Kılavuzu para olana her kapı açıktır. shakespeare
Mehmet Burhan AKIN
Mehmet Burhan AKIN

BAYRAMDA KEŞKEK YEMEĞİ

Yorum

BAYRAMDA KEŞKEK YEMEĞİ

3

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

408

Okunma

BAYRAMDA KEŞKEK YEMEĞİ


Anadolu’muzun çok eskilere dayanan bir yemeğidir, Keşkek. Adını duymuşsunuz eminim, ama belki bu yemeği yemeyen olabilir. Eskiden köylerimizde düğün ve bayram günlerinde keşkek yemeği yapılırdı. Malzemesi dövme ve ettir. Eskiden kırımızı et katılırdı, ama ekonomi nedenlerden dolayı beyaz et kullanmak da olur.

Paylaşmayı bilen, insanlıklarını her daim kendime örnek aldığım o iki insan – anne ve babam- yine çocukluk yıllarımdan hatırlarım, bayram günlerinde mutlaka keşkek yemeğini yaparlardı yetmiş haneli bir köy halkına. Nüfus sayısı mı? Yediden yetmişe herkesi sayarsak sanırım beşyüze yakın bir köy nüfusu…

Bayramlar kış mevsimine denk gelmemişse, evimizin önündeki küçük alana üç ocak kurulurdu. Kuru meşe kütükleriyle ateş harlanır, ocaklara kocaman küpler yerleştirilirdi. Her küpün içine birer teneke dövme dökülür, üzerine yetirince su eklenirdi. Babam;

“Sevaptır” der, keşkek yemeği için mutlaka besili bir toğlu ( İki yaşındaki kuzu ) keserdi. Önceden hazırlanan kuzu etleri küplere eşit şekilde yemeğe eklenirdi. Ocakların başında keşkek ustaları, etrafı is bağlamış küplerde pişen keşkek yemeğini ağaç kepçelerle sürekli karıştırırlar, pişmelerini sabırla beklerlerdi. Gece boyunca gençler, orta yaşlılar ve çocuklar için eğlence başlardı.

Nahırcı ( Sığır çobanı ) Esat’ın büyük oğlu Badin, Evin önünde bir meşe kütüğüne oturur, keşkek yemeğinin pişmesini beklerken kavalı eline alırdı. Badin bir an durur, uzaklara dalardı. Bıyıklarını burar, puşisinin uzun ucunu sol yana yatırır, diliyle dudaklarını ıslatırdı. Hafif öksürerek boğazını temizlerdi. Gözlerini kısar, boynunu hafif yana eğer, derin ve yumuşak bir nefesle üflerdi kavala. Badin kendinden geçer kaval çalar, kaval dile gelir Şehitlik kayalıklarında yankılanırdı gecenin sessizliğinde. Aşk ve sevdayı, ayrılık ve hasreti, dert ve kederi anlatırdı ezgilerinde. Badin’in uzun alışık parmakları kavalın delikleri üzeninde dans ederken kaval ağlardı, adeta. Kavaldan yayılan ezgiler ortak bir hasretin, kavganın, umudun, aşk ve sevdanın türküsüne dönüşürdü. Kaval bazen ölümü anlatırdı dile gelirken. Ezgiler önce geceye yükselirdi, Şehitlik tepesinden Murat’ın bulanık sularında erirdi.

Handris insanının unutamadığı, sabırla beklediği tek şey bir gün karşılarına çıkacakları umutlarıdır. Kaderleri birbirine bağlı aynı köyün insanlarının umutları da aynıdır. Aldıkları nefestir umut, tattıkları keşkek aşıdır. Bu insanlar kendi özünden kopmamış, kendi kültürlerini yaşamış, kendi adetlerini benimsemiş, kendi törelerini kanun yerine uygulayarak birbirine karışmışlardır.

Bayram namazından sonra çoluk çocuk, kadın erkek, yaşlı genç herkes ellerinde bir tabak ve kaşıkla evimizin önündeki alana toplanırlardı. Küplerden biri kadınlar ve yetişkin kızlar tarafına gönderirlerdi. Kalan iki küp önce çocukların, ardından erkeklerin tabakları doldurulurdu. Güle eğlene tam bayram havası içinde afiyetle keşkek yemeği yenirdi.

Ne güzeldi paylaşmak bayramlarda köyümüz…

14 AĞUSTOS 2020
Mehmet AKIN

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Bayramda keşkek yemeği Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Bayramda keşkek yemeği yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
BAYRAMDA KEŞKEK YEMEĞİ yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
asude_vuslat
asude_vuslat, @asude-vuslat
14.8.2020 16:23:11
keşkek bizim evde de çok sevilir

en kısa zamanda yapacağım (:

o kadar güzel anlatmışsınız ki sanki elimizde tabak biz de sıraya girmiş gibi olduk

sağolun var olun saygılarımla...
MÜSLÜM BAYRAM
MÜSLÜM BAYRAM, @m-sl-mcbayram
14.8.2020 15:53:02
Çocukluk yıllarında olan gelenek ve töreler zaman döngüsünde insanların köyden kente göçmesiyle onlarda göçtü san ki.

Şehir yaşantısının keşmekeşe'sinde adeta silindi, ve de unutuldu.
Şehirden köye o özlemleri gidermek için dönüldüğünde ise,
köyde yaşayanların orta yaş grubu üzeri kişilerden, yani, yaşlılardan oluştuğu acı gerçeğiyle yüzleşmesi tez oldu.

Böyle olunca da geçmişe olan özlem dolu anılar, ya şiirlerde dile getirildi, yada sizlerin anlattığı bu güzel yazıda ki gibi anılarda kaldı.

Güzel olan her şeyin anısı da şiiri de yine güzeldir.
burada olduğu gibi.
Her ne kadar yaşanmasa eski anılarda kalsa dahi.

Tebrikler Öğretmenim
Nice Saygılarımla


Etkili Yorum
Ahmet Zeytinci
Ahmet Zeytinci, @ahmetzeytinci
14.8.2020 15:48:37
Ne güzeldi o geçmişte yaşanan günler kim bilir? İnsan özlem duymadan duramıyor. Çok duyduk bu güzelim yemeğin ismini, yedik mi yemedik mi, şimdi hatırlamıyorum ama, çocuklukta nasıl da beklendi keşkeğin de olaya katılmasıyla muhabbet ve güzellikler... Kutlarım içtenlikle Mehmet Bey...
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL