Para, gübre gibi etrafa yayılmazsa işe yaramaz. baco
Bedri Tokul
Bedri Tokul
VİP ÜYE

ONLARI BEN ÖLDÜRDÜM

Yorum

ONLARI BEN ÖLDÜRDÜM

21

Yorum

6

Beğeni

0,0

Puan

1204

Okunma

Okuduğunuz yazı 23.7.2020 tarihinde günün yazısı olarak seçilmiştir.
ONLARI BEN ÖLDÜRDÜM

ONLARI BEN ÖLDÜRDÜM

Oğluma sevdiğini aldım. Kızlarım sevdiklerine vardılar. Hepside çekip gittiler ekmeklerinin peşinden. Eşimle ben yıkılmamak için birbirine yaslanan eski cumbalı evler gibiyiz. Ömürlerimizin son demleri.
Birbirimizi kırmamaya dikkat eder, imkânlarımız nispetinde isteklerimizin de yerine getirilmesine gayret gösteririz. Peki, hiç tartışmamız olmaz mı? Olmaz olur mu? O tartışmalar evliliğin tuzu biberi.
Bir gün:
“Borcumuz bitti diyordun. Evimize laminant parke yaptırsak. On yıldır da boya yüzü görmedi duvarlar. Hazır ev boşaltılmışken bir de boya… Ha ne dersin?”
Gözleri yıldızlaşmıştı. Yüzü gülüyordu. -Zarf değil mazruf önemli –desem anlamaz, anlasa da -dediğim dedik- derdi.
“Peki dedim peki. Bakarız.”
“Baktım da. Eşyalar balkonlara taşındı. Ustalar bulundu. İşe başlandı. Bize:
“ İş bitinceye kadar evinizden uzaklaşın. Hem bize ayak bağı olmaz, hem de boya kokusundan etkilenmezsiniz” dediler.
Eşim kardeşine gitti. Ben de bodrumda kalmaya karar verdim. Yok, yok o sizin bildiğiniz, bazılarının tatil yaptığı Bodrum değil. Toplantı salonu olarak kullanılan apartmanın bodrumu. Günler sonra ustaların işi bitti. Gittiler. Şimdi sıra temizlikten sonra eşyaların tekrar balkonlardan eve taşıma işine gelmişti. Günlerce uğraştık. Tabaklar, bardaklar, biblolar. İncik boncuk tek tek yıkandı dolaplara vitrinlere yerleştirildi. Her eşyaya yer bulundu. Ama benim iki koli kitabıma el sürüldüğü yok. Onlar salonun ortasında nereye kaldırılacaklarını bekliyorlar. Hanım avını kapmaya hazırlanan kedi gibi kolilerin etrafında dolanıp duruyor. Dayanamadı:
“Ne olacak bunlar? Bir çare bul.”
Evimde her şeye yer vardı da, sadece kitaplarıma yer yoktu demek ki?
İlk koliyi açtım.
Bırakılacakların, atılacakların ayırımını yapacağım. Bir ağlama yükseldi kitap kolisinden, ağıtları tavandaki lambayı salladı:

“Yapma ne olur, kıyma bize. Yıllardır burada hapisteyiz. Ama şikâyetçi değiliz. Bir gün gelir yine okunuruz umudunu hep koruduk.”

Talimatla dava açan savcıların, direktifle karar veren hâkimlerin durumlarından farkım yoktu. Karar verilmiş, gereği yapılacak, kitapların hepsi olmasa da büyük bir bölümü ortadan kaldırılacaktı.
Elime ilk gelen ince bir şiir kitabıydı:

“Âşıktı benim yazarım. Çok sevmiş, kavuşamamış yüreğinin yangınını şiirlerle söndürmek istemişti. Paraya kıydı. Ben de kitaplaştırdı şiirlerini. Sana da imzalayıp gönderdi. Şimdi beni atacaksın öyle mi?”

Çok şiir kitabı vardı bende. Ölüm korkusuyla titrese de onu atılacaklara ayırdım. Hazin hazin ağlıyordu. Sesini duydum. Duymamazlığa vurdum.

Koliden yeni bir kitap aldım. Öykülerdi:

“Sen de öyküler, anılar yazıyorsun. Yazdıklarını kitaplaştırdın. Kitaplarını çocuğun gibi sevdin. Eşine, dostuna imzalayarak göndermenin hazzını yaşadın. Benim yazarım da zamanında öyle yapmış, O da senin yaşadığın mutluluğu yaşamıştı. Biliyorum beni de atacaksın ölüm kuyusuna. Ama sana yalvarmayacağım. Çünkü sen nankörsün.”

Cevap vermedim, veremedim. Ne denilirdi ki? Haklıydı.

Yalvarmalara, ağlamalara, isyanlara aldırış etmeden ilk kolinin büyük bir bölümünü atılacaklara ayırdım. Kalacaklar hayranlıkla okuduğum eski yazarların kitaplarıydı.
Sıra ikinci kolideydi.
Bu koli de Üniversitede okuduğum derslerin ciltlenmiş kitapları ve ansiklopediler vardı. Elime aldığım kalın bir kitabın kapağında TOPLUM BİLİM yazıyordu:

“Ben diğerleri gibi sitem etmeyeceğim. Ama bütün arkadaşlarımın adına sana söyleyecek bir çift sözüm var. Bizleri okudun, öğrendin. Sınavlara girdin, sınıflar geçtin. Kazandın. Diplomanı alınca havandan geçilmiyordu. Biliyorum beni de arkadaşlarımı da atacaksın. Bizlere artık ihtiyacın yok. Aslında seni de fazla suçlamıyoruz. İnternet denilen illet bizleri bu duruma getirdi.”

Utandım. Boynumu büktüm. Doğru söylüyordu onlarda atılacaktı. Peşinden sıra ansiklopedilere gelmişti. Onlar asık yüz, çatık kaşlarıyla kendileri gittiler atılacak arkadaşlarının yanına.

Doldurdum hepsini kutulara. Aşağıya çöp konteynırının yanına bıraktım. Boğazım kırk düğüm ağlamamak için. Balkondan olacakları seyredeceğim. Saçı sakalı birbirine karışmış bir kâğıt toplayıcısı dört tekerli arabasını iterek kutuların yanına geldi. Açtığı kutulardan kitaplar aldı. İnceledi. Sonra kuşkuyla göz gezdirdi balkonlara:
“Al al. Onlar atıldılar. Senin olsun” diye seslendim.
Sevinçle çıkartıp çıkartıp attı kitapları arabasındaki büyük çuvala. Hızla ayrıldı oradan.

Çuvaldaki eski bir koli:
“Hoş geldiniz”dedi.
Başka bir koli konuşan kolinin yırtığından tutarak:
“ Ne diyorsun sen? Buraya atılanlara –hoş geldin- denilir mi? Hoş bir yer mi burası? “
“Haklısın. Yeni gelene- hoş geldin- denilir ya. Ondan işte…”

“İyi ki henüz bizim dilimizden anlamıyorlar. Belki başlarına gelecekleri de bilmiyorlar.
Önce toptancıya gidecekler. Onları götüren hurdacı üç beş kuruş kazanacak. Daha sonra bir canavarın dişleri arasında lime lime parçalanacaklar. Makinelerden geçirilip bize benzeyecekler. Onları başka fabrikalar alıp içlerine yiyecekler, deterjanlar koyacak. Çeşitli marketlere gidecekler. Kim bilir bunları atan da o koliden bir yiyecek alacak. Daha sonra bizler gibi çöpe atılacaklar. Yine toplanıp yine fabrikalara gidecekler. Bu kısır döngü sürüp gidecek.
Bizlerin tek sevinci de binlerce ağacı kesilmekten kurtarmamız olacak.”

Daha fazla dayanamadım. Ağlıyordum.
ONLARI BEN ÖLDÜRMÜŞTÜM…

Paylaş:
6 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Onları ben öldürdüm Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Onları ben öldürdüm yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
ONLARI BEN ÖLDÜRDÜM yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Filiz Şahin.
Filiz Şahin., @filizsahin-
3.8.2020 22:42:52
Keşke bir köy okuluna bağışlasaymışsınız

ve
sizin kaleminiz kendini okutuyor. O kadar leziz ki ...Kutlarım
selam saygı ve sevgiyle
Alibaba
Alibaba, @alibaba2
24.7.2020 22:26:49
Yıl 2020... Bilişim, teknoloji ve uzay çağındayız. Kitap, dergi, broşürlerin yok olmaya yüz tuttuğu bir dem. Ve birileri çıkıp, kitaptan bahsediyor, kitaba saygıdan bahsediyor. O da olmadı kitapları konuşturuyor, ama ne konuşturma...
Ve de o birileri benim ağabeyim. Ne mutlu...

Sanırım otuzlu yaşların atındaki gençlerin bir çoğu burada ne anlatıldığını kavrayamayacak derecede kopuktur o duygulardan. (öyle olmadığını umarak...)

Ben çok fazla kitap okuyamadım. Bir çok insan kabul etmese de hayat şartları buna uygun değildi. Fırsat buldukça bir kaç roman, biraz şiir, daha çok gazete ve dergi, 23 - 33 yaşlarında bol bol müzik, nota ve halk edebiyatı ile ilgili kitaplar. Devamında bir nevi deprem daha vurdu yaşantımıza sağlamından. Klasörler dolusu nota, bir kaç koli kitap evin bir köşesinde muhtemelen bana küfrederek tozlanıyorlar şimdi.
Bazen alıyorum elime sazı açıyorum notayı (kitabı) önüme, en fazla bir saat içinde parmaklarım kilitleniyor, gözlerim hiçbir şey seçemez oluyor ve uzun süre görüşmemek üzere bir kez daha son buluyor buluşmamız.
Buna rağmen ben henüz onlara kıyacak cesareti bulamadım kendimde.
Kim bilir!..
Kıymetini bilirlerse, belki çocuklara kalır miras niyetine. :))

Yazı; konusu ve anlatımıyla yine muhteşem.
Olması gerektiği gibi.
Olması gerektiği yerde.
Gönül dolusu tebrikler, Saygılar ağabeyim.

gezgin1985
gezgin1985, @gezgin1985
24.7.2020 16:48:13
Her şeye yer bulan kadınların kitaplara yer bulamaması sanırım Türk kadınlarının genel sorunu. Bende de var bir tane. Allah sabır versin erkeklere. :)
Mehmet Burhan AKIN
Mehmet Burhan AKIN, @mehmet-burhan-akin
24.7.2020 16:13:46
Merhaba Üstadım,

Zamanımızdan hatırlıyorum, üzerinde kırmızı damgalı "Er Mektubu Görülmüştür" zarfını eline alan anne, az da olsa okuma yazma bilen birine okuturken erkek - kadın, çoluk - çocuk herkes toplanır asker ocağından gönderilen Memed'in mektubu köyümüzün orta bir yerinde okunurdu. Pür dikkat dinlediğimiz, çocukluk döneminden aklımda kalan mektubun giriş cümlesi;
"Babacığım ve anneciğim, üzerime farz olan selamlarımı yollar ellerinizden öperim." ibaresini hiç unutmadım.

Değerli Üstadım Bedri Bey,

Bendeniz de öncelikle siz ve hanım efendinin, sağlıklı uzun ömürler geçirmenizi ve mutluluklar içinde kalmanızı Allah'tan dilerim.

Yazınıza gelince; edebi cümlelerle cansız görünen kitapları canlandıran konuşturma tekniği bir harikadır, kutlarım sizi.

“Sen de öyküler, anılar yazıyorsun. Yazdıklarını kitaplaştırdın. Kitaplarını çocuğun gibi sevdin. Eşine, dostuna imzalayarak göndermenin hazzını yaşadın. Benim yazarım da zamanında öyle yapmış, O da senin yaşadığın mutluluğu yaşamıştı. Biliyorum beni de atacaksın ölüm kuyusuna. Ama sana yalvarmayacağım. Çünkü sen nankörsün.”

Yukarıdaki bu ifadenizin son cümlesinde kitaplar sizden ne kadar şikayetçi olmuş... yani açıklamaya göre kendinizi ele vermişsiniz. 1967 yılında ilkokul üçüncü sınıfta iken kendi harçlığımla aldığım ve kitaplığımın baş konuğu olan kitabı halen saklıyorum.

Bir eğitimci olarak okul kütüphanelerine defalarca yüzlerce kitap bağışında bulundum. Keşke atmak yerine bir okulun kütüphanesine hediye etmeniz daha doğru olurdu.

Yazını zevkle okudum...


Mehmet Burhan AKIN tarafından 7/24/2020 3:49:38 PM zamanında düzenlenmiştir.
Necati  Kavlak
Necati Kavlak, @necatikavlak
24.7.2020 11:15:09
Günaydın Msllektaşım!

Her ne kadar aldığımız eğitim, ölmek ve öldürmek üzerine olsa da; gerçek Asker kolay kolay cana kıymaz kıyamaz.
Bunun örnekleri hem tarihin derinliklerinde, hem kendi yaşantımda canlı olarak duruyor.
Kaldı ki, kitaplar için öldürmek ifadesi biraz duygusallık gibi geldi bana. Mesela başka bir pencereden baksanız, "Yapma ne olur, kıyma bize. Yıllardır burada hapisteyiz" ifadesini göz önüne alırsanız, onlar için AF YASASI ::)) çıkarttığınız da düşünülebilinir.
Bir de kütüphaneye bağışlamak onları hayata döndürecek çözüm olurdu?
Yazı içerik ve anlatım olarak , Tokul'caydı. Severek okudum içimden geldiği gibi değerlendirdim.
Kutlarım
Selam ve sevgilerimle.



Necati Kavlak tarafından 7/24/2020 9:18:56 PM zamanında düzenlenmiştir.
Serap IRKÖRÜCÜ
Serap IRKÖRÜCÜ, @serap-irkorucu
24.7.2020 10:55:16


Bu itiraf geçersiz!..
Hiçbir kitap dostu, bunu yapamaz… Eşyanın tabiatına aykırıdır bu!..

İlk harçlığımı aldığımdan bu yana en büyük giderim her zaman kitaplar oldu. Artık o hale geldi ki yer bulamaz oldum. Yaklaşık on yıl önce iki binden fazla kitabımı il kütüphanesine bağışladım. Bu arada vakıflara, sosyal kurumlara yaptığımız bağışlar da ayrı. Birçok plaket verildi, açıkçası bunu da çok anlamlı bulmuyorum. O nedenle bazılarını almaya gitmedim bile. Veren – alan – plaket yazısını yazan – onun parasını ödeyen birbirini tanımıyor bile. O törenvari ortamdaki suni kibarlıklardan da çok irite oluyorum. Bunun için yapmıyorum ki ben bunları!

Kütüphane yetkilileri araç ve personel gönderip birkaç kez gidiş gelişle teslim aldıktan sonra bağış yaptığıma dair imzalamam gereken bir kağıt olduğunu söyleyip beni davet ettiler. Gittiğimde ilk kez bir kişiden bu kadar çok sayıda kitap bağışı olduğunu söyleyip kapının üzerine adımı yazacakları bir oda tahsis etmeyi düşündüklerini belirttiler. Hiç beklemediğim bir şeydi, birden ayağa kalktım ve galiba biraz sert tepki gösterdim. ‘ O zaman büyük salonda sizden gelenlerin olduğu raflar düzenleyelim oraya yazalım.’ dediler.
“ Benim değil ki o kitaplar!.. Ben yazmadım onların hiçbirini, para verip aldım, yıllarca yararlandım, şimdi bazılarının basımı da yok, birileri daha yararlansın diye veriyorum. Para verip almak bana bu ayrıcalığı sağlamamalı!..” dedim. Müdür beyin hayretten açılmış gözleri hâlâ gözümün önündedir.

Hastanelerde ‘tefriş edilen’ odaların kapılarında yazılı isimler için de hiç iyi şeyler düşünmüyorum açıkçası!.. Bizim kültürümüzde sağ elin verdiğini sol el görmezdi.. Şimdi ‘bilmiyorsan öğren’ diye gözüne sokuyorlar insanların!.. (

Demem o ki Bedri Bey.
Sizinle yıllarca her şeyini paylaşmış, size can olmuş o kitaplar sizde yaşıyor artık, isteseniz de onları öldüremezsiniz!

Yunus ne demiş:
Ölür ise ten ölür
Canlar ölesi değil…

Güne gelen yazınızı kutlarım.

Saygılarımla…
Den(iz)
Den(iz), @den-iz
24.7.2020 10:10:30
Yazlıkta tadilat yaptırıyorum. Bir sürü kitap rafı koyduracağım. Hiçbirini atamıyorum. Çok zor bir durum. Kitaplarla konuşmayanlar bunu anlayamazlar. Üzüldüm yaşadıklarınıza komutanım.

Sevgilerimle...
KeLeBeK EtKiSii
KeLeBeK EtKiSii, @kelebek-etkisii
24.7.2020 07:50:51
10 puan verdi
Tebrik ederim canım abim gelişinle bir kere daha fark attın yüreklerde
Emine UYSAL (EMİNE45)
Emine UYSAL (EMİNE45), @emineuysal-emine45-
24.7.2020 00:59:38
Merhaba Bedri Komutanım, yazıyı okurken çok duygulandım çünkü çok tanıdık geldi. Bu kitapların hepsini okudun mu? Okuduysan atsana. Sorularından bıktım usandım. Hangisine elim varsa o ağlar ben ağlarım. Tebrikler.
Özer YILMAZ1
Özer YILMAZ1, @ozer-yilmaz1
23.7.2020 23:18:11
Kitaplar adına üzüldüm, ağaçlar adına sevindim, bu da bir kısır döngü değil mi? Kaleminize sağlık
erdal güvenli
erdal güvenli, @erdalguvenli
23.7.2020 21:43:51
Kutucukta
"Yorum yapin"
diye talimat veriyor ya
Yapmayacam yorum falan
Bu yaziya yorum yapmayacagim a... k...

erdal güvenli tarafından 7/23/2020 9:19:53 PM zamanında düzenlenmiştir.

erdal güvenli tarafından 7/23/2020 9:38:10 PM zamanında düzenlenmiştir.
KurşunKalem
KurşunKalem, @kursunkalem2
23.7.2020 13:49:56
10 puan verdi
Duygusu hiç yabancı gelmedi bana...

35 yılı aşkın bir zaman gurbetlik hayatım oldu, bu zaman zarfında defalarca izine geldim, döndüm.
Her dönüşte valiz dolusu kitapla dönerdim, genel olarak herkes incik-boncuk meraklısıydı ben kitap,
çoğunluk zamanını AVM lerde, tatil mekanlarında geçirirdi ben kitapçılarda, gülerlerdi bana hep.
Özel günlerde, yaş günlerinde kitaptan başka hediye kabul etmiyorum diye baştan söylerdim :))

Temelli dönüş günü yaklaştıkca kitaplarım nolacak diye içten içe düşündüğüm çok oldu.

Ve o gün geldi, malum evi boşaltacağız...
Yük etmek istemedik, ihtiyacı olan alsın diye, onca eşyayı, buzdolabı, çamaşır makinası, kap-kacak ne varsa herşey kapının önüne yığıldı,
sıra kitaplarıma geldiğinde duraksadım, hiiç atasım yok, bakıp duruyorum öyle, elim varmıyor bir türlü.
Attım duygusu yaşamamak için atmadım, akibetini bilmemek için öylece evde bıraktım ama gerçekten çok içime dokundu, utanmasam ağlardım da.

O günlere gittim yazınızı okurken, öyle bildik duygulardı ki, sizi en iyi ben anlarım diyecek kadar...

Yüreğinize sağlık değerli kalem


Ahmet Zeytinci
Ahmet Zeytinci, @ahmetzeytinci
23.7.2020 11:39:58
Vallahi çok zor bir durum ben de kıyamam hiç kitaplarıma, hanımla hep tartışırız, ''Buradan kaldır şuraya koy.'' muhabbetleri de hep olur bizde... Gerçi şimdi İnternet de her şey var da ben yine de kitabı aslından okumayı seviyorum. Bir çoğunu iş yerime götürdüm. Ta otuz sene öncesinde bilgisayarın olmadığı zamanlardan kalma ansiklopedilerim var bazı zaman bağışlıyorum, ilçelerde kitaplık kuran arkadaşlarım dostlarım var... Ortaokul-1- de Türkçe Hocamız rahmetli Ganime Hanımın sömestr tatilinde okuttuğu Reşat Nuri Güntekin'in Damga adlı kitabı bile hala durur... Kıyamıyorum vallahi Bedri Ağabey, okuması da saklaması da güzel, bir servettir kitaba döktüğüm paralar, olsun hiç önemli değil, onlara sayesinde insan olduk, adam olduk, değmez mi? Kutluyorum yürekten güzel yazını Ağabeyim...
7TEPE
7TEPE, @7tepe
23.7.2020 10:12:54
😔 ne desem bilemedim Bedrican
levent taner
levent taner, @leventtaner
23.7.2020 09:34:17
Merhaba Kıymetli Hocam

Sizin sorununuzu bende yaşadım ya, duygularınızı anlıyorum inceden

Çocukluğumda, yani yetmişlerde mobilyaların bugüne göre farklı bileşenleri vardı

Büyük bir kütüphane salon takımının parçası idi bizde

Annemle babamın kitapları, ansiklopediler, vs.

Yıllar geçti mobilya sistematiği mi değişti ne?

Kütüphane öncelik olmaktan çıktı

Tüketim toplumu yönünde geliştikçe vitrin, gümüşlük öne çıktı

Yeni neslin kütüphanede pekte gözü yok hani

Birde, nasılsa İnternet yok mu duygusu beyinlerden önce ruhları kemiriyor asıl

E kitap kokusu fetişizmine rağbette azaldı, yerini e-kitaplar aldı, alıyor, alacakta

Nihayet hocam

Yüreğinize, emeğinize, kaleminize, kelamınıza bereket

Saygı ve selamlarımla...

KeLeBeK EtKiSii
KeLeBeK EtKiSii, @kelebek-etkisii
23.7.2020 08:11:05
10 puan verdi
Yazını dün gördüm bayadır da yazı şiir paylaşmıyordun tam heyecanla gelecektim ki uyuya kalmışım malum sağlıkçıyız ve çok yogunuz

sen burada kitaplar demişsin ama bizlerde öyle değilmiyiz hep yeni başlangıçlarda el üstünde tutulup sonrada bi kenara atılan yine sen onları yollacak yer bulmuşsun bizi kim alır satsalar parada etmeyiz

bu çirkin havayı solumaktan cigerler bitap
eller kırık
ayaklar yorgun
dizler fersiz

ah abim ah özlendin
yine gümbür gümbür gelmişsin acı ama güzeldi

yüreğin var olsun
robinson7575
robinson7575, @robinson7575
23.7.2020 01:22:01
Tebrik ederim saygı değer Bedri abim yine güzel bir yazı okuduk maalesef benzer şeyler yaşıyoruz bende kiyamazdim kitaplarima lakin darma duman oldu kitapligim aslında pek çoğunu okumamiştim yazık oldu maalesef
Yinsani
Yinsani, @yinsani2
23.7.2020 00:36:03
geçen yıl 100 üzeri çeşitli türden kitabu letgoya koydum, hani reklamı vardır ya, neydi ikinci el satış uygıulaması... sadace deneme bazlı "aşk'a dair" adlı bir kitap gitti 10 tl ye.. cigara parası bile etmedi..

ondan önce de 2 koli geri dönüşüme attıydım..

bu sorun bir çok insanda var..

beğendiğim romanları gelip giden gençlere yiğenlere veriyorum, kaynak eser olacakları yiğene verdim..

kitap devri geçti artık.. gerçek bu..

konuyu çok güzel yakalamışsın komutanım..

kaleminize sağlık

saygı ve huzurla..
asude_vuslat
asude_vuslat, @asude-vuslat
23.7.2020 00:27:51
);

Üzüldüm cidden sizin adınıza

insanları öldürürken vicdanları sızlamayan canileri düşününce

ne kadar masum ve samimi bir duyarlılık diye takdir ettim sizi

kurgu bile olsa

çok güzel mesajlar vardı

çok çok teşekkürler kendi adıma

ben de hiç kıyamıyorum kitaplara

sanki bir sürü ağaç yakıyormuşum gibi ve

ve bir sürü güzel insanın emeklerine saygısızlık yapıyormuşum gibi vicdanım sızlıyor

fazla uzatmayım

saygılar diyorum..

Suat Zobu
Suat Zobu, @suat-zobu
23.7.2020 00:22:39
Geçen yıl aynı olayı ben de yaşadım ağabeyim.

Ne kadar zor onların katline dayanabilmek..

Gene yazmışsın varol ağabeyim.

Adam yazıyor dedirten cinsten.

Sağ ol.

Selam ve saygımla kelden öptüm..
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL