- 445 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Yalnızlığım Çipil Çipil
Yalnızlığım çipil çipil
Yalnızlığı davet ettim içeri... Fütursuzca,hiç nazlanmadan geldi.Gözleri çipil,çipil.... Saçları dağınık,kıvırcık mı kıvırcık. Beni özlemişti. Korkuyordu benden.Gelip de dokunamıyordu bir yandan da... Kalabalıklığımı da görmüştü çünkü, kalabalık olabileceğimi de biliyordu artık. Kendinden utanıyordu. Geceye sözü vardı.Az sonra çıkacaktı. Beni yine benle başbaşa bırakıp,süzülüp iniverecekti merdivenlerden, apartmanın kapısını aralık bulacaktı, belki geri gelirdi, kim bilir?
Teybe bir kaset koydum. O anda konuşmaya başladık.Yaşamımızın müziği eksikti, biliyorduk, her geçen gün yeniliyorduk. Her geçen gün yaşam yeniliyordu, ölümün karşısında. Müziğimiz eksikti,yine biliyorduk.
Çaldırdığım telefonlar açılmıyordu. Çaldırmadığımın karşısında uzak düştüğüm sesler. Kendimi de aradım mı? Onu bile bilmiyorum. Kendimi kaybetmiştim. O’nu ise hiç aramıyordum. O’nu kaybettiğimi de biliyordum. Bulmayla çözülecek bir kaybetmek değildi bu. Özlemekle, uzaklarda olmakla, dokunamamak ve ulaşamamakla ilgili bir kaybetmetti.
Oyundu bu bir tür. Kazanırdın ya da kaybederdin.Yaşam bir tekrardan ibaret bile olsa, bilirdin kaybettiğini,yine kaybederdin....
2 haziran 1997
İstanbul
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.