve tarih öğretmenleri çok rahat hazırlayabilirler.
Sevgili dostum,
Bak bunu anlık aklıma gelip de sana anlattım ya hayali bile bana mutluluk verdi. “ Tokat duvar takvimi” Tokat manileri ninnileri fıkraları ile süslemiş olarak iş yerimde ve evde duvarlarda hayal ettim. Bu takvimi İstanbul’a giderken gazeteci dostlara ve akrabalara hediye etmişim ne kadar mutlu olmuşlar. Hayal etmesi bile güzel. Teknolojinin hızla geliştiği bir çağda böyle takvimler hazırlamak uzun da sürmez sanırım.
Sevgili dostum,
“Zaman planlamasının “ önemli olduğu bu çağda artık sosyal medyada da kısa ve özlü sözler okunuyor gençler tarafından. Bu yüzden kısa birkaç yazının bulunduğu takvimler de çocuk ve gençlerin okuma sevgisine çok katkı sağlıyor bence. Bunu da yerel yönetimler böyle takvimler hediye ederek, maddi imkanı olanlar komşu, akraba ve iş arkadaşlarına, satın alarak, hediye ederek “takvim kültürü” ne çok katkı sağlayabilirler. Ben bunun manevi faydasını her zaman gördüm. Yaklaşan yılbaşında bunlar aklıma geldi de, senin gibi takvim okumayı seven dostumla paylaşayım dedim.
Sevgili dostum,
Duvar takvimleri genellikle “dini temalı” oluyor. Bu faydalı tabii ki. Bunun yanında son yıllarda ” edebiyat temalı” takvimlerde yayınlanıyor ama ticari amaçla çıkarılan bu takvimlerden bir tanesini alıp incelemiştim de basit bulmuştum. Daha ciddi ve emek verilen “ edebiyat temalı takvimlerin” ve “ yöreyi tanıtma amaçlı takvimler” in çok ilgi göreceğine inanıyorum. Tabii hazırlanıp da yayınlanırsa.