3
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
819
Okunma
OKULLAR AÇILMALI
Anlam itibariyle yazımız bugün önemini koruyacak mı, bilmiyorum tabi ki. Evlatlarımızın geleceği için sıkılmadan, biraz sevginizi ve biraz da dualarınızı katarak güzel önerilerinizi sunmaktan çekinmeyin lütfen. Bakarsınız bir yol haritası ortaya çıkabilir.
Muş eğitimine yıllarca hizmet edip emekliye ayrıldıktan sonra halen toplum yararına hizmetten kusur etmeyen çok değerli eğitimcilerimizin yanında, ben deniz kişisel fikir ve düşüncelerimi sizlerle paylaşmak istedim. Emekli olduğumuza bakmayın, dün okullarda, bugün toplum içinde görevimizi ifa etmeye devam edeceğiz, İnşallah…
Günler, haftalar değil; aylar önce okullar açılsın mı, açılmasın mı tartışmaları sürerken, Mili Eğitim Bakanlığı son noktayı koyarak 31 Ağustos 2020 tarihinde Uzaktan Eğitim, 21 Eylül 2020 tarihinde yüz yüze eğitim ve öğretim başlayacaktır, açıklamasını yapmışlardı.
Okulların açılmasına taraf olanlar, muhalif olanlar, kararsız kalanlar, haklı olarak kafaları karışık tedirgin olan aileler… Tam bir bilgi kirliliği içinde yüzen yorumlar, ülkede uzman çok nasıl olsa, bilen de bilmeyen de kendi alanı olsun olmasın ne fark eder, önemli olan yorum değil mi? Bilgi toplumu olmadığımız için işin içinden çıkmak zorlaşıyor haliyle.
Milli eğitim yetkilileri, Okul müdürleri, öğretmenler ve öğrenci velileri ellerini taşın altına koyma ve bana necilik örtüsünden sıyrılma vakti gelmiştir. İlgili kuruluşlarla birlikte içinde bulunduğumuz çıkmazdan ancak elbirliği ile sonuca varabiliriz. Bir öğrencinin eğitimi ne demek, başınızı ellerinizin arasına alıp biraz düşünelim lütfen…
Ülkenin Cumhurbaşkanından tutun da bizim köyün kuzu çobanına kadar her kesimin çok iyi bildiği ve gördüğü uzaktan eğitim tek başına çözüm olmadı.
Sokak diliyle söylenen KORONA ( Covid – 19 ) nedeniyle okulların açılıp açılmaması konusunda kişisel fikirlerimi paylaşmak istedim. Görünen o ki, korona virüsü yakın zamanda hayatımızdan çıkmayacak gibi görünüyor. O halde, alınacak önlemler çerçevesinde malum hastalık ile yaşamayı öğrenmemiz gerekiyor. Ekonomik nedenler göz önünde bulundurularak zamanında alınan önlemler gevşetildi. Toplumsal yaşamı ilgilendiren sosyal önlemlerden okulların açılması konusu dışında, büyük bir kısmı uygulamadan tamamen kaldırıldı.
EBA üzerinden yapılan eğitimi kötülemek değil asıl amaç, EBA üzerinden yapılan uzaktan eğitim, pandemin döneminde yararlı olmadığına şahit olduk toplum olarak, yüz öğrenciden beş öğrenci takip etmedi bile. Okullar daha intizamlı, kontroller düzenli yapılırsa en güvenli yerler okullar olur diye düşünüyorum, çünkü hiçbir alternatif eğitim modeli, yüz yüze eğitimin yerini tutamaz. Yüz yüze eğitim önemlidir, yabana atmak doğru değildir. Ancak okul müdürlerini yalnız bırakmamak şartı ile alınacak önlemler ile yüz yüze eğitim yapılabilir. Yüz yüze eğitimi yasaklamak çözüm değildir, önemli olan gerekli önlemler alınarak yüz yüze eğitimi mümkün kılabilmektir. İşin diğer iç yüzü; her çocuğun ve gencin internet altyapıya yeterli imkana sahip olmaması da ayrı bir önem taşımıyor mu?
Sahiller, plajlar, kaffeler, caddeler sokaklar her taraf çarşı pazar her yer açık, insanlar maskesiz, mesafesiz ve denetimsiz olarak dolaşmaktadırlar. Çocuklar, gençler ve ailenin diğer bireyleri alışveriş merkezlerine, AVM’lere, deniz kıyılarına, piknik alanlarına ve topluca yaşanan yerlere gidebiliyorlar. Bu yerlerde sosyal mesafe ve maske kurallarına pek uyulduğu da söylenemez. Toplumun önemli bölümü eğitimliler de dahil olmak üzere, topluca yaşanan yerlere gitmek ve önlemlere uymak konusunda yeterli duyarlılık gösterebiliyorlar mı? Kurallara uyulmadığı için vaka sayısı düşmeyecek elbette… Ve bu nedenlerle okullar kapalı tutulacak, çocukların eğitim hakkı açıcından büyük bir haksızlık olmuyor mu? Yüz yüze eğitim her çocuğun ve gencin hakkıdır. Gerekli önlemler alınarak, okullar açılabilir, açılmalıdır da.
Çocuklar ve gençler için belki de en güvenli yer okullardır. Korkuyla yaşamaktan vazgeçmeli, Covid ile yaşamayı öğrenmeliyiz.
Toplumun farklı kesimlerinin topluca yaşam alanlarında uyulması gereken önlemlere uymamasının bedelini çocuklar ve gençler ödememelidir. Okula gitmeyen ve evlerinde kapalı kalan çocuklarda ve gençlerde psikolojik sorunlar da oluşabilir.
Yakın geçmişte olduğu gibi, yeni felaketler getirecek yanlış kararlara imza atılmasın.
Okulların kapalı tutulması ne demek biliyor musunuz? 1990 lı yıllarını hatırlamanız yeterlidir sarınım. Söz konusu yıllarda güvenlik amaçlı yedi yıl boyunca kapalı tutulan Doğu ve Güney Doğu belgelerinin köy okulları kapatılınca, çocuklarının yüzde ellisinden fazlası eğitimden mahrum bırakıldı. Eğitim çağındaki o günün çocukları şehirlerde kapkaççı, balici ve tinerci olarak sokakları doldurmadılar mı? Hırsızlık çeteleri kurulmadı mı? Bu çocuklar halen kimisi cezaevlerinde, kimisi suç örgütleri tarafından işletilmiyor mu? Ve çoğunluk kandırılarak dağa çıkmadılar mı?
Büyük şehirlerde ki çoğu okulların eğitim düzenleri sağlanmıştır, ya taşra okulları ne olacak? Okul müdürleri şimdiden kara kara düşüncelere daldıklarının farkındayım. Büyük okulların okul aile birliklerinden gelen maddi imkanlar ile sorunsuz olarak işlemler yapılmakta iken, Muş gibi illerin okul aile birlikleri ana görevlerini yapabiliyorlar mı?
Okul müdürleri çaresiz, ödenek yok, yeterli eleman var mı bilmiyorum - benim zamanımda yoktu – Muş ilimiz sadece bir örnek ya diğer iller?
Muş ilinde okullarda alınan tedbirler yeterli mi? Tüm iş ve işlemleri Okul müdürleri üzerine yıkıp sorumlulukları onlara bırakılmamalı. Hiçbir okulun, okul aile birliği bütçesi yapılacak çalışmaları karşılayacak miktarda değiller, Okul müdürlerini dilenci duruma düşürmek doğru değildir. Okul müdürlerine destek ve yardım amaçlı valilik emri altında; belediye, sağlık müdürlüğünce komisyonlar kurularak, gerekirse temizlik açısından gerekirse askeriyeden ve yarı açık cezaevi mahkumlardan yararlanarak elbirliğiyle okullar hem denetim hem de sağlıklı hale getirmek lazım. Okul müdürlerinin mahkum oldukları eğitim sisteminden acilen kurtarılmalıdır.