Gözleri dalgındı elinde baston merdivenlere öylece oturmuş bir yaşlı teyzenin.

_"Selamun Aleykümselam teyzem" dedim.
_"Aleykumselam kızım" dedi.
_Nasılsın dedim.
_İyi değilim dedi..
_Hayırdır dedim neyin var ...

_Neyim yokki hastaliklarımı saymıyorum bile kızım yaş aldık genç değiliz artık yokluk desen o ayrı vuruyor yinede şükürler olsun tenceremiz kaynıyor kimselere muhtaç değiliz ya devlet bağladı bize bir aylık yetirebildigimiz kadarı ile işte onada bin şükür dedi teyze.

_Amca nerelerde dedim..
_Derin bir iç çekti.
_Asıl vatanına göçtü gitti.O olsaydı gamda kalirmiydim hiç bir nefes bir ses yoldaşım olurdu hafiflerdi yaralarım.
_Evlatlar nerede dedim.
_Hiç sorma gittiler dedi bayramda bile aramaz oldular artık unuttular burada beni beğenmez oldular köylü analarını.

Aslını unuttular.
Atasını unuttular..

Şehir hayatıyla bizi beğenmez oldular yok oldu gitti artık kızım bazı değerler bizde böyle hergün merdivenlere inip çoluk çocuk sesiyle avunur olduk.
Gözlerim arada dalar gider eskilere böyle acı acı gülerim yaşlılık mazur gör teyzeni sen yine gel bir çay demlerim sana anlatırım eskilerden sana kızım.

Hep hüzünlü hikayelerim yok gelir duamıda alırsın hem birde gelirken o büyük kare biskuvilerden getirirsen çaya batırır yeriz beraber dedi.

Gülümsedim tamam teyzem tamam söz dedim ellerini öpüp vedalaşırken içim burkularak yanindan ayrıldım.

Özünü,atasını unutmuş nice hayatlar düştü aklıma.Kalbim burkuldu vefayı unutan hikâyelerin nice derin gamıyla.

Sen selamet ve sevgi ver Ya Rabbim vefayı unutmuş tüm yüreklerimize...

NEVİN AKTEKİN GÜLFİRAT