Ödünç alınan son kuruşla ödenen ilk kuruş arasında tabii muazzam bir fark vardır. goethe
Serhat BİNGÖL
Serhat BİNGÖL

GÜNÜMÜZDE MÜSLÜMANLAR YANLIZ AYASOFYA’YA DEĞİL, SOFİYA’YA DA SAHİP OLMALIDIR.

Yorum

GÜNÜMÜZDE MÜSLÜMANLAR YANLIZ AYASOFYA’YA DEĞİL, SOFİYA’YA DA SAHİP OLMALIDIR.

13

Yorum

9

Beğeni

0,0

Puan

1947

Okunma

Okuduğunuz yazı 31.7.2020 tarihinde günün yazısı olarak seçilmiştir.
GÜNÜMÜZDE MÜSLÜMANLAR YANLIZ AYASOFYA’YA DEĞİL, SOFİYA’YA DA SAHİP OLMALIDIR.

GÜNÜMÜZDE MÜSLÜMANLAR YANLIZ AYASOFYA’YA DEĞİL, SOFİYA’YA DA SAHİP OLMALIDIR.

Son günlerin popüler tartışma konusu Ayasofya’nın müzeden camiye çevrilerek Müslümanların ibadetine açılması oldu.
Konunun tartışma boyutuna taşınması ise siyasi otoritenin ve bürokratların açılış öncesi ve açılış esnasında yaptığı siyasi içerikli açıklamaları oldu. Birde cami açılışını şova dönüştürmeleri ve aklı başında her Müslümanın tepkisini çekecek şekilde şarlatanlık boyutuna taşımaları bardağı taşıran son damla oldu.

Özellikle de Diyanet işleri başkanının açılış günü Cuma hutbesinde Fatih Sultan Mehmet’in bedduası diye bilinen(!) ‘’ Her kim Ayasofya’yı Müslümanların ibadetine kaptır veya yeniden kiliseye dönüştürürse (amacı dışında kullanırsa) ALLAH’IN, meleklerin, peygamberlerin ve tüm Müslümanların laneti üzerine olsun’’ sözüne ita fen Ayasofya’yı bin dokuz yüz otuz beş yılında müzeye dönüştürülme talimatı veren Mustafa Kemal Atatürk’ü kast ederek bu laneti gündeme getirmiştir. Gerçi diyanet işleri başkanı bir gazeteye verdiği röportajda –Ben Atatürk’ü ve Ayasofya’yı kast etmedim tüm vakıf mallarının amacı dışında kullanılmasını kast ettim dese de tartışmaların fitilini ateşleyen bu söz gündeme bomba gibi düşmüştür.

Geçmişten günümüze bazı radikal İslami çevrelerin yıldızı Atatürk ile hiç barışmamıştır. Bunun birçok nedeni vardır. Hilafeti kaldırması, hanedan üyelerini sürgüne göndermesi payitahtın siyasi işlevini sonlandırması vs gibi siyasi uygulamalarıdır, ama bilinen en temel nedenin Atatürk’ün bazı İslam alimlerini astırması olmuştur. İdam edilen insanların haklarını savunan radikal kesimlerin iddiasına göre, asılanlar gerçek İslam alimleridir. Atatürkçü çevrelere göre ise asılan insanların tamamı sahte alim gerçekte din tüccarıdır. Karşılıklı olarak yapılan suçlamalar ve tanımlamalar İslami kesimler ile Atatürkçü çevreler arasında sür gitsin bir tartışma konusu haline gelmiştir.

Radikal İslami çevrelere göre! Atatürk, İslam ve Müslüman düşmanı bir insandır(!) Atatürk’ün monarşiyi sonlandırması hanedan mensuplarını sürgüne göndermesi ve hilafeti kaldırması radikal kesimlerin Atatürk’e olan öfkelerini siyasi bir boyuta taşımıştır. Radikal İslami kesimlere göre Atatürk, üniformasını giydiği ekmeğini yeyip, suyunu içtiği devletine ihanet etmiş işbirlikçi biridir. Hatta resmen mason localarından emir ve destek alan bir İngiliz ajanı olmakla suçlanmıştır.

Görünen o ki, Atatürkçü çevrelerle radikal İslami çevrelerin kavgası hiç bitmeyecektir. Bu kavganın bir kazananı ve galibi olacak mı? Orasını zaman gösterecek ama bilinen bir başka gerçek var ki, bu iki kesimin fiilen çatışmasını isteyen bunun için siyasi ortamı kızıştıran muhafazakar kesimlerin sinir uçlarına dokunacak marjinal açıklamalar yapan ve sonrada dönüp gerçek Atatürkçüleri öfkelendirecek kışkırtıcı açıklamalar yapan olası çatışma için avucunu ovuşturan çok tehlikeli gizli ve gizemli bir kesim de vardır. Bu kesimler Türk tarihi boyunca hep olmuştur.

Radikal İslami kesimler şunu çok iyi bilmelidir ki, eğer bu gün Ayasofya cami olmuş ve Müslümanların ibadetine açılmışsa bu Atatürk’ün bin dokuz yüz otuz beş yılında Ayasofya’nın müzeye çevrilmesi için verdiği talimat sayesinde olmuştur.

Çünkü Yunanlılar işkal altında olan İstanbul’daki Ayasofya’yı işkal süresince ve sonrasındaki süreçte de yani genç Cumhuriyet döneminde de süren siyasi bir baskıyla Vatikan gibi Ortodoks Hristiyanların siyasi bir merkezi haline getirme niyeti ve çabası içerisindeydiler.Üstelik bu konudaki ısrarlı tavırlarını kararlılıkla sürdürüyorlardı. Dünyada ki diğer Ortodoks Hristiyanları Türkiye’ye baskı yapması için açıkça örgütlemeye çalışıyorlardı. Her konuda olduğu gibi bu konuda da keskin zekasını ve uzak görüşlülüğünü kullanan Mustafa Kemal Atatürk erken davranıp Ayasofya’yı müzeye çevirerek, başta Yunanlılar olmak üzere tüm Ortodoks Hristiyanları ters köşeye yatırmış ve bu sinsi uğraşlarını boşa çıkarmıştır. Böylece genç Türkiye Cumhuriyeti devletini Yunanlıların Ortodoks Hristiyanların desteğini almaya çalıştığı dünya kamuoyunun siyasi baskısından kurtarmıştır. Günümüzde Ayasofya’nın cami statüsüne alınıp Müslümanların ibadetine açılmasının ve Yunanistan’ın bayraklarını yarıya indirip ulusal yas ilan etmesinin gerisinde Atatürk döneminden gelen bu hezimet yatar. Sırf bu nedenle bile tüm İslam toplumları ve Müslüman Türk milleti Atatürk’e minnet borçludur.
Eğer, Mustafa Kemal Atatürk iddia edildiği gibi İslam ve Müslüman düşmanı olsaydı. Ayasofya’nın da İtalya’daki Vatikan gibi ayrı bir statüsü olan İstanbullun sur içi bölgesini kaplayan Ortodoksların siyasi bir merkezi haline gelmesini sağlar veya en azından siyasi baskılara direnip engel olmazdı. O zaman da Atatürk’e iftira atan o zavallı radikal kesimler değil Ayasofya’da namaz kılmak yanına bile yaklaşamaz onlarca kilometre uzağında durmak zorunda kalırlardı.

Evet, Ayasofya da Müslümanların ibadet ediyor olması İslamın üstünlüğünü sembolize etmesi açısından ‘’Nicelik’’ olarak çok önemlidir. Ancak bu ne yazık ki günümüzde Müslümanların ‘’Nitelik’’ olarak da üstün olduğu anlamına gelmez.

Geçmişte okuduğum bir makalede (Türkiye hariç) diğer tüm Müslüman ülkelerin ürettiği ürün potansiyeli, sahip oldukları teknolojik altyapıları ve sanayi kalkınmışlık seviyeleri bir Almaya etmediğinden söz ediliyordu. Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti devreye girinceye kadar o zaman denge biraz değişiyor. Hal böyleyken Ayasofya da gözyaşlarıyla namaz kılan insanlar, gözyaşlarını biraz da Müslümanların dünya üzerindeki zavallı haline akıt malıdırlar.

Müslümanlar geçmişte bilimde ve ilimde, matematikte fende, teorik bilimin mucidi ve fikir babası olmasına rağmen, günümüzde ilimden ve bilimden maalesef uzak kalmışlardır veya bir şekilde uzak kalmaları sağlanmıştır.
Yani başka bir ifadeyle Müslümanlar medeniyeti ve teorik bilgileri öğrettiği Hristiyanların gerisinde kalmışlardır. Doğal olarak teknolojik düzeyde de dünyanın çok gerisinden gelmekteler. İnsanı üzen bu geri kalmışlığın tek nedeni Müslümanları İslamın aydınlıkçı öğretilerinden uzaklaştıran, İslam dinini bilimden ve ilimden uzak ilkel bir şekilde yaşamalarını söyleyen bu konularda vaaz veren sahte din alimleri olmuştur.

Dolayısıyla Ayasofya’nın cami olarak kullanılması ve böylesine görkemli bir yapıya sahip olmak geçmişten günümüze
İslamın ve Müslümanların bir üstünlüğü olarak kabul edilir. Ancak çağımızda Müslümanlar için asıl üstünlük sanayi teknolojisini yönetebilmek güçlü ekonomiye sahip olup dünyanın en gelişmiş yapay zekası sayılan robot Sofiya’yı üretebilecek teknolojik alt yapıyı oluşturmaktan geçer.

Bunun içinde Ayasofya camine sahip olmak kadar günümüz itibariyle bilişim teknolojisinin geldiği son nokta sayılan robot sofiya’yı üretecek teknolojik güce ve bu gücü yönetecek akıllı Müslümanlara sahip olmak gerekir.



Serhat BİNGÖL.31.07.2020

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Günümüzde müslümanlar yanlız ayasofya’ya değil, sofiya’ya da sahip olmalıdır. Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Günümüzde müslümanlar yanlız ayasofya’ya değil, sofiya’ya da sahip olmalıdır. yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
GÜNÜMÜZDE MÜSLÜMANLAR YANLIZ AYASOFYA’YA DEĞİL, SOFİYA’YA DA SAHİP OLMALIDIR. yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Serap IRKÖRÜCÜ
Serap IRKÖRÜCÜ, @serap-irkorucu
14.8.2020 15:51:10
Yaşanan büyük polemikten dolayı içinde sözcüğünün geçtiği hiçbir paylaşıma yorum yapmadım, çünkü içeriğin 'ismiyle müsemma' olduğunu anlayabiliyorsunuz.

Yazı size ait olunca uzunca bir süredir polemiklerden uzak kalmaya çalışmanız dikkatimi çektiği için okumak istedim. Yorumlardaki polemikler çok ilginç geldi.

Herkes istediğini yazar, sayfa sahibi gerek gördüğü dönüşü yapar. Çünkü yorum yapan, paylaşım yapanın 'misafiridir'... Ev sahibini aşıp misafire tepki... çok üzüldüm açıkçası.

Yazınızın konusunun özünden uzaklaşılmış. ( belki de istenen bu!..)

Ben Sofia'nin gelişmişliğiyle insanoğlunun doğmatiklerden medet ummak gibi yüzyıllar önceki çaresizliğin 'tezahüründen' uzaklaşarak beyinlerini daha özgür bıraktıklarında asıl hedefe ulaşabileceklerini düşünüyorum.

Gecikmeyle de olsa, güne gelen yazınızı kutlarım.

Saygılarımla...
himmet aygüt
himmet aygüt, @himmetaygut
4.8.2020 18:32:18

vay benim canım ! ülkem dedim,
vay benim ! insanım.
o insan ki evlatlarını katletmesiyle meşhurluğuyla tarihe de geçen.
sonra ben insanım dedim,
onlar ata, ced, her ne zıkkımsa oğlumun yanağına sıcak bir buse kondurup,
saçının her teline kurban olurum deyip bağrıma sardım.
dua ve beddua ha ! amannnn...
güneş olup mazlum, fakir yanında ışığa ışık katanı düşündüm sonra,
cık dedim, cık, ADAM gerçekten insanmış herkese " insan " gözüyle baktığından.

eyvallah.
Mehmet İmran Sevinç
Mehmet İmran Sevinç, @mehmetimransevinc
4.8.2020 16:53:43
Bayan Filiz Şahin
Yazınızı derin bir teessürle okudum...
Sizin linkini attığınız Murat Bardakçı beyefendiyi iyice dinleyiniz...
Öyle taassubi düşünceleriniz var ki Siz ve Sizin gibilerle yazışmak başlı başına bir dert zaten...
Evet çok sığ görüşlüsünüz...Bu cümlemle nezaket maskesi altında terbiyesizlik ettiğimi düşünmeniz de zatı alinizin bu kelimeye mütenasip olduğunuzu teyid etmektedir...
Sığlığınızı yeniden vurguluyorum, sığsınız sığğğ...
Göndermiş olduğunuz ((( https://youtube.com/watch?v=xVWANp37CTgn ))) bu elektronik adresten Murat Bardakçı beyefendinin söylediklerini baştan sona dikkatlice bir kaç kere izleyin...
Oğlunuzun tarihçi olması beni hiç ilgilendirmiyor...
Deliller zaten belli Murat Bardakçı beyefendi açıklıyor...
Ayasofya zaten cami diyor elektronik linkin 3,36 zaman diliminde...
Konuyu fetöcüluğa kadar getirdiğinize göre siyasi görüşümü de ifade edeyim...
Lise yıllarımda ÜLKÜCÜ sempatizanı idim...Rahmetli Alparslan Türkeş'in dokuz ışık kitabı hala durur evimde hem de aldığım gün ismimi ve imzamı attığım haliyle...Daha sonraları İslami bilgimi artırınca Üniversite yıllarında Milli Görüş çizgisine geçtim...Kocaeli İlinde Refah Partisinde görev aldım...Siyasi görüşleri ne olursa olsun karakterli insanlarla dostluğum her zaman üst seviyede oldu...Ne acıdır ki solcu arkadaşlar da, sağcı arkadaşlar da aynı Sizin gibi hep huninin dar kısmından bakıp konulara yüzeysel baktılar...
Şu yazınız :(((
Ayasofyadan önce sofiya'ya (bilgi) sahip olurlarsa ve bunu önemserlerse sabah yatağından her erken kalkan hadis uyduramaz vakfiye uyduramaz uydursa da aklı başında bilgi sahibi hiç kimseyi kandıramaz.
Bu yazınızla kimi kast ettiğinizi de açıklar mısınız...
Ben yazayım...
Bu hitabınızla Diyanet İşleri Başkanı Sayın Prof. Dr. Ali Erbaş beyefendiyi aşağılama gayretkeşleğiniz ne edeple ne de adapla bağdaşmamaktadır...
Size cevap yazmam bile aslında züldür ya kendime...
Bulaştık bir kere...
Yazdığınız tüm çirkin ifadeleri misliyle Size iade ediyorum...
Benim tüm bilgilerim ''hakkında'' kısmında mevcut...
İsim ve soy ismimden tutun da telefon numarama kadar...
Sizler gibi saklı maklı değilim...
Sözümü de edep ve adap çerçevesinde değil Siz, feriştahı da olsa esirgemem...
Ayasofya, müzeden camiye çevrildi...
Hayırlı uğurlu olsun...
Sizin gibi düşünenler de ''çatlasın, patlasın''
Noktaaaaa...
Filiz Şahin.
Filiz Şahin., @filizsahin-
3.8.2020 17:26:58
Öncelikle tebrik ederim sayın Bingöl
sadece bir detayı eklemek için geldin

"Fatih Sultan Mehmet'in vakfiyesinde Ali Erbaş'ın bahsettiği bir beddua yoktur. Tarihçiler de bunun uydurma olduğunu söylüyor."
şuraya da Murat Bardakçı yönetimindeki Tarihin Arka Odası programının elektronik adresini yapıştırayım

https://youtube.com/watch?v=xVWANp37CTg



çok haklısınız
Müslümanlar
Ayasofyadan önce sofiya'ya (bilgi) sahip olurlarsa ve bunu önemserlerse sabah yatağından her erken kalkan hadis uyduramaz vakfiye uyduramaz uydursa da aklı başında bilgi sahibi hiç kimseyi kandıramaz.
Vakfiye sergileniyor zahmete erinmeyen buyursun okusun.

Esen Kalın




Filiz Şahin. tarafından 8/3/2020 5:01:37 PM zamanında düzenlenmiştir.
Mehmet İmran Sevinç
Mehmet İmran Sevinç, @mehmetimransevinc
3.8.2020 16:48:17
Serhat BİNGÖL beyefendi...
Öncelikle selamlarımı sunarak sıhhat ve afiyetler dilerim...
Yazımı silebilir, beni engelleyebilirsiniz de...
Tabii ki tasarruf hakkı zatı alinizin...
Saygı da duyarım tüm tercihlerinize...
Başlık yazınızdan başlayalım...
Sophia...Hong Kong merkezli Hanson Robotics tarafından geliştirilen insanımsı robotun müslümanların sahip olması gerektiğini neden ''Ayasofya'' ile ilintiliyorsunuz ki...Ayasofya'yı müzeden camiye çeviren müslümanlar ''Sophia'ya'' sahip olsalar her şey düzelecek mi ki ''Ayasofya'' ile birlikte dillendiriyorsunuz...
Aslında pek önemli de değil ya...
Özellikle de Diyanet işleri başkanının açılış günü Cuma hutbesinde Fatih Sultan Mehmet’in bedduası diye bilinen(!)
Fatih Sultan Mehmet’in bedduası diye bilinen(!)
Fatih Sultan Mehmet’in bedduası diye bilinen(!)
Fatih Sultan Mehmet’in bedduası diye bilinen(!)
Vurgu yapmak için alt alta aynı cümleyi yazdım...
Fatih Sultan Mehmet Han Hazretlerinin vasiyetinin (Siz bedddddd-dua diye addedin) sonuna neden (!) işareti koydunuz ki...
Çok mu üzüldünüz...
Çok mu acı çektiniz...
Çok mu hayret ettiniz..
Çok mu nefret ettiniz...
Kiiiii (!) ünlem işaretini koydunuz...
Kim olursa olsun bu vasiyete aykırı hareket edenin bu ''BEDDUA'' dan muaf tutulması söz konusu değildir, olamaz da...
Diğer yazdıklarınızla ilgili bir şey de yazmayacağım...
İsterdim ki ''hakkınızda'' kısmında biraz açıklayıcı bilgileriniz olsaydı..
Huninin DAR kısmından baktığınızı söyleyebilirim...
Edebiyatınızın da yetersiz olduğunu yazabilirim...Her ne kadar yazınız anlam olarak iyi görünse de...
Her halükârda gönül dünyanıza mütenasip bir ömür diliyorum...
Erkan Cem Arslan
Erkan Cem Arslan, @erkancemarslan
2.8.2020 00:16:02
Sayın Serhat bey, çok teşekkür ediyorum.

Tarafsız, akılcı, akılda kalıcı ve bir o kadar da gerçekçi yazınız ile kimsenin muhalefet edemeyeceği çok yönlü anlatımıyla harika bir yazı sunmuşsunuz.


Her şeyden önce konuyu Atamızın bakış açısıyla ele almış olmanız bir çok art niyetli kişiyi susturmuştur. Ki yorumlardan da anlaşılacağı üzere Ayasofya'nın açılış şovuna şiirleriyle eşlik edenlerden hiç yorum gelmemiş yazınıza...


Tekrar teşekkür ederim.

Saygılarımla, esenlikler ve hayırlı bayramlar dilerim...

Sağlıcakla kalın.

Feride Temel
Feride Temel, @feridetemel
1.8.2020 13:12:58
👏👏👏sözün bittiğ yer kutlarım
Özer YILMAZ1
Özer YILMAZ1, @ozer-yilmaz1
1.8.2020 00:44:26
Tebrik ediyorum Serhat Bey, yazınıza benzer yazılar yazmıştım. Üretmek özgürlüktür, diyorum ve Ayasofya'nın Cami olarak kalması Sofyalarla olacaktır. Kaleminize sağlık.
Yekta Attila
Yekta Attila, @yekta-attila
31.7.2020 23:25:27
Değerli kardeşim, vizyon sahibi liderlerin en başta gelen özelliği çağını ve toplumunun dinamiklerini gerçekçi olarak analiz etmeleri, sonra da buna uygun politikayı kararlılıkla uygulamalarıdır...
Türk milleti rasyonalist (akılcı) ve pragmatisttir (yararcı)...
Yani, başka bir deyişle realisttir (gerçekçi)...
Yani, Türk ekmeğine bakar; bu özelliği onu Çanakkale'de ve Kurtuluş Savaşı cephelerinde topladı...
Yani, yurdunun işgal edilmesinin sonunun ekmeğinden olmak olacağını anlayabiliyordu...
Elbette, ekmekten kasıt sadece somun değil...'İstiklali tam' bir memlekettir; bunu da anlıyor ve bunun için koşuyordu cepheye...
İşte, değerli kardeşim, Atatürk'ün o zamanki analizinin sonucu buydu: Türk önce ekmeğine ve/veya istiklaline bakar; bunun tek yolu da 'ilim ve fen'dir...
Gelelim bugüne... Ayasofya'nın cami olması, Türk'ün bugün ekmek ve/veya istiklal mücadelesinde geldiği yerin bilincinde olması, kendisinden beklenen meşru hamleleri korkmadan yapabileceğini bir kez daha göstermesidir...
Sofiya ise, inan ki Türk'ün aklından bir an bile çıkmıyor...:))

İyi bayramlar dilerim, değerli kardeşim...
Selam, sevgi ve saygılarımla.
black_sky
black_sky, @black-sky
31.7.2020 18:00:58
Serhat Bey bu güzel yazınız için tebrik ederim.
Bu vesileyle iyi bayramlar dilerim.
Sağlıcakla kalın.
Yinsani
Yinsani, @yinsani2
31.7.2020 15:31:58
serhat bey , sonu müthişti yazının, zihnim hemen yazısına başlamıştı yazıyı okuyunca..

robot sofiya , imdi robot sofiyayı hikayeleştirmeye geldi..diğer konu mu, ilgilenmiyorum.

bu vesile bayramınızı kutlarım.
sağlık huzur ve saygı dileklerime

levent taner
levent taner, @leventtaner
31.7.2020 15:08:24
Teşekkür Ederim Serhat Bey

İşte benim kıymetli hocam dedim kim bilir kaçıncı kez

Bin göle bedel bir göl dedim bir kez daha

Serhat boyları emin ellerde demeye yüz tuttum ki, yüzüm tutmadı açıkçası

İçimden bir ses, yeter loo bu kadar hamaset dedi

Kutlarım hocam içtenlikle

Nice yazılara dilerim

Kurban Bayramınızı tebrik eder; sağlıklı, huzurlu, bereketli bir ömür dilerim size ve ailenize

Saygı ve selamlarımla...
Adnan Bilgiç
Adnan Bilgiç, @adnanbilgic
31.7.2020 10:44:07
10 puan verdi
Oldukça bilgilendirici
Akılda soru işaretlerine mahal bırakmayan
Üslup ile anlatım gücü dahi olsun gayet makul olan
Geçmişin ve günümüzün yapı taşlarını barındıran fevkalade bir çalışma olmuş.

Değerli Serhat Bingöl
Bu çalışmanızdan ötürü sizi kutluyor
Keyifle geçireceğiniz bir bayram diliyorum size.

Daima huzurla kalın lütfen
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL