Şimdi bahsedeceğim konu biraz teknik konu gibi gelebilir. Ancak dili kullanan her insanın aslında bilmesi gereken bir konu kafama takıldı.
Tahsil için okullara giden her insanın karşılaştığı bir konudan söz edeceğim. Sözcüklerde anlam…
Anlam konusunun belki de en basit dalı olan zıtlık (tezat) konusuna olması gereken önemi vermiyoruz gibi geldi bana. Ta ilkokuldan başlayarak yüzeysel bir bakışla geçiştirdiğimiz bu konuda sizin de kafanızı karıştırabilir miyim, bilmiyorum.
Bakın, kime sorsanız gel fiilinin zıddı gittir. Küsülmek deseniz barışmak derler. Sıfatlarda uzunun zıddı kısa, güzelin zıddı çirkin…
Şimdi soruyorum gece… gündüz dediğinizi duyar gibiyim. Neden gecenin zıddı gündüz? Halbuki, bir süreçten söz ediyoruz ve biri diğerinin devamıdır. Ne oluyor da birbirinin zıddı oluyor?
Yine güzel neden çirkinin, uzun neden kısanın, büyük neden küçüğün zıddı oluyor. Cevap şu ki, bize öyle öğrettiler. Hani başta kabul ettiğim zıdlıkta gitmek gelmenin karşıtıydı buna benim itirazım yok. Birinde yaptığının işi geri alıyorsunuz. Küsen bir kişi barışarak yaptığı işi düzeltiyor. Peki, uzun dediğinizde bir eylem yok ama karşıt bir durum da göremiyorum.
Hele hele kadın deyince, erkek denmesini hiç anlamıyorum.
Sağa dönen bir kişi ile sola dönen bir kişi birbirine karşıt bir iş mi yapmıştır? Belki de farklı eylem yaparak bir araya gelmiş bile olabilirler.
Sözü daha fazla uzatmak istemiyorum. Sanıyorum derdimi anlattım.
Sözümün sonunda şu notu düşmek istiyorum. Bu yazıyı okuyan kimi ilgililer, şiddetle karşı çıkabilir. Zaten ben de bir fikir çatışmasından söz ediyorum aslında. Belki konuyu benden iyi anlamış bir arkadaşımız benim kafama takılanı çok basit bir şekilde açıklayabilir. Böyle yaparsa çok da memnun olurum. Ama “icat çıkartma” diyorsanız, ben o görüşte değilim. Ne kadar çok icat çıkartırsak o kadar çok gelişiriz.