tanımlanamaz bir ikiliydik ne sevgili ne de başka birşey
hayat yoldaşıydık diğerlerine göre daha gerçekçi daha sade ve daha kuvvetli
mantıklı,sıradışı,şenşakrak ve bir o kadar eğlenceli,duygusal
özgürdük yasalar ve kurallarla birbirimizi boğmadan
bir çok hayat hikayemiz vardı ama gerek yoktu bunları cümleleştirmeye
diğerlerinden farklı hep anladık birbirimizi kelimelere gereksinim duymadan
aşk sözcükleri değildi dilimizden dökülenler
ikimizde sevdik ama ikimizde gitmeye hazırdık her an
mantıklı kabullenişti bu yaşamda gerçek olan
ne içilen içkiler bozdu bizi ne de saçma sapan leyla-mecnun hikayeleri
istedik ve yaptık, istedik ve durduk, istedik ve gittik
bazen sen yokoldun bazen ben yokoldum
varlıkla yokluğun arasındaki ince çizgiyi ayırt edebildik seninle
ne tam gittik ne de tam geldik
ölümcül sevgilere ve intiharla süslenmiş aşk öykülerine hep uzak durduk
zaten ne anlamı vardıki hayat bitiren sevgilerin ya da aşkların
yokedici görevi üstlenen duygusal çığlıklardan oluşan kaoslarla işimiz olmadı hiçbir zaman
adına bağlılık denen boğucu bir ses değildi olması gereken
yeminler ya da sözler değildi söylenilmesi gereken
yapılabilinecek şeyler yapılmalı ve ulaşılabilinecek sözler verilmeliydi aslında
gerek yoktu renkli rüyalarla bezenmiş bir hayale
en gerçeğiydi birbirimize söylediğimiz sözler içimizden gelenlerin
ve hep o içimizden gelenleri yaşadık seninle
ve şimdi yine içinden geleni yaptın bu seferde sen gittin zorunlu olduğun için yapmacık hayal ürünü sözler vermeden
ve şimdi ben içimden geleni yapıyorum seni geri çağırmıyorum
çünkü biliyorum beni bulacaksın ve seni bulucam
çünkü biliyorum hayal ürünü olmadık asla
çünkü biliyorum zaten hep bir gidiş olacak biz varoldukça...


IŞIL TEZEL